• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/dgdernek
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905448823723
  • https://www.instagram.com/dgdernek
  • https://www.youtube.com/@dostlukgrubu
Derneğimizin Etkinlik Takvimi

Radyo D Dinle

Halk TV Kültür Sanat

 
Ahmet Eren Özen
ahmeterenozen1@gmail.com
ECEVİT DEĞİŞİMİ NASIL BAŞARMIŞTI
17/07/2023

 

AKP hükümetlerinden önceki son hükümet Bülent Ecevit'in başbakanı olduğu 57. Hükümet idi. 57. Hükümet "sessiz bir devrim" gerçekleştirmişti. 3.5 yıl süren DSP – MHP – ANAP koalisyon hükümeti anayasada 30'dan fazla maddeyi değiştirmiş, 120 civarı yeni kanun çıkarmış, AB müktesebatına uygun olarak devleti adeta yenilemişti. Elbette tüm başarılar Bülent Ecevit'in bu hükümetin başında yer almasından yani başbakan olmasından kaynaklanıyordu.

Ecevit kimdi, neler yapmıştı?

Bülent Ecevit, 1925 İstanbul doğumluydu. Aslen Pertek'li idiler. Daha sonra Kastamonu'nun Ecevit köyüne yerleşmiş bir aileye mensuptur. Bu köy, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Ankara romanında da geçen bir köydür. Bülent Ecevit'in dedesi Osmanlı'da Çinli Hoca olarak bilinen bir zatmış ve şeyhlik makamına kadar yükselmiş biriymiş. Hatta öyle ki Hicaz yani hac bölgesinde epeyce arazi kendisinden Ecevit'lere miras kalmış.(1) Bülent Ecevit'in babası ise dinden uzak bir görünüm taşır. Bir kere alkole olan tutku derecesinde bir bağlılık, oğlunu alkolden soğutacak kadar dikkat çekicidir. Fahri Ecevit, CHP'de milletvekilidir; ancak 1950 seçimlerinden sonra o da vekillikten olacaktır.

50'li yıllar Ecevit'in gençlik yıllarıdır. Deyim yerindeyse "alıcı gözüyle baktığı ilk kız" olan Rahşan Aral ile evlenmiş, yurt dışı görevlerinde bulunmuştur. Babası sayesinde girdiği Ulus Gazetesi'nde Nihat Erim'le birlikte çalışmıştır. Bülent Ecevit, Robert Koleji mezunu olduğundan ve küçük yaştan itibaren çeviriler yaptığından İngilizce'yi ana dili gibi konuşabiliyordu. Erdal İnönü ve Metin Toker ile arkadaşlığı sayesinde 1957'de Ankara'dan CHP milletvekili olmuştur. Tam 14 yıl boyunca İsmet İnönü'nün yanından ayrılmayacak, adeta sağ kolu gibi çalışacaktır. Anadili gibi Fransızca konuşan İsmet İnönü'ye başta İngilizce çeviri olmak üzere pek çok konuda danışmanlık yapmıştır.

Parti, İnönü tarafından Abdi İpekçi'ye yani Milliyet'e verilen bir röportajda "Ortanın Solu"nda olarak ilan edilince, Ortanın Solu'nu da savunmak ve hatta bu konuda kitap yazmak Bülent Ecevit'e düşecektir. CHP, Ortanın Solu kavramı ile birlikte savunum (ideolojik) olarak bir ayrıma girmiş ve bu felsefeyi benimsemeyenler partiden ayrılmışlardır.

Ecevit, üniversite okumamasına rağmen entelektüel bir yapıya sahiptir. Şiirleri ve kitaplarındaki ifadeleri Türk Edebiyatı'nda başka kimsede göremediğim bir biçem (üslup) taşıyor. Ecevit, hem kendinden büyüklere hem de küçüklere saygılı bir isim olarak ve çalışkanlığıyla giderek parti içinde ve halk nazarında sevilen, sayılan bir isim olmuştur. Onun Çalışma Bakanı iken yaptıkları bugün bile unutulmamıştır. Babası Fahri Ecevit, adli tıp profesörü ve milletvekili, annesi Nazlı Ecevit, Türkiye'nin ilk resim hocalarından olmasına; kolejlerde okuyup yurt dışında görevler yapmasına rağmen aydın budalası olmamış tam aksine köylü kasketi takıp halkla kucaklaşmıştır. Ecevit, halkın ekonomik olarak bolluk (refah) içinde yaşamasını ve yüksek kültür düzeyine erişmesini istemiştir. Ecevit, "halka rağmen" siyaset anlayışını reddederek; halka tepeden bakmayı kabul etmemiş, "halk için halkla birlikte" felsefesi ile siyasetini yürütmüştür. Tabii bu da Ecevit'in halkın gözünde bir umut olmasına destek sağlayacaktır.

12 Mart 1971 askeri müdahalesi, Ecevit'in kamuoyu ve siyaset içindeki yükselişini engellemek için yapılmış bir müdahale görünümündedir. Üstelik Ecevit'i üzen CHP'nin başta İsmet İnönü ve Nihat Erim olmak üzere bu ihtilal yönetimine ses çıkarmaması, askeri vesayet altında kurulacak hükümete CHP'nin de bakan vermesidir. Bunun üzerine CHP Genel Sekreterliği'nden istifa eder. Ecevit, parti örgütlerini sıradan bir üye olarak dolaşmakta, her gittiği yerde büyük ilgi görmekte, ekibi ilçe ve il kongrelerini birer birer kazanmaktadır. 1972 yılına gelindiğinde Ecevit artık CHP Genel Başkanı'dır. İsmet İnönü bir yıl sonra vefat edecektir. Aynı yıl yapılan seçimlerde CHP birinci parti olacak ve Erbakan'ın MSP'si ile koalisyon kuracaktır.

CHP – MSP koalisyonu fazla uzun sürmez ama Kıbrıs Mutlu Barış Harekatı gibi haşhaş yasağının kaldırılması gibi unutulmaz kararları ve eylemleri gerçekleştirmiştir. Bu hükümetten sonra maalesef Milliyetçi Cephe hükümetleri kurulmuştur. Türkiye'yi ateş hattına sokan, sokaklarda terörü azdıran bu sağ hükümetlere karşı CHP bir kez daha seçimlerde galip gelir. 1977'deki seçimlerde CHP üstelik oylarını da artırarak yüzde 41 küsur ile birinci çıkar. Her ne kadar "Güneş Moteli" diye bilinen olaydan sonra hükümet kurabilse de(2) 1979 ara seçimlerinde partisinin oyları azaldı diye başbakanlıktan çekilecek kadar da asil bir kişidir.

Ecevit 1979'da başbakanlıktan istifa etmişti. Siyasette nadir görülen bir durumdur bu. İşte Ecevit, 1971'de genel sekreterlikten nasıl istifa ettiyse, 1979'da da başbakanlıktan istifa ediyordu. Yani o, gerektiğinde bırakmasını da biliyordu. 1979'da başbakanlığı bırakırken ülkenin ekonomik durumu kötüye gidiyordu. Ecevit, sokak olaylarına sıkıyönetim kararları almasına rağmen çare bulamıyordu. Yine de Ecevit bu dönemde polis teşkilatının eğitimi için ilk kez yurt dışından uzmanlar getirtmiştir. Ecevit, toplumsal olayların silahlı eyleme dökülmesinde dış güçlerin ve Kontrgerilla'nın parmağı olduğunu anlamıştı. Ancak hükümeti çok zayıf bir şekilde kurmuş ve dışarda da beklediği ekonomik desteği alamamıştı.

Tam da o günlerde IMF, dış piyasadan borç para bulamayan Ecevit'e daha sonradan 24 Ocak Kararları olarak bilinen acı reçeteyi sunar. Sunumu gerçekleştiren iki kişiden biri IMF Türkiye Masası'ndan Kemal Derviş'tir. Derviş, 1972 yılında Ecevit'in çıkardığı Özgür İnsan dergisinde yazılar yazan genç bir akademisyen adayı iken daha sonra yurt dışına gitmiş bir ekonomistti. Fakat Ecevit, IMF'nin reçete olarak sunduğu önerileri reddeder. Ekonomik darboğaz, TÜSİAD gibi bazı kurumların ve sermayedarların planlı saldırıları, Ecevit'i bıktırmıştır. Üstelik mal darlığına neden olan kararı Ecevit'e kabul ettiren Deniz Baykal gibi bakanları, arkadaşları parti içinde hizipler oluşturmuşlardır. Ecevit bu şartlar altında başbakanlık koltuğunu Demirel'in azınlık hükümetine bırakır. Demirel'in ilk işi ise 24 Ocak 1980'de IMF isteklerini imzalamak olur. Ancak bu kararlar işçi kesiminin ve genel anlamda çalışanlar ile Türk aydınlarının bilinçli direnişi karşısında uygulamaya geçemez. Bu kararları uygulamak için askeri yönetimin gelmesi gerekmektedir. Ve onlar da botlarını vura vura gelirler.

12 Eylül 1980 darbesinden sonra parti liderlerine getirilen beyanat vermeme yani konuşmama yasağı ve buna benzer yasaklar nedeniyle, CHP Genel Başkanlığı'ndan istifa eder Ecevit. Bu durum şok etkisi yaratır kamuoyunda. Ama Ecevit, partinin önünü açmak istemektedir. Kendisine uygulanan siyasi yasaklar nedeniyle partisi de zarar görsün istemez. Ecevit'in fedakarlığı da partileri kurtaramaz. Tüm partiler, askeri yönetimce kapatılır. Ecevit hapsedilir ve mahkeme salonlarında yalnız kalır. Çünkü Ecevit'in partideki çalışma arkadaşlarının bir bölümü askerlere Ecevit'in içeride tutulması için yalvarmaktadır.(3) Ecevit hepsinden birer birer haberdar olur ve yeni bir parti kurma düşüncesi buradan, yani daha hapisanedeyken doğar.

Rahşan Ecevit'in Köylü Derneği'nin ağzında başak taşıyan güvercin logosu kurulacak olan yeni partiye simge olur.(4) Askeri yönetimden icazet almamak için parti kuruluşu 14 Kasım 1985'e uzayacaktır. Bu tarih geldiğinde Rahşan Hanım gider ve partinin kuruluş evraklarını teslim eder. Demokratik Sol Parti yaklaşık 600 kişiyle; köylü, esnaf, emekli, işçi gibi isimlerle birlikte Rahşan Hanım'ın genel başkanlığında kurulur. 1987'deki halkoylaması ile eski siyasetçilerin yasaklarının kaldırılması ile partinin başına Bülent Bey geçer. Köy köy dolaşmaya başlar. Meyve kasaları üzerinde konuşmalar yapar. Akay Caddesi'nde bodrum katında kurulan parti; kalem, rozet gibi şeyler satarak ayakta durmaya çalışır. Hatta burada ilginç bir olay olur. Çiçek Abbas tarzındaki eski bir minibüsle gezerek siyaset yapan Ecevit, Karadeniz gezisinde bir kavşakta beklerken ANAP seçim otobüsü ve yüzlerce araçtan oluşan konvoy önlerinden coşkulu bir şekilde geçer. Ecevit, minibüstekilere "iktidarda iken ya da iktidara gelirken bu konvoylar normaldir. İktidardan düşerken hiçbiri kalmaz" der.

1986 ara seçimlerini Rahşan Ecevit(5), 1987'de baskın olarak yapılan genel seçimleri ise Bülent Ecevit kazanamaz. Bunun üzerine her ikisi de siyasetten ayrılma kararı alır, DSP Genel Başkanı Necdet Karababa olur. Ancak bu ayrılık uzun sürmez. Partililerin isteği üzerine Bülent Ecevit yeniden genel başkan, eşi Rahşan Ecevit ise örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcısı olarak geri dönerler.


 Bülent Ecevit DSP Mitingi'nde 1999

1990'da ilçe olan Bayrampaşa belediye seçimlerini anket firmalarının tahminin aksine DSP adayı Necdet Özkan kazanır. Bayrampaşa'dan esen rüzgarla moral bulan DSP, 1991 seçimlerinde barajı aşıp TBMM'ye girer ve seçilen 10 milletvekilinden biri de Necdet Özkan'ın kardeşi Hüsamettin Özkan olacaktır. Yaklaşık 11 yıl boyunca Ecevit'in sağ kolu olacaktır Hüsamettin Özkan. Ve 8 Temmuz 2002'de "Siyasette duygusallığa yer olmadığını öğrendim" diyerek istifa edecektir DSP'den. Özkan, partinin CEO'su gibidir. Her seçimde oyunu artıran DSP, 1999'da birinci parti olmuştur %22 ile. ama 3.5 yıl içinde yaşanan olaylar, sözgelimi; 1999'daki depremler, Tansu Çiller zamanından beri birikmiş ekonomik problemler, Kasım 2000 ve Şubat 2001 krizleri, anayasa olayı, hükümete sermaye çevrelerinde yapılan saldırılar, ABD'nin Irak'ı işgal planı, parti içi çekişmeler ve benzeri nedenler üzerine hükümet yıpranır. Ecevit'in sağlığı da alay konusu haline getirilir. Aydın Doğan medyası, başta Emin Çölaşan olmak üzere sözde gazeteciler yalanlarıyla ve iftiralarıyla halkı manipüle ederler.

3 Kasım 2002 seçimlerine koalisyon ortaklarından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin isteği üzerine erken seçim kararı alınarak gidilir. Ecevit'in "erken seçim intihar olur" uyarısına rağmen Bahçeli, 4 Temmuz 2002'de düğmeye basmıştır. İpler kopar, seçime gidilir. %1.22 Ecevit'in genel seçimlerde aldığı son oydur. Seçim gecesi yaptığı ilk basın açıklamasında "Oylarımızın düşmesini bekliyordum ama bu kadarını ben de tahmin etmiyordum" der. 2004 yerel seçimlerinde DSP'nin oylarını iki katına çıkarır. Bu arada parti içi hareketlilik durulmuştur. Genel Başkanlığı, Zeki Sezer'e devreder.

Bülent Ecevit, 16 Mayıs 2006 tarihindeki Danıştay saldırısı sonucu hayatını kaybeden daire başkanlarından yargıç Mustafa Yücel Özbilgin'in cenazesinde halk tarafından alkışlarla karşılanır. "Türkiye laiktir, laik kalacak" sloganları cami avlusundan bütün Ankara sokaklarına yayılırken, Ecevit'in yorgun ve yaşlı bedeni bu heyacana dayanamayacaktır. Evine dönerken koruma müdüründen dondurma ister.(6) Son isteği olan dondurmayı bir çocuk sevinciyle yer. Evde banyoda fenalaşır ve GATA'ya kaldırılır. Günlerce süren yaşam direnişi, 5 Kasım 2006'da noktalanır. Yapılan cenaze törenine 500 binden fazla insan katılır.

Ecevit'in son röportajları ve çalışmalarına bakıldığında; ekonominin gittikçe ülkeler siyasetinde daha etkili olacağını söylediğini biliyoruz. Ecevit, Türkiye'yi dört bir yandan saran tehlikeler karşısında çözüm önerileri getirecek isimlerle diyalog halindeydi. Ömrü vefa etseydi 2007 seçimlerinde tablo bambaşka olabilirdi. Eşi Rahşan Ecevit'i ise 20 Ocak 2020'de kaybettik. Öldüğünde 97 yaşındaydı. Her ikisi de Ankara'daki Devlet Mezarlığı'nda aynı mezarda gömülüdür. Ecevit çifti çok çeşitli açılardan Türk siyasetini değiştirdiler. Değişimi hem kendilerinde hem partilerinde sağladılar. Ancak kendileri hiç değişmediler. Mütevazı kişiliklerini korudular. Onları rahmetle anıyorum.


NOTLAR

Ecevit, kendisine miras kalan ve değeri milyarlarca doları bulan bu arazileri, Türk hacılarının hac görevlerini yerine getirirken yararlanması için Diyanet'e bırakmıştı. Ancak Diyanet, bu arazilere sahip çıkmadı ve Ecevit'in mirası ile ilgili gereken adli işlemleri gerçekleştirmedi. 10 yıllık süre dolunca araziler tekrar Rahşan Ecevit'in mülkiyetine geçti. Rahşan Ecevit'in kardeşi Asude Aral Ankara'da, erkek kardeşi akademisyen Kudret Aral Amerika'da yaşıyor. Bir diğer kız kardeşi Hilkat Hanım hakkında bilgi sahibi değilim. Rahşan Ecevit, sağlığında Rahşan-Bülent Ecevit Vakfı'nı da kurmuştu. Bu vakfın merkezi de Ankara Çankaya'da Oran Evleri içindedir.
Rahşan Ecevit, Güneş Motel'de iken bu hükümetin milletvekili transferi ile kurulmasına karşı çıkmıştır. Ecevitler, İstanbul'da Yeşilyurt'taki Çınar Oteli'nde kalmayı tercih ediyorlardı. Güneş Motel'in tercih edilmesi basından uzak görüşme yapmak içindir.
3 Teoman Ergül'ün "Sosyal Demokrasi'de Ayrışma ve Bölüşme Yılları" adlı iki ciltlik kitabında isim isim bu olaylar anlatılmaktadır. 
4 Rahşan Ecevit'in Köylü Derneği, DSP'nin temelini oluşturmuştur. Bu dernek sayesinde tanıdıkları pek çok köylü ve çiftçi yeni kurulan partide görev almıştır. DSP'nin logosu çizilirken, Köylü Derneği'ndeki logonun başaksız versiyonu tercih edilir. DSP'nin güvercinin kanatlarındaki 24 çentik ise 24 Türk boyunu temsil etmektedir. 
5. 1986 Ara Seçimleri'nde Rahşan Ecevit, DSP'nin İzmir milletvekili adayı olur. İzmir'deki tek vekillik yarışını SODEP'ten Erdal İnönü kazanır. Rahşan Ecevit'in İzmir'den aday olması yadırganmamalı çünkü kendisi İzmir'de doğmuştur. Babası Namık Zeki Aral Merkez Bankası müfettişlerindendir.
6. Bülent Ecevit, tatlıyı çok severdi. Ecevit'e başbakanken bir programda nereden geldiği belli olmayan bir dilim pasta ikram edilmiş, zehirlenen Ecevit  54 gün hastanede kalmıştı. Başbakan Ecevit, hastanede iken "öldü" denilerek şayialar çıkarılıyor, borsada spekülasyon yapılıyordu. "Ecevit, hasta ama bırakmıyor" deniliyordu. Oysa Ecevit, bıraksa idi Türkiye ABD işgaline uğrayacaktı. Ecevit'in direnmesi bundandır.



208 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

BAŞKA TÜRKİYE YOK! - 01/11/2024
Ahmet Eren Özen - BAŞKA TÜRKİYE YOK! 1/11/2024
EN GARİP RÜYADAN DAHA GARİP GERÇEKLİKLER YAŞIYORUZ - 28/10/2024
Ahmet Eren Özen - EN GARİP RÜYADAN DAHA GARİP GERÇEKLİKLER YAŞIYORUZ 28/10/2024
İZMİR KÖRFEZİNİ ÖLDÜREN NEDENİ AÇIKLIYORUM - 11/10/2024
İZMİR KÖRFEZİNİ ÖLDÜREN NEDENİ AÇIKLIYORUM - Ahmet Eren Özen 11/10/2024
MUTLULUĞA KAPI AÇIN - 07/10/2024
MUTLULUĞA KAPI AÇIN - Ahmet Eren Özen 7/10/2024
TÜRKLERİN KÜLTÜR TARİHİ - 10/09/2024
Ahmet Eren Özen - TÜRKLERİN KÜLTÜR TARİHİ - 10/9/2024
ZEKİ MÜREN FİLMİ NİÇİN ÇEKİLEMEDİ? - 08/08/2024
ZEKİ MÜREN FİLMİ NİÇİN ÇEKİLEMEDİ? - Ahmet Eren Özen - 8/8/2024
UNUTULMAYAN BEŞ SOSYAL DEMOKRAT - 07/08/2024
UNUTULMAYAN BEŞ SOSYAL DEMOKRAT
FİLM ÇEKİMİ EKİP İŞİDİR - 02/08/2024
FİLM ÇEKİMİ EKİP İŞİDİR - Ahmet Eren Özen 2/8/2024
BİR FİLM HER ZAMAN SİNEMA FİLMİ MİDİR? - 30/07/2024
BİR FİLM HER ZAMAN SİNEMA FİLMİ MİDİR? - Ahmet Eren Özen - 30/7/2024
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.275634.4129
Euro36.100236.2448
Hava Durumu

İzmir nöbetçi eczaneleri