Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen
coskunkucukozmen@gmail.com
BUGÜNÜN PARA FİNANS TRAFİĞİNİ ANLAMAK - 1
01/08/2023 YENİ TCMB GÖRÜCÜYE ÇIKTI
Bu yazı dizisine başlarken önce önemli bu konuda küçük bir not düşmek istiyorum. Perşembe günü ilk kez kamuoyu karşına çıktı; Merkez Bankası Başkanı Sayın Hafize Gaye Erkan. Hem enflasyon raporunu anlattı hem de arkasından Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı'na bir takım atamalar yapıldığını gördük. Ben hepsinin başarılı olmalarını diliyorum.
"Merkez Bankacılığı, ciddi bir iştir" diyorum eski bir Merkez Bankacısı olarak. İnanın ülkenin güvenliği kadar önemlidir. Deneyim, bilgi, birikim gerektiriyor. Ticari bankacılıktan farklıdır. Akademik dünya ile merkez bankacılığının yolları çok sık kesişir ama akademinin destekleyici ve biraz sınırlı bir rolü vardır bu noktada. Neticede Merkez Bankası olarak ülkenin hem para politikasını hem enflasyonunu hem istihdamını bir çok şeyini yönetirken o yolculukta genellikle yalnız kalıyorsunuz ama herkes de size güvenmek zorundadır.
İngiltere'de 1994 yılında yayınlanan bir çalışmanın başlığı beni çok etkilemişti. "Independent But Acountable" yani "Merkez Bankaları bağımsız olmalıdır ama bu bağımsızlık başına buyrukluk değildir; aynı zamanda hesap verebilir" olmalıdır.
Merkez Bankası'nın şu an yeni kadrosu farklı alanlardan gelen bir ekipten oluşuyor. Bu arkadaşlar içerisinde Merkez Bankası deneyimi olan var mı bilemiyorum ama anahtar kelime "uyum". Uyum içerisinde çalıştıkları takdirde başarılı olmamaları için bir sebep yok. Neticede başkalarının aklından yararlanmayı da ihmal etmesinler. Çünkü Merkez Bankası deneyimine sahip çok sayıda değerli ekonomistler var. Çalışanlar, daha önce çalışmış olanlar var. Belirtmek istediğim ilk konu buydu.
Bilmiyorum sinema filmleri sever misiniz ama? Bundan böyle yaklaşık 6 sene önce bir film oynamıştı Para Tuzağı diye. George Clooney, Julia Roberts başroldeydi ve televizyon üzerinden İnsanları böyle paralarla, yatırımlarla dolandıran bir şebeke insanları manipüle etmişti, öyle bir filmdi. O filmin girişinde çok güzel bir replik var. Onunla başlamak istiyorum Ve şöyle başlıyordu: Gürültüler, sesler, New York Borsası falan bir monolog bu. "Başlıyoruz dinliyor musun beni" diyor. "Olanlara dikkat ediyor musun? Oralara iyi bakıyor musun? Çünkü işler çok karmaşıklaşmak üzere. Bunun için yavaş başlayıp sizin için güzel ve basit hale getireceğim" diyor. Buradan nereye gelmek istiyorum? Şu soruya:
Paranızın nerede olduğu hakkında hiçbir fikriniz yok!
PARA HIZLA HAREKET EDEN BİR ENERJİDİR
Bir zamanlar bankanıza gittiğinizde bir kasa açılır, içinden altın külçeler falan olurdu, paralar olurdu. Artık öyle bir şey yok. O para var ya para! Canını dişine taktığın şey dev bir fiber optik kablo ağında dolaşan birkaç fotonluk enerjiden başka bir şey değil artık!
Peki niye böyle yaptık? Çünkü daha hızlı olması için yaptık. Çünkü paramız hızlı olsa iyi olur. Diğer adamınkinden daha hızlı olmalı. Daha hızlı ticaret, daha hızlı kar, her şeyiyle daha hızlı pazarları istiyorsanız bu yolda hareket edeceksiniz ama birkaç kez de tökezlemeyi göze alacaksınız.
Bu hız bizleri şu noktaya getiriyor: Bankacılığı hani sırf bu hız sebebiyle tamamen Fintech alanına taşıyabilir miyiz? Ama bir diğer taraftan bakıyoruz bankalar da hızlı olma yolunda büyük atılımlar yapıyor. Benim cevabım "hayır". Çünkü bankalar var olmaya devam edecek. En azından öngörülebilir gelecekte her şey artık Fintechler tarafından yönetilecek şeklinde bir iddiada bulunmak çok zor.
Bunun birçok nedeni var. Öncelikle deneyim, birikim, veri, analiz, sistemik sorunlar... Bir de şöyle bir şey var insan psikolojisinde: Hani "benim bankam" dediğiniz zaman şöyle bir ana caddede dolaştığınızda bankanızı orada görmek size huzur veriyor ama hiçbir binası olmayan sadece dijital olarak hizmet veren bir banka bir sorun olduğu zaman gidip derdinizi anlatacağınız bir yerin olmamasının psikolojik bir etkisi de var.
DİJİTAL BANKACILIKTAN FİNTECHLER'E
2000'li yılların başında arkadaşlarımla beraber bu konuyu çok tartışmıştık. Özellikle hatta 1995 – 2000 seneleri arası neredeyse beş yıl "dijital bankalara ne kadar güvenebiliriz" ne yapabiliriz sorunlarıyla çalkalanmıştı. Buradan şöyle bir noktaya gidiyoruz. Konu para olunca iş ciddileşiyor. Niçin ciddileşiyor? Çünkü para ülkenin güvenliğini silah kadar tehdit edebilecek hatta ondan daha fazla tehdit edebilecek bir güce sahip.
Bir kağıt parçası diyorsunuz, üstünde bir rakam yazıyor. Bu rakam sizlerin 10 yıl 20 yıl 50 yıl 100 yıl çalışarak didinerek inşa ettiğiniz bir fabrikayı bir ormanı bir deniz kenarında bir yapıyı her şeyi satın alabiliyor. Nasıl bu güç yani? Bu kağıdın gücü kağıdın arkasındaki güç bunu alıyor. Dolayısıyla bu nokta o kadar karmaşık ve anlaşılması o kadar zor bir konu ki bunu biraz daha açalım.
Amerika Birleşik Devletleri deyince aklınıza ne geliyor? Süper Güç! Teknoloji Ülkesi! Silikon Vadisi! Evet hepsi doğru. Amerika'da gözlerinin önünde, burunlarının dibinde Slikon Vadisi Bankası battı. Ve bu banka öyle bir banka ki teknoloji şirketlerinin göbeğinde bu şirketlerin parasını yöneten bir banka. Yani aşırı güven; hem bankaya aşırı güven hem bankanın sistemlerine olan aşırı güven bu bankayı batırdı.
Bu teknoloji şirketleri bu teknolojik bankalar nedir? Finansal risklere karşı korunma mekanizması nedir? Türev ürünler piyasasında risklerimizi nasıl koruyabiliriz? Bunları çok iyi biliyor mu bilmiyor mu? Hepsi raporda yazıyor ve ortaya komik komik şeyler çıktı. Komik olan şeyler ne? Silikon Vadisi Bankası'nın bir çok çalışanı uzaktan çalışıyormuş. Kim bilir hangi adada? Tatil yaparken herhalde palmiye ağaçlarının arasına kurdukları hamakta önlerindeki tabletlerden bu işi yapıyorlardı. Bu şaka değil. Bu bir gerçek. Raporun içinde yazıyor bu. Eh şimdi bu bankanın batışı birden bire arkasından First Republic Bank'ın batışına sebep oldu ve FRP çok büyük sıkıntı yaşadı.
Bütün bunları anlamlı bir çerçeveye yine oturtalım her zaman kullandığım bir kavramdır bu. Şimdi bu iki banka sıkıntı yaşadı. Ardından İsviçre'de Credit Suisse ile UBS birleşti. Almanya'da daha önce yine bir teknoloji şirketi Wild Card ciddi sıkıntı yaşadı. Hepsinden daha da önemlisi geçtiğimiz yıl Ekim Kasım aylarıydı sanırım, kıvırcık saçlı ve şortla gezen Sam Bankman Fried'in 7-24 erişilebilir denilen kripto para borsası FTX 40 milyar dolarlık zarar yazdı. Bunları kabaca topladığımız zaman ortaya 150 milyar dolarlık bir rakam çıkıyor. 150 milyar dolar çok büyük bir para. Türkiye'nin GSYH'nin beşte biri. Eğer elinizde bu kadar nakit para varsa muhteşem bir şey! Bugün Türkiye'de birçok bankanın sermayesini toplayın bu kadar rakama yakındır, yani birçok banka bile satın alabilirsiniz. İş o zaman sistemde teknoloji bir "panacea" yani "her derde deva bir çözüm" değil. Neticede iyi yönetilmediği zaman, riskler iyi analiz edilmediği zaman sisteme olan güveni yaralıyor, zedeliyor. Bunlar bizim sadece bildiklerimiz ve büyükler... Bilmediklerimiz var, küçük bir çok satışlar var ve tabirimi mazur görün bir çok dolandırıcılık olayı var. Dolayısıyla hız güzel, erişim kolaylaştırılıyor ama kaç kişi internet bankacılığını biliyor kaç kişi bu bankacılık hizmetlerinden gereğince yararlanabilecek teknolojik bilgiye sahip?
HIZI YÖNETMEK ÖNEMLİ
Bir zamanlar söylemiştik. Fintech okuryazarlığı, dijital finans okuryazarlığı diye hatırlarsanız. Şimdi bunların hepsinin bir şekilde eğitilmesi, bilgi verilmesi gerekiyor. Burada şunu paylaşmak istiyorum. Fintech dünyası o kadar hızlı ki bir tarafta insanları avlıyorlar değil mi? Yetenekli avcıları var. Transfer ediyorlar firmadan firmaya. Diğer taraftan şirket avcıları da var. O küçük Fintech'ler büyüme aşamasına geldiklerinde, sağlam adımlar attıklarında bunları da satın alıyorlar. Çünkü dünyada devasa bir miktarda para var ve bu para birkaç şeye hemen mıknatısla çekilmiş gibi geliyor. Sağlam bir hukuk sisteminin üzerine nitelikli teknoloji ve insan kaynağını koyduğunuz zaman müthiş bir noktaya gelebiliyor, parayı mıknatıs gibi çekebiliyorsunuz. Dolayısıyla hız güzel bir şey ama başı da döndürebilir!
Fintechlerin düzenlenmesi ve denetimi birçok ülkede bizim Merkez Bankaları'na benzer kurumlar tarafından yapılıyor. Ama hani hazır Fintechler çıkmışken bunları da biz denetleyelim, düzenleyelim diye bir yola girmeleri çok zor çünkü bu işin farklı tarafları var. Bir defa Fintech yani finansal teknoloji. Peki düzenleme teknolojisi ne? Regtech. Denetleme teknolojisi Subtech.
Bu kavramlar üzerine bir sonraki yazıda konuşmaya devam edeceğiz.
*Bu yazı 28 Temmuz 2023 tarihinde Ekotürk TV'de Eren Can Umut ile yaptığım söyleşiden alınarak hazırlanmıştır.* |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
ACİL SERVİSTEKİ EKONOMİYE OVP YOĞUN BAKIM OLACAK - 08/09/2023 |
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen ACİL SERVİSTEKİ EKONOMİYE OVP YOĞUN BAKIM OLACAK 8/9/2023 |
EKONOMİNİN GÜNDEMİNDE POWELL VE BRICS VAR - 28/08/2023 |
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen - EKONOMİNİN GÜNDEMİNDE POWELL VE BRICS VAR 28/8/2023 |
MEMUR VE EMEKLİ MAAŞLARI NE OLACAK - 26/08/2023 |
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen - Memur ve Emekli Maaşları Ne Olacak 26/8/2023 |
TÜRKİYE SIRAT KÖPRÜSÜ ÜZERİNDE DURUYOR - 21/08/2023 |
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen - TÜRKİYE SIRAT KÖPRÜSÜ ÜZERİNDE DURUYOR 21/8/2023 |
EKONOMİDE BUGÜN ASLINDA DÜNDÜ - 10/08/2023 |
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen - EKONOMİDE BUGÜN ASLINDA DÜNDÜ 10/8/2023 |
BUGÜNÜN PARA FİNANS TRAFİĞİNİ ANLAMAK - 2 - 08/08/2023 |
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen - BUGÜNÜN PARA FİNANS TRAFİĞİNİ ANLAMAK - 2 8/8/2023 |
FİNTECH NEREYE BİZ NEREYE - 17/07/2023 |
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen - FİNTECH NEREYE BİZ NEREYE - 17/07/2023 |
VERGİ ARTIŞLARI VE MAAŞ ZAMLARI NEREYE KOŞUYOR - 10/07/2023 |
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen - VERGİ ARTIŞLARI VE MAAŞ ZAMLARI NEREYE KOŞUYOR 10/07/2023 |
KÜRESEL DURUM BİZE NE SÖYLÜYOR? - 30/06/2023 |
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen -KÜRESEL DURUM BİZE NE SÖYLÜYOR? 30/6/2023 |
Devamı |