Ahmet Eren Özen
ahmeterenozen1@gmail.com
ELBETTE SİYASET YAPACAĞIZ
06/05/2023
Ben lisede öğrenciyken; CHP'nin toplantılarına, ADD gibi derneklerin etkinliklerine, DSP'nin miting ve seçim çalışmalarına katılır; etliye sütlüye karışmadan kıyıdan köşeden olanları izlerdim. Hatta geçenlerde Kemal Kılıçdaroğlu'nun İzmir mitingine gittiğimde aklıma lise son sınıf öğrencisi iken yani 2009 yılında İzmir'de katıldığım CHP yerel yönetim seçimleri mitingi geldi. Sahneye çok yakın olmama rağmen kalabalıktan o dönemki CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı görememiştim. Kendisini bir daha da görme imkanım olmadı. Pekçok yanlışına rağmen Baykal, ulusalcı bir siyasetçiydi. Ona,Allah'tan rahmet diliyorum. O sırada DSP Genel Başkanı iktisat doktoru Masum Türker arandı ya da aradı. Tam hatırlamıyorum ve onunla telefonda görüşerek DSP'ye katılacağımı bildirdim. DSP'de Rahşan Ecevit döneminden kalma bir kural vardı. Kolay kolay partiye üye yapılmaz; ancak birilerinin referans olmasıyla partiye üye olunabilirdi. Ben de Masum Türker'in referansıyla üye olmuş oldum partiye. Üyelik formuna da o dönemki parti meclis üyelerinden Yalçın Avcı "öneren üye" olarak imza attı. Üyelik kaydımı ise ilçe sekreteri İlker Akiç gerçekleştirdi. Kaderin cilvesine bakın ki gerek DSHP'de genel başkanlık yapan Hulki Cevizoğlu gerekse de DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, AKP'den İstanbul milletvekili adayları. DSP'nin 2009'da Zeki Sezer'in genel başkanlıktan ayrılmasıyla başlayan Ecevitçi olmayanlar tarafından işgali; önce örgütlerin kapatılmasına bugünlerde ise DSP'nin bazı isimlerinin Cumhur İttifakı'na katılarak; demokratik sol savunumundan (ideolojisinden) koparılması noktasına geldi. Bir partiye emek verdiğinizde ve parti sizin emeğinizi yanlış yönetimsel kararları neticesinde yok ettiğinde ister istemez üzülüyor, nedamet hissi yaşıyorsunuz. Ama yine de ilk partimden çok şey öğrendiğimi belirtmek isterim. Üyeliğimin üzerinden 13 yıl geçse de her konuda olduğu gibi Türk siyasetinde de gerileme olduğunu söyleyebilirim. Biz DSP'den kuruluş felsefesinden (Ecevitçilik'ten) uzaklaşıldığı için ayrıldık. Ama bugün ne AKP ne MHP ne de CHP kuruluştaki ana ilkelerini taşımıyor. Bunlara İYİ Parti ve diğer partiler de eklenebilir. Bana göre Türk siyasetinin ana kronik sorunlarından biri de budur. Siyasal partilerimiz maalesef oynak karakterlidir. İlkesiz ve omurgasız siyasette, savunum bir kenera bırakıldığında parti içi başarıda tek ölçüt para ve çıkar ilişkileri oluyor. Bu maddiyatçılık öyle bir noktaya gelmiş ki; bu rant düzenine uymayanlara sağ partilerde yer alıyorsa bir kişi iftar daveti, bayramlaşma tebriği bile gelmiyor. Solda ise daha vahşi ayrımcılıklar var. Hepsini geçtim ilçelerde bile bir ilçe başkanı kendisine muhalif olan ya da sevmediği kişilere seçim çalışmalarını bile haber vermeyebiliyor. 21 yıldır AKP'nin kazanmasında muhalefetin kendi içinde düştüğü bu acıklı durumun da olduğunu lütfen unutmayalım. Şimdi seçime gidiyoruz. CHP ve İYİ Parti yani Millet İttifakı'nı destekleyenlere de görevler düşüyor. İktidara bu kadar yakınken, kendi ayağınıza kurşun sıkıp bu milletin geleceğini de heba etmeyiniz. Şu sıralar kime sorsam kafam karışık diyor. Neden? Hepimiz biliyoruz nedenini. 3-6 Mart masadan kalkma ve geri oturma sürecinden bugüne yaşananlar, milletvekili aday listelerinde yapılan yanlışlıklar seçimi ilk turda kazanma ihtimalini bana kalırsa düşürdü. Bu hafta biraz daha toparlanma görüyorum. Sanki Sinan Oğan, Muharrem İnce'den daha fazla oy alacak gibi.
Bülent Ecevit, 12 Eylül mahkemelerinde yapmış olduğu savunmalarda ve ortanın solu kitabında aşırı solun ülkeye zarar verdiğini ancak idamlara karşı olduğunu söyler. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamına Bülent Ecevit ve İsmet İnönü hayır oyu kullanmış ama CHP'li pekçok milletvekili evet oyu vermişti. Süleyman Demirel ve Adalet Partisi milletvekilleri de oybirliği ile idamı onayladılar. Ecevit hümanistti. İnsana ve sanata değer verirdi. Aynı zamanda antikomünist ve milliyetçi idi. "Sosyal Demokrasi"de milliyetçilik olmadığından Kemalizm ve devrimciliği de barındıran inançlara saygılı laikliği benimseyen, ulusalcı "Demokratik Sol" düşüncede idi. Bunu 1960'larda "Ortanın Solu" 1970'lerde "Demokratik Sol" olarak kuramlaştırmıştı. Bülent Ecevit'in eşi Rahşan Ecevit de aşırı sola karşıydı. Rahşan Ecevit'in aile yapısı, Bülent beyin ailesine göre daha muhafazakar bir yapı arz ediyormuş. Hatta öyle ki Nurullah Ataç'ın "Allah, peygamber yok" sözünü duyan Rahşan Hanım'ın babası Namık Zeki Aral'ın sinirden fenalık geçirdiği kitaplarda ve anılarda anlatılan gerçek bir olaydır. Rahşan Hanım da namaz kılan, mütevazı bir isimdi. Rahşan Hanım saçını kendi kesen, kırk yıl aynı kıyafeti giyse de formunu aynı tuttuğu için yeni bir kıyafet almaya ihtiyaç duymayan sade bir kişiliğe sahipti. Evde üç çeşit yemek çok nadirdi. Çorba ve Kürt usulü domates salatası severlermiş karı koca. Evleri Ankara Çankaya'da 100m2'lik 2+1 kooperatif dairesiydi. 1999'da MHP ile koalisyon kurulacakken MHP'ye karşı çekincelerini belirtmiş Rahşan Hanım ve "katledilenleri nasıl unuturuz" diyerek örgüte sol mesajını vermişti. Devlet Bahçeli bunun üzerine "özür dilenmeli" dese de Rahşan Hanım özür dilemedi ve koalisyon her şeye rağmen kuruldu. Bülent Ecevit idam cezasına yukarıda da ifade ettiğim gibi öteden beri karşıydı. Belki bunda Bülent Bey'in tasavvuf inancı da etkili olmuştur bilemiyorum. Kendi iktidarında PKK elebaşısı Apo için bile idam cezasını uygulattırmadı. İdamla ilgili düzenleme Ecevit döneminde AB müktesebatı gereğince "idamların durdurulması" şeklinde girdi. Ancak idam cezasının tamamen kaldırılması 2004'te AKP hükümeti döneminde AKP'li milletvekillerinin oylarıyla olmuştur. Tarihte pekçok yaşanmış olay sonradan suçsuzluğu ortaya çıkan kişilerin haksız yere idamı ile doludur. İdam cezasını savunmak doğru değildir. Buna rağmen özellikle kadına saldırı ve toplu suçlarda, mide bulunduran iş ve işlerde insan "asacaksın bunları" demekten de kendini alamıyor. Bunun da farkındayım. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının da idamları yanlıştı. Anayasal rejimi ortadan kaldırmak yani kendilerince devrim gerçekleştirmek için mücadele eden, bu mücadeleyi dmeokrasi çerçevesinde yapmak yerine çok yanlış olarak silahlı eylemlere girişen üç genç, asılmasalardı 1974 affında cezaevinden serbest bırakılacaklar belki de şimdilerde emekli yaşlı dedeler olarak bahçelerinde oturacaklardı. Aksakal, "kraldan çok kralcı" olmada işi o kadar azıttı ki; Hizbullah suçlusu birinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından serbest bırakılmasını savunurken "Öcalan da serbest bırakılabilir" deme noktasına geldi. Bu sözleriyle Aksakal, sadece Ecevit'in değil tüm şehitlerin de kemiklerini sızlattı. |
Yorumlar |
Kutlama 08/05/2023 17:16 Merhaba, Siyasete ilgi duyan gençlerin okuması gerekir, hepimizin geçmişinde benzeri öyküler var ama yapılan hataları erken görüp tez vakitte noktalamak önemlidir ! İlk ve en önemli öğreti de işi meslek gibi değil ülkeye, ulusa katkı için yapmak , sonradan foyası çıkan tiplerin peşinde figüran olmamaktır ! Önce ilkeler, bilgi ve beceri ve en önemlisi de saydamlıktır ! Umarım başarırsın, sevgi ve selamlar... Ayhan Bahattin Tuğsuz |
Yazarın diğer yazıları |
BAŞKA TÜRKİYE YOK! - 01/11/2024 |
Ahmet Eren Özen - BAŞKA TÜRKİYE YOK! 1/11/2024 |
EN GARİP RÜYADAN DAHA GARİP GERÇEKLİKLER YAŞIYORUZ - 28/10/2024 |
Ahmet Eren Özen - EN GARİP RÜYADAN DAHA GARİP GERÇEKLİKLER YAŞIYORUZ 28/10/2024 |
İZMİR KÖRFEZİNİ ÖLDÜREN NEDENİ AÇIKLIYORUM - 11/10/2024 |
İZMİR KÖRFEZİNİ ÖLDÜREN NEDENİ AÇIKLIYORUM - Ahmet Eren Özen 11/10/2024 |
MUTLULUĞA KAPI AÇIN - 07/10/2024 |
MUTLULUĞA KAPI AÇIN - Ahmet Eren Özen 7/10/2024 |
TÜRKLERİN KÜLTÜR TARİHİ - 10/09/2024 |
Ahmet Eren Özen - TÜRKLERİN KÜLTÜR TARİHİ - 10/9/2024 |
ZEKİ MÜREN FİLMİ NİÇİN ÇEKİLEMEDİ? - 08/08/2024 |
ZEKİ MÜREN FİLMİ NİÇİN ÇEKİLEMEDİ? - Ahmet Eren Özen - 8/8/2024 |
UNUTULMAYAN BEŞ SOSYAL DEMOKRAT - 07/08/2024 |
UNUTULMAYAN BEŞ SOSYAL DEMOKRAT |
FİLM ÇEKİMİ EKİP İŞİDİR - 02/08/2024 |
FİLM ÇEKİMİ EKİP İŞİDİR - Ahmet Eren Özen 2/8/2024 |
BİR FİLM HER ZAMAN SİNEMA FİLMİ MİDİR? - 30/07/2024 |
BİR FİLM HER ZAMAN SİNEMA FİLMİ MİDİR? - Ahmet Eren Özen - 30/7/2024 |
Devamı |