• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/dgdernek
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905448823723
  • https://www.instagram.com/dgdernek
  • https://www.youtube.com/@dostlukgrubu
Derneğimizin Etkinlik Takvimi

Radyo D Dinle

Halk TV Kültür Sanat

 
Ahmet Eren Özen
ahmeterenozen1@gmail.com
KEMAL BEY KAZANSAYDI GÜNDEM BAMBAŞKA OLURDU
31/07/2023

KAYBEDENLER & KAZANANLAR

Kemal Kılıçdaroğlu seçimi kaybetmiştir doğru. Meral Akşener de kaybetmiştir, Babacan da Davutoğlu da Karamollaoğlu da Uysal da. Hatta Yavaş ve İmamoğlu da.


Kemal Kılıçdaroğlu kazansaydı kim kazanmış sayılacaktı onunla beraber: Akşener, Babacan, Davutoğlu, Karamollaoğlu, Uysal, Yavaş, İmamoğlu.


"Kemal Kılıçdaroğlu kaybetti, çekilsin" diyenler, bu diğer isimlere de çekilsin diyor mu? İmamoğlu'na diyorlar mı mesela? Ya da İmamoğlu'nun tekrar aday olması halinde İstanbul'u kazanamayacağını iddia edenler aynı zamanda nasıl tutup Kılıçdaroğlu bıraksın diyebiliyorlar?

SİYASET BİLİM DEĞİL PRATİKTİR

Tabii burada bir sarmala girmiş oluyoruz. "Yerel seçimi kaybeden tekrar aday olamaz" ya da "yerel seçimi kazanan genel başkanlığa da aday olabilir" gibi. Ama yanlış bir düşünce bu. Siyasette tek bir doğru yoktur. Dolayısıyla siyaset için bilim demek de bana kalırsa doğru değil. Siyaset olsa olsa bir pratiktir.


Geçmişte CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olan ve kaybeden isimlerinden Sarıgül, CHP'den milletvekili şu anda. Kılıçdaroğlu ise genel başkan. Yani belediye seçimlerini kaybeden bir insan da rahatlıkla vekil ya da genel başkan olabiliyor. Bu sadece CHP için de geçerli değil. Binali Yıldırım, AKP adayı olarak hem İzmir'de hem İstanbul'da kaybetti. Ama AKP'de şu anda önemli bir görevde genel başkan vekilliğinde bulunuyor. İzmir'de 2014 yerel seçimlerini CHP adayı Aziz Kocaoğlu'na kaybettikten sonra başbakanlık dahi yaptı.

Örnekleri çoğaltalım DSP'nin 2004'te İstanbul'da büyükşehire başkan adayı olan Masum Türker, 28 bin oy civarında yani çok düşük bir oy almış. Buna rağmen 2009'da Zeki Sezer'in yerine geçti. DSP'ye genel başkan oldu.

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul belediye başkanlığından gelip yükseldi. Ama ondan önceki cumhurbaşkanları ve başbakanlarına bakalım Demirel, Özal, Yılmaz, Ecevit, Çiller, Erbakan hiçbiri belediyeden gelmediler. Üstelik Turgut Özal, ilk kez girdiği seçimlerden Milli Selamet Partisi İzmir adayı olarak seçilemedi ama kurduğu yeni parti ANAP ile tek başına iktidar oldu.


Hatırlatalım. Erdoğan, 1989'da Beyoğlu belediye başkanlığı seçimlerini kaybetti. 1991 milletvekili seçimlerini ise oy sayoso olarak kazanmış ama tercihden dolayı vekilliği kaybetmiş. Tercihli oy sistemi nedeniyle vekil olamamış yani. Fakat 1994 seçimlerini sağın ve solun ikiye bölünmesi nedeniyle aradan sıyrılıp kazanmış. Özetle bir veya birkaç seçimi kaybetmek siyasette her şeyin sonu değil!


KEMAL BEY KAZANSAYDI

Kemal Bey, cumhurbaşkanlığı koltuğuna seçilmiş olsaydı biz dolar 27 lira, euro 30 lira diye konuşmazdık. Jeremy Rifkin'in dediği gibi biz şu anda ekosistemin altıncı evresini (yok oluş da dahil) konuşuyor olurduk. Finans kapitalden ekolojik kapitale geçişin alt yapısını hazırlıyor olurduk. Hiper tüketimden çevre dostu bir yaşam kalitesine geçişi planlıyor olurduk.

Faik Öztrak'ın seçim öncesindeki sözleri geliyor aklıma. "Kabul edelim ki eskinin öldüğü yeninin ise henüz doğmadığı bir ara dönemdeyiz. Küresel sistem kendine yeni yönler bulmak zorunda. Yaşadığımız dördüncü endüstri devriminin yakıtı ise işlenmiş veri olarak görülüyor. İletişim teknolojisi ile sanal ve gerçek dünyanın bütünleşmesini, otonom robotları, nesnelerin internetini, bulut teknolojilerini, üç boyutlu yazıcılar ve sanal gerçeklik tüm iş yapış biçimlerini değiştiriyor. Yeni Nesil Kalkınma Stratejimiz olacak. Sürdürülebilir kalkınmayı amaçlayacağız" diyordu.

Öztrak'ı sevin ya da sevmeyin. 
Kemal Bey kazansa bunlar şu anda gündemimizde idi. Devam edelim.


Hacer Foggo'nun dediklerini hatırlayalım: "Sosyal devlet, her bir bireyin refaha adil bir biçimde erişmesini sağlar. Her eve huzur, bereket ve barış sağlamanın yolu, herkese ve her aileye ekonomik güvence sağlamaktır."


Sadece seçimden bu yana sosyal devletten kaç kat uzaklaştık? Bir düşünün lütfen. Kemal Bey kazansaydı sosyal devlet de kazanacaktı; yani halk kazanacaktı. Muhtaçlar kazanacak, yoksulluğun giderilmesine çalışılacaktı!


Akademisyen Hakan Kara, "1980'lerin sonlarından itibaren, dışa açılma sürecinden itibaren büyümeye ve finansal akımlara baktığımız zaman birkaç senelik büyüme döneminden sonra bir çakılma dönemi yaşıyoruz. Bu döngü kendi kendini sürekli tekrar ediyor" demişti ve de "Bununla sürdürülebilir kalkınma, sürdürülebilir gelir artışı mümkün olamaz" demişti.

Şu anda bize yaşatılan döngü bu değil mi? Öyle bir çakılma yaşıyoruz ki!


Birileri çıkıp diyebilir ki Covid-19'dan beri dünyanın her yerinde enflasyon ve ekonomik sıkıntılar var. Eskiden beri şu söylenir: "ABD ya da Avrupa ekonomisi hapşırsa, Türkiye hastaneye düşer." Bu sözü ben çocukluğumdan hatırlıyorsam sizlerden de hatırlayanlar olacaktır.


Rafet Gürkaynak, bunların normal kabul edilemeyeceğini belirtmişti. Bu düşünce makus talihi değiştirememeye gelir. Yani sürekli ezikliği kabulleniş olurdu bu! Gürkaynak bunu reddediyor. "Dünyanın hiçbir yerinde işe yaramayacak politikalar Türkiye'de de yaramıyor. Enflasyon, bir vergi. Birilerinden alıp birilerine veriyor. Bu bakımdan en adi, en aşağılık ve en korkunç vergilerden bir tanesi. Fakirden alıp zengine verir ve çaktırmadan yapar. Enflasyonu göze aldık ve biz büyümek istiyoruz derler. 1970'lerde bütün dünya bunu denedi ve bütün dünya bu işte çuvalladı. İki ay sonrasına vadeli çek yazılamayan, vadeli işlem yapılamayan ülkede iki sene sürecek yatırım işini kimse yapmıyor. Bu yatırımı yapmıyorsunuz, büyümüyorsunuz da. Enflasyon, büyümenin önünde büyük bir engel. Bu nedenlerle enflasyonu düşürmek zorundayız" diye üzerine basa basa yapılması gerekenleri söylemişti.


Gürkaynak ekliyor: "Makro ihtiyati politikaların bir sahibi olması lazım. Şu anda yok. Merkez Bankası olacak deseniz, KKM'nin Hazine'ye olan yükünü de düşünmek zorunda olacak. Bozduğumuz şeyleri düzeltmeyi de zorlaştırdık ve maliyetli hale getirdik."


Ama diyeceksiniz ki Merkez Bankası'na üç yeni başkan yardımcısı atandı... Liyakatli isimler getirildi.... Sanıyorum biri de yurt dışındaki görevini bırakıp gelmiş bu iş için. Elazığlı hemşehrimiz Hafize Gaye Erkan da yurt dışından getirildi. Ama herkes ne diyor? Erkan'ın da o koltukta fazla uzun kalamayacağını söylüyor. Bunu şuradan da anlıyoruz. Erkan'a PPK raporunun açıklanmasının ardından basınla yapılan toplantıda "Faiz sebep enflasyon sonuç deniliyor siz ne diyorsunuz?" diye sorulunca "Benden ne bugün ne de başka bir zaman siyasi hiçbir şey duyamayacaksınız" diyor. Yani Erdoğan'ın sözlerinin ekonomik değil siyasi söylemler olduğunu o da bu sözleriyle teyit etmiş oluyor!


Oysa Kemal Bey kazansaydı, İmamoğlu'nun makalelerini mi konuşurduk?


Selin Sayek Böke, ESG fonlarından, dijitalleşme ve yeşil enerji dönüşümüne dayalı yeşil sanayi ve onun yaratacağı yeşil istihdamdan bahsetmişti. "AB çok yakında sonırından geçen her üründen karbon vergisi alacak. Yeşil dönüşümü gerçekleştirmezsek sınırda Avrupa'ya her yıl yaklaşık 3 milyar euro vergi ödemek zorunda kalacağız" demişti. Bunun üzerinde kafa yorsak daha iyi değil miydi?


VARSA YOKSA DERTLERİ CHP

Peki tüm bu yukarıda saydığım konular yerine neyi konuşuyoruz? TV'de şu anda ne konuşuluyor? CHP kurultayı. Galiba anladınız. AKP ve AKP medyası ile ekonomi, zamlar, hiperenflasyona doğru koşan kötü ekonomi yönetimi (ki hiperenflasyon bu ülkede ya iç savaş çıkarır ya da dış müdahale tehdidine uğramasına neden olur) konuşulması engelleniyor. Varsa yoksa CHP ve "değişim" çağrıları. Bir de buna "kayyım" falan diye saçmalayan dinozor CHP'liler ile CHP'ye İmamoğlu'nun gelmesi için çalışan İYİ Partililer ekleniyor ki insan gerçekten hayret ediyor! İşi gücü bırakmışlar, bunların derdi tasası, varsa yoksa CHP olmuş!


BİR KULİS

Seçime CHP ile ittifak halinde girmeyeceği belirtilen İYİ Parti, yerel seçimde parasını harcayacak yerel zengin isimler arıyor. İzmir'de iş dünyasından bazı kişiler il başkanı Sinan Bezircilioğlu ile sık sık görüşüyor.

Öyle isimler duydum ki, şimdilik ben de kalsın, basında infial yaratabilir. Bakın bu kulis hiçbir İzmir gazetesinde, internet sitesinde yok; bilesiniz ha!

Oysa ben, İYİ Parti kurucularından olduğum ve 2019 seçimlerinde Karşıyaka Belediye Başkanlığı'na aday adayı olduğum halde iki haftadır kendisinden randevu alamadım. Benim boş kişilere, içi boş aldatmacalarla çevrilen dolaplara 5 kuruş harcamayacak kadar akıllı ve ekonomi bilgisine sahip olduğumu duymuş olmalı sayın başkan!

Partiler, arpalık yerler olmaktan çıkıp; ülkenin arpa durumuna bakarsa hepimiz için daha faydalı olur inancındayım.

 



204 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

BAŞKA TÜRKİYE YOK! - 01/11/2024
Ahmet Eren Özen - BAŞKA TÜRKİYE YOK! 1/11/2024
EN GARİP RÜYADAN DAHA GARİP GERÇEKLİKLER YAŞIYORUZ - 28/10/2024
Ahmet Eren Özen - EN GARİP RÜYADAN DAHA GARİP GERÇEKLİKLER YAŞIYORUZ 28/10/2024
İZMİR KÖRFEZİNİ ÖLDÜREN NEDENİ AÇIKLIYORUM - 11/10/2024
İZMİR KÖRFEZİNİ ÖLDÜREN NEDENİ AÇIKLIYORUM - Ahmet Eren Özen 11/10/2024
MUTLULUĞA KAPI AÇIN - 07/10/2024
MUTLULUĞA KAPI AÇIN - Ahmet Eren Özen 7/10/2024
TÜRKLERİN KÜLTÜR TARİHİ - 10/09/2024
Ahmet Eren Özen - TÜRKLERİN KÜLTÜR TARİHİ - 10/9/2024
ZEKİ MÜREN FİLMİ NİÇİN ÇEKİLEMEDİ? - 08/08/2024
ZEKİ MÜREN FİLMİ NİÇİN ÇEKİLEMEDİ? - Ahmet Eren Özen - 8/8/2024
UNUTULMAYAN BEŞ SOSYAL DEMOKRAT - 07/08/2024
UNUTULMAYAN BEŞ SOSYAL DEMOKRAT
FİLM ÇEKİMİ EKİP İŞİDİR - 02/08/2024
FİLM ÇEKİMİ EKİP İŞİDİR - Ahmet Eren Özen 2/8/2024
BİR FİLM HER ZAMAN SİNEMA FİLMİ MİDİR? - 30/07/2024
BİR FİLM HER ZAMAN SİNEMA FİLMİ MİDİR? - Ahmet Eren Özen - 30/7/2024
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.275634.4129
Euro36.100236.2448
Hava Durumu

İzmir nöbetçi eczaneleri