• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/dgdernek
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905448823723
  • https://www.instagram.com/dgdernek
  • https://www.youtube.com/@dostlukgrubu
Derneğimizin Etkinlik Takvimi

Radyo D Dinle

Halk TV Kültür Sanat

 
Ahmet Eren Özen
ahmeterenozen1@gmail.com
ESKİ UYGARLIKLARDA SİYASİ DARBELER
08/07/2023
Milattan önce 640 ile 560 yılları arasında yani 80 yıl yaşayan Atinalı şair ve devlet adamı Solon, yaptığı reformlarla Atina demokrasisinin kurucusu sayılır. Solon, orta halli bir aileden gelen ve ticaretle uğraşan biriymiş. İktidara geldiğinde borç köleliğini (borc almak icin bir ailenin fertlerinin tamamının ipotek altına alınması) kaldırmış ve tüm vatandaşlara oy hakkı tanımış. Böylelikle aristokrat sınıf ile halk sınıfı arasındaki eşitsizliği gidermeye çalışmış. Şu işe bakın ki Solon ne yaparsa yapsın, kimseyi memnun edemeyeceğini anlamış ve yönetimden çekilmiş.
 
Atina'da yine bozulmalar başlayınca Pzistrat öne atılır. Kimdi bu Pzistrat? Plutarkhos eserinde onu şöyle tanımlıyor: "Sevimli, hoş sohbet, fakirlere dost görünen, rakiplerine karşı yumuşak davranmayı bilen, yeğeni Solon'un kanunlarını yani kurulu düzeni koruma yeminleri eden parlak bir asker."
 
Pzistrat'ı farklı kılan neydi? Pzistrat, tarihteki ilk hükümet darbecisi olarak geçer. Ben onu aynı zaman tarihteki ilk mağdur edebiyatı yapan siyasetçi olarak da görüyorum. Çünkü Pzistrat, halkı heyecanlandırabilmek için kendi kendini yaralayıp, elbiselerini parçalamış ve yüzü gözü kan içinde yüksekçe bir yere çıkıp Atinalılar'a seslenmiştir:"Bana saldırdılar, bana bu yapılanı reva mı göreceksiniz? Halka aşık olarak bağlı olduğumu biliyorlar, bu yüzden bana saldırıyorlar".*
 
*Halka aşık olan ve defaatle (defalarca) mağdur edebiyatına sığınan AKP ve "Biz bu halka aşığız be" diyen Erdoğan siyasetine ne kadar benziyor değil mi?
 
İşte Pzistrat da bu edebiyatı o zamanki Yunan'da iyi hatiplikle birleştirerek 400 kadar sivil halkı silahlandırıp Akrapol'ü zapt ederek iktidara el koydu. Bu ilk hükümet darbesiydi. Diktatörler onu örnek alarak çoğalacaktı.
 
Pzistrat dini de kullandı. Çok güzel bir köylü kızını özel giysilerle giydirerek Tanrıça Athena kılığına soktu. Athena, Yunan mitolojisinde zekâ, sanat, strateji, ilham ve barış tanrıçasıdır. Babası, tanrıların başı Zeus, annesi ise Zeus'un ilk karısı olan hikmet tanrıçası Metis'tir. Köylü kızını işte bu tanrıça kılığında bir savaş arabasına bindirdi ve kente hakim oldu. Borçları affediyor, toprak paylaşımını ise halkın arasındaki kini kullanarak yani onları birbirine kırdıtarak yapıyordu. 
 
Dini kullanmak, mağdur edebiyatı yapmak, iyi bir hatip olarak halkı kandırmak ve iktidara sivil darbeyle gelmek. Pzistrat ve onu takip eden diktatörler dönemi... İşte bu diktatoryal anlayış bir buçuk yüzyıl sonra ülkenin yıkılmasına yol açacaktı. Yunan halkı o kadar bıkmıştı ki bu diktatörlerden kentleri işgalcilere kendi elleriyle teslim ettiler. Böylece Yunan yarım adasında Roma egemenliği başlamış oluyordu.
 
Doğuda İran'da ise Keykavus kardeşini öldürecek ama başkahinlerin oyununa gelerek, yaşadığı söylenen kardeşini yeniden öldürmek için yola çıkarken atında dengesini sağlayamayarak kılıcının üzerine düşüp ölecekti. Böylece kahinler çevirdikleri oyunla iktidara geliyordu. Bu da din darbesiydi. Daryüs, sarayı basıp kahinleri öldürecek bu isyan sırasında fırsattan yararlanan Babil ise bağımsızlığını ilan edecekti.*
 
* Okuduğunuz gibi yönetime karşı çıkan isyanlarda kargaşalıktan yararlanan uç topraklardakiler de isyan etmeye ya da bağımsızlığını ilan etmeye hemen hazırdır.
 
Trakyalı Spartaküs ise köle darbesi yapmıştı. Bir savaşta Romalılar'a esir düşer ve köle olarak gladyatör okuluna satılır Spartaküs. Burada 73 köle Romalılar eğlensin diye arenalara çıkmak ve birbirlerini boğazlamak için yetiştiriliyordu. Spartaküs ve arkadaşlarına ibret olması için anlatılan bir hikaye vardı. Bu Aristonikos'un hikayesi idi. Onlardan 60 yıl önce Bergama'da köleleri ayaklandırarak bağımsızlığa kavuşturan ve bir güneş devleti kuran Aristonikos, Roma orduları karşısında perişan olmuş ve öldürülmüştü.*
 
* Aristonikos'u ayrı bir yazıda daha detaylı olarak izleyeceğiz. 
 
Spartaküs ve arkadaşlarının en büyük güvencesi bizzat Roma'nın demografik yapısıydı. Çünkü Roma'daki köle sayısı, Roma vatandaşlarından fazla idi. Spartaküs ve arkadaşları sıkı gözetim altında olan gladyatör okulundan kaçtılar ve Vezüv yanardağının eteklerine çekilip üzerlerine salınan orduya gruplar halinde saldırıp onları yok ettiler. Belki de bu taktik yani dağlara çıkıp oradan düzenli ordu ile savaşmak olan gerilla taktiği ilk kez bu olayda gerçekleşmiştir.
 
Spartaküs böylece taraftar sayısını giderek artırmış ve Roma'yı ikinci kez yenince asker sayısı 40 bine çıkmış. Ancak kölelikten çıkanlar o günlerini unutup köyleri yağmalamaya başlamış, masum insanları öldürmüş. Ezilenler ezen olmuş bir bakıma yani. Spartaküs bu şımarıklığın kurbanı olacaktır. Askerlerinin yönetiminde arkadaşlarını ikna edememiş ve yenilmişlerdir. Spartaküs'ün egemen olduğu bölgelerde altın ve gümüş biriktirmeyi ayrıca yüksek fiyatla mal satmayı yasaklandığını da not düşelim.
 
Darbeler deyince akla Roma gelmezse olmaz tabii. Roma denilince de mesela Çiçeron'un suçladığı Katalina tertibi ya da en sonunda kendi evladı tarafından öldürülen Jül Sezar'ın iktidarı ele geçirmek için önce Gal Valiliği'ne çekilip orada ordu toplayıp Roma'ya egemen olması gibi onlarca tarihi olay ve darbeler vardır.
 
Bunlar arasında bir tanesi ilginçtir. Şöyle ki Roma'nın parlak döneminde iş başında olan ancak özellikle saray çevresinde yaptıklarıyla dehşetli bir şöhret salan Kaligula öldürüldüğünde basılan saraydan perdenin arkasında kalıp bir subayın merhametiyle kurtulup halk kral istiyor diye tahta oturulan ancak karısı genelevde bir fahişe olan Meselina ile evli bulunan Klod'un iktidardan düşüşü ilginçtir. Kral Kold uyuyunca karısı eski mesleğini icra etmek için geneleve gider, göğüslerini altın bir zincirle kapatarak eski mesleğine üstelik normal tarifeden devam edermiş. Durumdan rahatsız olan Romalıların suçüstü ile yakalanan ve öldürülen Meselina'nın ardından kral bu kez de öz yeğeni Kaligula'nın kardeşi Agripin ile evlenmiş. Agripin de onu aldatacaktır. Agripin'in kendisini aldattığını öğrenen kral bir yemekte bunu üzuntüyle karısına söyleyince geleceğini tehlike altında gören Agripin tarafından zehirlenir. Kralın oğlu da aynı gün içinde öldürülür. Ve yerine Agripin'in ilk eşinden olan oğlu Neron geçer. Bu kadın darbesinin ardından Roma'da neronlar devri başlar.
 
Bir diğer darbe ise Etienne Marcel'in yaptığı esnaf darbesidir. Paris'te belediye teşkilatı yoktu. Nehir Yoluyla Ticaret Yapanlar Birliği Paris'e hakimdi. Kral tarafından paranın genel değerinin düşürülmesi üzerine çalışanları ve esnafı genel greve götüren esnaf kahyası taraftarlarının başına kırmızı ve mavi serpuş giydiriyor. İngiltere - Fransa savaşı nedeniyle Kral İyi Jean'ın savaş esiri olarak tutuklu bulunduğu bu yıllarda oğlu Prens Charles Navar Kralı ile birlik olup Paris'i elinde tutan bu esnaf kahyasından yönetimi diğer eyaletlerden topladığı desteklerle geri almıştır.
 
Son olarak Floransa'yı ele alalım. 1434'te Cosimo de' Medici isimli bankere kendisini teslim etti. Medici'ler çirkin sevimsiz tiplilerdi. Belki de bu nedenle sanata ve güzel resme tutkulu idiler. Cosimo'nun ölümüyle 1 Ağustos 1464'te iktidar torunu Lorenzo'ya geçecekti. Mükemmel düzeyde Yunanca, Latince, edebiyat ve müzik bilgisi olan bir insandı Lorenzo.
 
Michelangelo onun sofrasındaki gediklilerdendi. Brunelleschi, Donatello, Boticelli onun emrinde çalışıyorlardı. O zamanlar İtalya prensliklerden oluşuyordu. Lorenzo siyasi dehası ve zenginliği ile diğer prensliklere de egemendi. Osmanlı padişahlarıdan, Mısır'dan hediyeler alıyordu. İktidarın Medici ailesinde yani tek bir ailede toplanmasından rahatsız olan asil sınıfa mensup bazı aileler, Lorenzo ve kardeşine kilisedeki bir ayin sırasında suikast düzenledi. Lorenzo'nun kardeşi öldü kendisi ise yaralı kurtuldu. Darbe başarılı olmamış, suçlular ve onlara destek veren aileler hizmetçilerine varılıncaya değin asılmışlardı. Katillerden Bandini ise İstanbul'a kaçacak, Lorenzo onu Fatih Sultan Mehmet'ten geri isteyecek, padişah II. Mehmet de bu isteği gerçekleştirecekti.


210 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

BAŞKA TÜRKİYE YOK! - 01/11/2024
Ahmet Eren Özen - BAŞKA TÜRKİYE YOK! 1/11/2024
EN GARİP RÜYADAN DAHA GARİP GERÇEKLİKLER YAŞIYORUZ - 28/10/2024
Ahmet Eren Özen - EN GARİP RÜYADAN DAHA GARİP GERÇEKLİKLER YAŞIYORUZ 28/10/2024
İZMİR KÖRFEZİNİ ÖLDÜREN NEDENİ AÇIKLIYORUM - 11/10/2024
İZMİR KÖRFEZİNİ ÖLDÜREN NEDENİ AÇIKLIYORUM - Ahmet Eren Özen 11/10/2024
MUTLULUĞA KAPI AÇIN - 07/10/2024
MUTLULUĞA KAPI AÇIN - Ahmet Eren Özen 7/10/2024
TÜRKLERİN KÜLTÜR TARİHİ - 10/09/2024
Ahmet Eren Özen - TÜRKLERİN KÜLTÜR TARİHİ - 10/9/2024
ZEKİ MÜREN FİLMİ NİÇİN ÇEKİLEMEDİ? - 08/08/2024
ZEKİ MÜREN FİLMİ NİÇİN ÇEKİLEMEDİ? - Ahmet Eren Özen - 8/8/2024
UNUTULMAYAN BEŞ SOSYAL DEMOKRAT - 07/08/2024
UNUTULMAYAN BEŞ SOSYAL DEMOKRAT
FİLM ÇEKİMİ EKİP İŞİDİR - 02/08/2024
FİLM ÇEKİMİ EKİP İŞİDİR - Ahmet Eren Özen 2/8/2024
BİR FİLM HER ZAMAN SİNEMA FİLMİ MİDİR? - 30/07/2024
BİR FİLM HER ZAMAN SİNEMA FİLMİ MİDİR? - Ahmet Eren Özen - 30/7/2024
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.275634.4129
Euro36.100236.2448
Hava Durumu

İzmir nöbetçi eczaneleri