• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/dgdernek
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905448823723
  • https://www.instagram.com/dgdernek
  • https://www.youtube.com/@dostlukgrubu
Derneğimizin Etkinlik Takvimi

Radyo D Dinle

Halk TV Kültür Sanat

 
Ahmet Eren Özen
ahmeterenozen1@gmail.com
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ İÇİN YENİ FIRSATLAR
01/08/2023

2009 yılında girdiğim üniversite sınavında sözel alanda 598. olarak İstanbul Kültür Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü kazandım. O dönem bölümde kimler yoktu ki: Hayati Develi, Ömür Ceylan, İsa Kocakaplan, Emel Kefeli, Özkul Çobanoğlu, Hacer Gülşen, İskender Pala, Durali Yılmaz, Vahit Türk, Abdulkadir Emeksiz aklıma ilk etapta gelen hocalarım. Hepsine sağlıklı ömürler diliyorum.

Yine çok değerli asistan/araştırma görevlisi abilerimiz, ablalarımız vardı. Üst devre arkadaşlarımız, sınıf arkadaşlarımız... Güzel bir öğrencilik geçirdim. Öğrencilik hayatımın özellikle 2009 – 2012 yılları çok iyi geçti. Bunda o dönem ülke ekonomisinin görece olarak bugünlere göre daha iyi olması da etkili olmuştur. Çoğu öğrenci benim gibi olanaklı bir eğitim-öğretim ortamı yaşamak ister diye düşünüyorum. Çünkü asgari ücretin 1.5 katı miktarda aylık burs alıyordum ve ayrıca üniversite yurdundan ücretsiz yararlanıyordum. Geriye bir tek yemek ve giyecek ile ulaşım ücreti masrafları kalıyordu. Ki okulumuzun ulaşım açısından da her yere yakın ve merkezde olması nedeniyle bu anlamda da benim için çok iyi günler yaşandığını söyleyebilirim.


2013 yılı ile beraber ülke ekonomisi yavaş yavaş bir sarmala girdi. O sarmal, Gezi Olayı olarak patlak verdi. Ders alınmadığı için üç yıl sonra 2016'da FETÖ Kalkışması oldu. 2019'dan itibaren ise alım gücü düştü, pahalılık arttı. Verimlilik ve üretim konusunda da elimizde yeterli bilgi olmadığı için tam olarak bilemesem de ciddi sorunlar baş göstererek bugünlere gelindi diyebilirim. Şimdilerde öğrenci olup ayakta kalabilmek de zorlaştı.


Türk Dili ve Edebiyatı (TDE), Türkiye'de okunacak en iyi ve en kötü bölümdür. Kötüdür, çünkü hem zordur hem de herkes sizin işinizden bir miktar anlamaktadır doğal olarak. Dolayısıyla da TDE bölümü sadece okuyanların değil o bölümü okumayanların da ilgi alanına girer; bu da bölümün bağımsızlığına zaman zaman ket vurur.


İyidir. Türkiye'de tıp ve hukuk eğitimleri de iyi olabilir ama zannediyorum hiçbir bölümü TDE'de olduğu kadar iyi okuyamazsınız ülkemizde. Örneğin hukuk, İngiltere'de de okunabilir ama TDE'yi gidip Londra'da öğrenemezsiniz. Demek ki TDE bu ülkede yükseköğrenimin en ilk en baş bölümüdür.  Deyim yerindeyse en başat ve ana lisans programıdır TDE. Rektörlerin ve hatta YÖK Başkanı'nın TDE bölümünden olması esasında beklenmesi gereken doğal bir durum olmalıdır. Neden mi? Türkiye, bugün yükseköğrenimde krizdedir. Açtığı okulların sayısı ve kontenjanı her geçen gün artsa da krizden çıkamamaktadır. Türkiye, yükseköğrenimini düzeltmek istiyorsa işe TDE bölümüne gereken değeri vermek ve bu bölümün akademisyenlerini üst mevkilere taşımakla başlamalıdır.

Yazıya böyle bir giriş yaptıktan sonra TDE mezunları için yeni fırsatları sıralamak isterim. Öncelikle yukarıdaki paragrafta da belirttiğim gibi cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken yükseköğrenimi anlamada TDE birinci sıraya gelme noktasındadır. Böyle bir zorunluluk vardır. Akademi lobisi bunu kaç yıl daha gizleyebilecektir? Mutlaka gerçekler ortaya çıkacaktır. Öncelikli fırsat budur.

TDE mezunları, temel bilim mezunlarıdır. Yani öğretmenlik yapmaları şart değildir. Öğretmenlik için gerekli formasyon denilen belgeyi elbette alabilirler. Ancak TDE mezunlarının öncelikli işi öğretmenlik değildir! TDE bölümüne gidenler, artık bunun farkında olmalıdır. Bu farkındalık sağlanırsa ikinci bir fırsat TDE emekçileri için ortaya çıkar. O da şudur: Mesleki ünvanları Türkolog olan TDE mezunları Türklüğün olduğu her yerde vaziyet alabilirler.

Ben, Halk Edebiyatı dalından değerli hocam Özkul Çobanoğlu'nun paylaşımlarını çok seviyorum. O sosyal medya paylaşımlarında hep "Bunun gibi güzelliklerin de Türkoloji'nin bir parçası olduğunu unutmayalım" diye bir ifade kullanır. TDE mezunları, Türk'ün ve Türkçe'nin olduğu her yere gitmek, içeri girmek, yer kaplamak durumundadır. Her yerde parmak kaldırmak, el kaldırmak hatta gereğinde masaya yumruğunu vurmak pahasına söz almak, sözün sahibi olmak, sözünü duyurmak zorundadır. Mimariden, tarıma, kahvecilikten, hayvancılığa, turizmden ulaşıma, okuldan ekonomiye Türkologlar görev başında olmalıdır!

TDE mezunlarının önü o kadar açıktır ki! Sadece farkında değillerdir. Kendilerini pazarlayamamaktadırlar! Örneğin sosyal medyayı ele alalım. Elbette bilgisayar sistemleri kod halinde bir yazılım, mühendislik işidir. Bilmem kaç çeşit parçadan, işlemciden, sistemden oluşur ve yüklenen paket programla evinize, iş yerinize hatta cebinize gelir. Bu bilgisayarı ya da akıllı aleti açarsınız, en çok ne için kullanırsınız? İnternet yani bilgisunara girmek için. İnternette daha çok nerede vakit geçirirsiniz? Sosyal medyada. O halde her sosyal medya platformu aynı zamanda içerik platformu olduğuna göre içerik yazısını en iyi kim oluşturabilir? Elbette Türk Dili ve Edebiyatı mezunları.

Şimdi Yapay Zeka çıktı. Peki yapay zeka en çok nerede zorlanıyor? Mühendisler, hemen enerji sistemleri, elektrik ve zincir ağ teknolojileri gibi şeyler diyecekler. Doğrudur ama daha önemlisi var. Yapay zeka algoritması hala ve belki de en az çeyrek asır boyunca insanı kandıracak kadar gerçekçi içerik üretemiyor. Evet Donald Trump'ın deep fake (katmanlı düzmecilik) fotoğrafları bir an için bizi şaşırtmış olabilir; yine de gerçeği fark edebiliyoruz. Ortalama 90 IQ ve üstündeki herkes bir siyasetçiye yapılan montajı anlayabilir. Böylesi bilinçli seçmen de montajı yapana sandıkta gereken cezayı verebilir.

ABD'de yapılan araştırmalar, edebiyatçıların sahte dili ve içeriği anlamada diğer program mezunlarına göre %60 daha başarılı olduğunu ortaya koyuyor. Her kurum, her an katmanlı düzmecilik ile bir gecede itibarını kaybedebilir. O halde özellikle şirketler, itibar yönetimleri için de TDE mezunlarını tercih edebilirler. İtibar yönetimi, halkla ilişkiler dalı ile birlikte çalışır ve bu alan TDE mezunları için yeni bir fırsattır.

Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunları; sosyal medya platformları, internet siteleri içerikçiliği, yapay zekanın koyduğu fırsatlar vb. teknolojik olanakların getirdiği çalışma alanlarının yanında yönetişim işini de rahatlıkla gerçekleştirebilir. Kendimden de biliyorum. Bir TDE mezununa katmanlı ve karışık bir işi çözdürmek mühendise göre çok daha kolay olmaktadır. Çünkü her bir TDE mezunu dil ve edebiyat alanında defalarca katmanlı işleri sınıflandırıp çözümlendirmiştir.

Örneğin TDE mezunu bir paragrafa baktığında onu salt paragraf olarak görmez, önce cümlelere sonra sözcüklere ayırır ve sözcükleri de eklerine kadar ayırarak köke iner; oradan da tarihsel, toplumsal ve bilimsel gerçekliğe ulaşır. TDE mezununun zihninde yaklaşık 10 - 15 saniyede yaptığı bu pratik işi, yapay zeka programlarında günümüz teknolojileri ile en az 10 ayrı soru şeklinde sorarak çözebiliyoruz. Ve yapay zeka bu iş için yaklaşık 5 litre su ve 10 kWh elektrik tüketir. TDE mezunları için karmaşık ve katmanlı işleri çözmek çok kolaydır, bu da günümüzde her alanda istenen bir niteliktir. Yani TDE mezunları için fırsattır.


TDE mezunları bugün ülkemizde maalesef devlet ve özel sektör tarafından çalışma alanından dışlanmaktadır. Örneğin birazdan sıralayacağım alanlarda çalışanların %90'ı eskiden edebiyatçılardan oluşurmuş. Şimdi bu işlere çok daha az bilgili kişilerin getirildiğini ve buradaki çıktının da giderek düştüğünü, kalitesini yitirdiğini görüyoruz. Bu işler neler mi?

Birincisi TBMM. Evet şaşırmayın. Atatürk döneminde TBMM üyelerinin %70'i edebiyatçılardan oluşurmuş. Atatürk döneminde ülkenin gerek iktisadi gerekse de devrimler anlamında büyüme oranını düşünün ve şimdiki durumla bugünkü Meclis'te yer alan vekillerle kıyaslayın. Sonucu, TBMM ve devlet istatisklerinden alacağınız veriler dediğim gibi tayin etmektedir. Çok katmanlı düşünen edebiyatçılar, memleketin hep ileri gitmesini sağlamışlardır. İşte bir örnek Hamdullah Suphi Tanrıöver bir başka örnek Mehmet Fuat Köprülü bir başkası üniversite mezunu olmamasına rağmen şair ve yazar kimliği ile Mustafa Bülent Ecevit. Bu kişilerin bakan olduğu dönemde halkın ekonomisi de iyileşmiştir. Edebiyatçılar için devlet yöneticiliği bir fırsattır. Halkın da TDE mezunlarına ihtiyacı hem yerel hem genel yönetimde şu an her zamankinden daha fazladır. 

İkincisi gazeteler. Maalesef 2010'lu yıllardan itibaren bir İletişim Fakültesi çılgınlığı başladı ki; sanki iletişim dil ile yazı ile yapılmayan bir şeymiş gibi edebiyatçılar gazetelerin dışında bırakılarak onların yerine İletişim Fakülteleri'nden mezun tıfıllar sokuldu. Gazetelerdeki dilin ve haber yoğunluğunun yıllar içinde azalımına bakın. Görselleri ve dizgisi çok iyi ama içerik niteliği giderek azalan gazetelerde edebiyatçıların hep dışlandığını görürsünüz. Belki de bu bir siyasadır. Düşünen ve sorgulayan insan tehlikeli olarak görülmüş olabilir. Belki de bu yüzden son Basın İlan Kurumu Yönetmeliği ile edebiyatçılara bir tokat daha atılmış olabilir! Onun için "biz okunmuyoruz" diyenler; okunması için edebiyatçı almak yerine bunları "siz iletişim mezunu değilsiniz" diye kapı dışarı eden yayın kuruluşlarıdır. Okunmak isteyenler için ise TDE mezunlarını çalıştırmak fırsattır.

Bu dışarıda bırakım politikasına TRT'yi de eklemek mümkündür. Hala üniversite rehberlerinde TDE mezunları TRT'de çalışır diyor. Ama TRT'nin verdiği ilanlarda buna asla rastlayamıyoruz. Dolayısıyla TRT de halkın gözünde her geçen gün değer yitirmektedir. Haber sunucularının özensiz dili ve Türkçeyi iğdiş etmesinde edebiyatı ve edebiyatçıları dışarıda bırakan anlayış vardır. Oysa 70'li yılların TRT'sini arşivden girip izlediğinizde bambaşka bir efendilik, lezzet görür; dinlersiniz. TRT eski saygın konuma gelmek istiyorsa edebiyatçı çalıştırma fırsatını kullanabilir.

Ruhsuz kütüphanelerde, işlevini yitirmiş ve sadece ders çalışma yerlerine dönmüş kütüphanelerde TDE mezunları çalıştırılmamaktadır. Eski adı "Kütüphanecilik" bölümü olan "Bilgi ve Belge Yönetimi" senede 300 kadar mezun verdiğine göre ülkemizde bu kadar açılan devlet ve özel kütüphanelerde kimler çalıştırılmaktadır? Edebiyatçılar için kütüphaneler de bir fırsat olabilir. 

Kültür Bakanlığı TDE mezunlarına en fena davranışı sergilemektedir. Bazı memur ilanlarını bu bakanlık yayınlamaya utanmıyor mu gerçekten merak ediyorum. Yazma Eserler Kurumu'na bile memur alınırken "her lisans bölümü mezunu başvurabilir" deniyor. Halbuki TDE mezunlarının alınması gerekmez mi? Yapay zekanın Osmanlıca metinleri otomatik olarak Latin alfabeli günümüz Türkçesi'ne dönüştürdüğü bugünlerde bu kurum en azından yılda bir veya iki kez aldığı memuru TDE bölümünden tercih edemez mi? Kültür ve Sanat, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın söylemine göre hükümetin en başarısız oldukları alandır. TDE mezunları için kültür ve sanatı iyileştirmek de fırsattır. Bakanlık da bunun yolunu açmalıdır.


TDE mezunları, paniğe kapılmamalı. Ülkenin durumunu değiştirecek olanlar, yazılarıyla, sözleriyle ve eylemleriyle edebiyatçılardır. Sadece ben bile TDE mezunu olarak bazen o kadar şey yapabiliyorum ki; dostlarım hayret ediyor. Örneğin yoldan geçip gidenin bilmeden basıp geçtiği asfalttan tutun, bindiği otobüse, okuduğu içerikten tutun, internet sitesindeki habere varıncaya kadar pek çok şeyde arka planda mutlaka benim bir özel çabam veya dilekçem yer alıyordur. Bunu TDE bölümünün bana kazandırdığı ve benim de üzerine kendi çabalarımla kattığım bilgi ve çalışmaların neticesi olan etkili söz söyleme ve yazıyı yerinde kullanma çabası sağlamıştır.


TDE bölümünü okumak isteyenler ya da şu anda okuyanlar öğretmenliğin yanında mutlaka bu yeni fırsatları da düşünmelidir.
Edebiyatçılar da mutlaka asgari müşterekte birleşip güçbirliği yapmalıdırlar. Aksi halde ülkeyi kurtaramayacağız!


218 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

BAŞKA TÜRKİYE YOK! - 01/11/2024
Ahmet Eren Özen - BAŞKA TÜRKİYE YOK! 1/11/2024
EN GARİP RÜYADAN DAHA GARİP GERÇEKLİKLER YAŞIYORUZ - 28/10/2024
Ahmet Eren Özen - EN GARİP RÜYADAN DAHA GARİP GERÇEKLİKLER YAŞIYORUZ 28/10/2024
İZMİR KÖRFEZİNİ ÖLDÜREN NEDENİ AÇIKLIYORUM - 11/10/2024
İZMİR KÖRFEZİNİ ÖLDÜREN NEDENİ AÇIKLIYORUM - Ahmet Eren Özen 11/10/2024
MUTLULUĞA KAPI AÇIN - 07/10/2024
MUTLULUĞA KAPI AÇIN - Ahmet Eren Özen 7/10/2024
TÜRKLERİN KÜLTÜR TARİHİ - 10/09/2024
Ahmet Eren Özen - TÜRKLERİN KÜLTÜR TARİHİ - 10/9/2024
ZEKİ MÜREN FİLMİ NİÇİN ÇEKİLEMEDİ? - 08/08/2024
ZEKİ MÜREN FİLMİ NİÇİN ÇEKİLEMEDİ? - Ahmet Eren Özen - 8/8/2024
UNUTULMAYAN BEŞ SOSYAL DEMOKRAT - 07/08/2024
UNUTULMAYAN BEŞ SOSYAL DEMOKRAT
FİLM ÇEKİMİ EKİP İŞİDİR - 02/08/2024
FİLM ÇEKİMİ EKİP İŞİDİR - Ahmet Eren Özen 2/8/2024
BİR FİLM HER ZAMAN SİNEMA FİLMİ MİDİR? - 30/07/2024
BİR FİLM HER ZAMAN SİNEMA FİLMİ MİDİR? - Ahmet Eren Özen - 30/7/2024
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.275634.4129
Euro36.100236.2448
Hava Durumu

İzmir nöbetçi eczaneleri