Dilimize yerleşmiş bazı tabirler vardır. Bunlar zaman içerisinde değişiklik gösterse de uzun yıllar boyunca kullanılır. En bilinenlerin başında da şu gelir: Genelde kebapçı lokantalarına gidildiğinde garson, "ne vereyim abime" diye sorar. Biz de eğer üç dört kişi isek "ortaya karışık yap bir şeyler" gibisinden sipariş veririz. Ülke de şu an aynı bu duruma benziyor.

Bir tarafta iktidar yanlıları elde ettikleri zaferin sarhoşluğu ile muhalefet cephesi ile alay ediyor. Halk, bir sabah uyandığında aniden gelen vergi ve zamlardan ne yapacaklarını bilemez şaşkın bir halde. Beklenmedik şekilde gelen şok dalgası ile AKP kendi seçmenini bile kaybedecek noktaya doğru ilerliyor. Dağılmaya yüz tutan yandaşlarını nasıl toparlayacakları telaşına düşmüş durumda AKP kurmayları. Diğer tarafta ise seçimi kaybeden muhalefet cephesinde seçim öncesi rafa kaldırılan parti içi sorunlar raftan bir bir indirilmeye başlandı.

İktidar cephesi; medyada ve sosyal ortamlarda bozulan sosyal adaleti, enflasyonu, vergilerin vergisini hiç dile getirmemeye çaba gösteriyor. Özellikle emeklinin isyanını aldıkları talimat gereği bir iki göstermelik cümle dışında konuşmaya korkuyor. Bunun yerine hala eski argümanlarla konuyu saptırmaya çalışıyor. Akılları sıra alaycı tavırlarla muhalefet cephesini sindirmeye çalışıyorlar. Buna rağmen seçimde oyunu iktidardan yana kullanan hatırı sayılır bir kesim pişmanlıklarını dile getiriyor. Önümüzdeki günlerde iktidar kanadındaki bu gevşeklik ve çözülme yeni gelecek zam ve vergilerle daha da artacak.

Hükümet, sıcak para bulmak için daha önce düşman ilan ettiği Arap ülkelerine döviz bulmak amacı ile bir dizi ziyaret yaptı. Yaptı ama konuyu kimse tam olarak bilemiyor. Hükümet kanadındaki her bakan başka bir rakam veriyor. Neyin karşılığı alınacağı belli olmayan bazı rakamlar havada uçuyor. Kimisi 30, kimi 50, kimi de 100 milyar USD anlaşması yapıldığını anlatıyor. Hatta yeni bir uçuşa geçtiğimiz söyleniyor! Tüm bu söylemler de aynı emekli maaş artışları için ''merak etmeyin Reis halleder'' lafı gibi havada balon olarak kalıyor.

Her şeyi eline yüzüne bulaştırmış bir hükümet bu durumda iken "Muhalefet ne yapıyor?" derseniz o da bir garip. Oğul Erbakan bile bu kötü gidişe ortak olmamak için Cumhur İttifakı'ndan yerel seçimlere daha vakit varken ayrıldı. En büyük muhalefet CHP'ye baktığınızda karmakarışık bir hal görüyorsunuz. Bir tarafta Sayın Kılıçdaroğlu'nun anlamsız ifadeleri, diğer yanda muhalif grubun Kılıçdaroğlu'na görevi bırakması konusundaki baskıları CHP'ye ümit bağlayan kesimde büyük bir hayal kırıklığı ve umutsuzluk yaratmaktadır. Mahalle mahalle delege seçimlerinin yapıldığı şu günlerde bile akılalmaz şikayetler ayyuka çıkmış halde ortada dolaşıyor.

Ben İzmir'de oturuyorum. İzmir'de CHP'nin oy oranları yüksek bildiliğiniz gibi. Burada iptal edilmediği halde çoğunluğu sandıklardan uzaklaştırmak için delege seçiminin iptal edilmiş gibi delegelerin evlerine telefon edildiği iddiaları bile CHP'deki durumu özetliyor.

Diğer yandan her türlü eleştiriye rağmen Meral Hanım seçim sonrası hemen kurultay yaparak kadrosunu yeniledi, umut tazeledi. İYİ Parti'de de muhalif kesimler bölünmüş vaziyette. Bir kısım kurucu üyeler gerek Genel Merkez'e gerekse Meral Hanım'a baş kaldırmış olsalar bile yaptıkları eleştiriler çok sert görüldüğü için diğer üyeler tarafından pek de kabul görmemektedirler. Bir diğer grup ise geçen sene ilçe ve il kongrelerinde yaşanmış olan bazı haksızlıkları dile getirmek ile beraber partiye aidiyet duymakta gerek Meral Hanım'a gerekse de partiye sonuna kadar bağlı olduklarını ifade etmektedirler.

Görünen şu; eğer Kılıçdaroğlu görevinde kalırsa CHP'de kopmalar olacaktır. CHP'li bir kısım üyelerin Türkiye İşçi Partisi'ne bir kısmının ise Sayın Muharrem İnce'nin başkanı olduğu Memleket Partisi'ne, hatta bir üçüncü kesimin de kendisine daha yakın gördüğü merkez partisi olma iddiasında olan İYİ Parti'ye geçebileceği yönünde görüşler olduğudur.

Her ne olursa olsun muhalefet partileri süratle toparlanmalı! Seçimlere ciddi olarak ağırlığını koymalıdır. Yoksa ne yazık ki ülkedeki tüm bu olumsuzluklara rağmen 5 yıl önce kazanılan mevziler kaybedilebilir.