• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/dgdernek
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905448823723
  • https://www.instagram.com/dgdernek
  • https://www.youtube.com/@dostlukgrubu
Derneğimizin Etkinlik Takvimi

Radyo D Dinle

Halk TV Kültür Sanat

 
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen
coskunkucukozmen@gmail.com
BUGÜNÜN PARA FİNANS TRAFİĞİNİ ANLAMAK - 2
08/08/2023

YAKIN GELECEKTE BİZİ BEKLEYEN KONULAR

Yazı dizimize geçen haftadan kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bugünkü para finans trafiğini anlamak için bizi yakın gelecekte bekleyen konuları da bilmemiz gerekiyor. Akla ilk gelenler; fintech, blockchain, yapay zeka ve çip kullanımı. Çünkü para finans dünyasına hız giderek artan bir şekilde teknolojiyle birlikte girdiğinde ortaya farklı bir disiplin çıkıyor. Hem bankacılık diyeceksiniz hem finans diyeceksiniz hem teknolojiye vakıf olacaksınız, en azından anlayacaksınız, hem de bu işin hukuk tabanı üzerine inşa edilmiş olması gerekecek. Bütün bunlar, saydığımız dört kavram; bankacılık, finans, teknoloji ve hukuk bu sürecin taşıyıcı kolonları. Müşteri verileri var o da bu işin yakıtı!


KURUMLAR FINTECH KURABİLİR

Mobil teknoloji diyoruz, mobil iletişim şirketleri diyoruz şimdi bakın burada birazcık böyle fantastik bir kurgu yapmak istiyorum. Nasıl bir kurgu? Bir kurum düşünün 5 bin kişi çalışıyor, büyük bir kurum. Elemanlarına iyi de para veren iyi de para kazanan bir kurum olduğunu düşünün. Bu kurum dese ki "ben kendi bankamı kendim kuruyorum." Banka kurmak izne tabii çok zor. Ama Fintech kurabilir. Der ki ben maaşlarımı bu platformun üzerinden veriyorum isteyenlere.


Kredi kullanmak isteyenler ve mevduat kullanmak isteyenler piyasadan daha elverişli koşullarla mevduatlarını değerlendirebilir, kredi kullanabilir diyor. İşte siz buna 5.000 kişilik bir şirket içinde başladığınız takdirde zor gibi görünse de şirket kendi token'ını, kendi parasını kendisi üretebiliyor blockchain üzerinden güvenli işlem yapılmasına imkan veriyor ve daha da önemlisi hepsi aynı ağ aynı sistem içerisinde olduğu için müşteri bilgileri mevcut, dört dörtlük bir güven var ve her şey otomatik. Tek meselenin güven olduğu bir sistemde o da sağlanmışsa ne oluyor? Öncü şirket olabiliyor. Yani kendi bankası ile kendi çalışanlarını finanse ederken de çalışanlarının parasını değerlendiren bir şeye de dönüşebiliyor. Bu fantastik bir kurgu olarak gelebilir ama yarın öbür gün bunu gerçekleşmeyeceğini kimse söyleyemez.


Mesela bu şirketi düşünün. Şöyle desin ki "Biz aynı zamanda yeşile ve yeşil mutabakata önem veriyoruz. Bizim şirket olarak logomuz şu temamız şu; ağaçlar kesilmesin, ormanlar yok edilmesin rant ve sermaye uğruna şunlar şöyle olmasın. Dolayısıyla biz aynı zamanda paramız da çok dışarıya da kredi veriyoruz ama doğanın yararına olan konulara kredi veriyoruz. Doğanın zararına olan şeylere de vermiyoruz" dese birdenbire bakar mısınız işin doğasını ne kadar değiştirir?


Yani bugün iş neye bakıyor biliyor musunuz? Birçok kurumun kendine gelip; "ya bir dakika, biz bu işi kendimiz yapamaz mıyız?" demesine geliyor. Yapabilir. Ancak çok kolay değil onu söyleyeyim. Bazı programlar var hani deneyler yapıyorlar ya en başta şöyle bir uyarı var sakın bunu evde denemeyin diye! Bu işi de bilen kişilerin yapması, bilenlerin olması gerekiyor. Ama gelişip yaygınlaşırsa yarın öbür gün, çok kısa zaman dilimi içerisinde çok yüksek getirili olacak bir iş olabileceğini düşünüyorum.


YAPAY ZEKA

Yapay zekaya da değinmek istiyorum. Hype denilen bir coşku furyası var. Biz daha yapay zekada işin çok başındayız. Tanışma dönemindeyiz. Chat GPT'de gördüğümüz g harfi "generative" yani üretken yapay zeka hayatımıza girdi, kullanıyoruz. Kendi zekamızı özenle saklıyoruz, aman eskimesin diyoruz ama zeka kullanılmadığı zaman giderek yaşlanıyor, köreliyor. Dolayısıyla yapay zekayla birlikte çalışmayı öğrenmek gerekiyor. İnsan makine etkileşimini en iyi şekilde ortaya çıkarabilecek olan kullanabilecek olan insanlar burada çok ciddi bir iş imkanına sahipler. Nasıl?


Yapay zekaya şu soruyu soralım bu cevabı verdi bitti bu iş. Hayır. Zaten bir soruyla bitmiyor ki. Soru sormasını öğrenmek zorundasınız. "Peki hocam nasıl öğreneceğiz?" dediğinizi duyar gibiyim. Söyleyeyim size: "Felsefe oku". Felsefe yani soru sormayı ve sorgulamayı öğretiyor. Siz felsefe bilmiyorsanız kusura bakmayın, yapay zeka sizin için sadece Google'ın haritası gibi "ben şuradan nasıl gidebilirim en iyi lokanta nerede, benzin istasyonu nerede" falan gibi sorup cevap almak gibi bir fonksiyon olacaktırç Ama siz soru sordukça yapay zekanın derinliklerine indikçe hatta onuncevaplayamayacağı alanlara girdikçe mükemmel bir ivme yakalıyorsunuz.


Yaratıcı iş, yaratıcı soru gerekiyor. Bunun için şu an öğrencilerimizin, Türkiye'de şu an eğitim gören öğrenciler için sesleniyorum. Lütfen yaz kamplarına gidin. Lütfen yapay zeka ile tanışın lütfen teknolojiyle tanışın. Şu an bu yaz tatilleri o kadar kıymetli ki! Geri kaldığımız zaman bizi hiç kimse "buradan çekip buraya götürüyorum" deyemeyecek. Çünkü yapay zekada sınır var, beklenmedik olaylar beklenmedik yerlerde beklenmedik sorunların çözümü de var. Yapay Zeka bunlara cevap veremiyor. Örneğin "Rusya Ukrayna savaşı nasıl biter?" söylesin bize, söyleyemiyor ve iş giderek karmaşıklaşıyor.


ÇİP MESELESİ

Sonra çiplere bakalım. Tüm bu teknolojiler çip olmadfan olmuyor. Burada çağı belirleyen gelişmeler tamamen çip teknolojisine ve mikroçiplere bağlı. Cihazlarımızı etkinleştiriyor; daha verimli çiplerle daha az enerji tüketerek harcamalarımızı yönetebiliyoruz. Her zamankinden daha hızlı para aktarabiliyoruz. Daha fazla veri depolayabiliyoruz. Makine öğrenmesi ne yapıyor bize? İnsandan daha hızlı ve daha verimli bilgi işleme kapasitesi ile gelecekteki işlemlerin nasıl bir işlem olabileceğini ve neler olabileceğini tahmin etmek için birçok alanda kullanılıyor ki bunların en önemlisi dolandırıcılık alanları. Bunları anında yakalayabiliyor.


Yapay zeka insanların konuşmalarını kaydediyor bir şirkette. Ve bir kişinin daha az konuştuğunu sorulara daha az cevaplar verdiğini, telefon konuşmalarında azalma olduğunu, bilgisayarında daha az sekme açıp daha az şeylere baktığını ve birdenbire bir suskunluk devresine girdiğini görüp bir uyarı gönderiyor. Diyor ki bu kişide bir hareket değişikliği var. Gerçekten bu kişiyi ciddi bir dolandırıcılık sisteminin içerisinde en büyük dolandırılığı yapmak üzereyken, yapamadan kendini ele verdiğini ya da yakalandığını anlatan bir sistem. Bu sistemi kuran kurum; bir banka. Bu banka diğer bankalarla paylaşıyor bu bilgiyi. Çünkü sistemin içinde çürük elmalara yer yok. Sistemi korumak için harekete geçiyor. Bir bütün olarak varız diyor. Firmaların kendi arasında anlamsız rekabete girişmesini engelliyor.


Bir de sunucu merkezleri var. "Farm" dedikleri böyle büyük miktarlarda verileri depolamak üzere donatılıyor. Ama çip teknolojisi bunların miktarlarını küçültüyor, alanlarını küçültüyor. Birkaç bin bilgisayar sunucusu giderek daha az bir yere gidiyor, daha az bir yer işgal ediyor. Bunların hepsi çip teknolojisine bağlı. Buraların gelişimi de çip teknolojisindeki gelişime bağlı. Yani çip teknolojisindeki gelişim, bizim iş yapma tarzımızı, bizim harcamalarımızı bizim davranışlarımızı en fazla etkileyecek teknolojilerden bir tanesi. Çip teknolojisi insanların hareket halinde olduklarından daha akıllılar ve çok daha yerinde finansal karar almasına izin vererek finansal teknoloji şirketlerini etkinleştiren çok önemli bir teknoloji.


Bakın 5G geliyor. Bunların hepsi birbiriyle bağlantılı şeyler. Çip konusu yani o kadar önemli bir konu ki bizim bu konuda nasıl yer almamız gerektiğini belirteyim: Altyapı gerekiyor! Bugün çipte Tayvan dünya lideri. Çin dünya lideri. Amerika dünya lideri. Birçok marka var Hollanda'da çok ilginç bir fabrika var üretiyor. Bir de sessiz sedasız gidenler var. Türkiye'nin geleceği gerçekten bu çip teknolojisinde yazılım yapacak, çalışacak ve bu konuya vakıf insanlardan oluşacak bir ekiple mümkün. Çünkü biz lig atlamak zorundayız. Atlayamıyoruz. Farklı bir sürdürülebilirlik burada ortaya çıkıyor uzun vadeli planlama gerekiyor, enflasyon hedeflemesi ve bu hedefi tutturmayı gerektiriyor.Bizim farklı düşünmemiz farklı planlama yapmamız gerekiyor özellikle eğitim sisteminde.


EĞİTİM ŞART

Bugün üniversite tercihlerinin son günü. Tercih yapacak değerli gençlerimize birkaç nacizane tavsiyede bulunmak istiyorum. Birincisi şu; istediğiniz bölümü içinizden gelen sesi dinleyerek seçmeye özen gösterin tabii ki. Mutlaka hocalarınıza sorun, bölüm hocalarıyla mutlaka görüşün. Yani yazılı şeylere bakarak karar vermeyin, gelin mutlaka sorun. Ama şunu sormayın: "Ben ne olacağım, 4 yıl sonra ne iş yapacağım?" Bu soruyu sormayın çünkü hedeflediğiniz sektör tamamen teknolojik dönüşüme maruz kalmış ve dört yıl sonra sizin hiçbir şekilde nüfuz edemeyeceğiniz bir alan şekline dönüşmüş olabilir.


İkincisi siz üniversitede kendinize uygun olacak bölümü seçin. Ve üniversitenin kütüphane dahil olmak üzere konferans salonları dahil olmak üzere hocaların yaptıklarını ettiklerini yazdıklarını çizdiklerini takip etmek dahil olmak üzere onların kimlerle sosyal medyada etkileşim içinde olduklarını takip etmek dahil olmak üzere geniş bir çerçevede tüm imkanlardan yararlanarak üniversitenin size öğrenmeyi öğretmesine müsaade edin. Bir süre sonra siz o ailenin parçası olarak katkıda bulunun. Sadece öğrenci değilsiniz artık. Öğrencilik lisede kaldı. Lise disiplin kelimesinden geliyor. O disiplin bitti. Şimdi siz "universe" yani evrene açılıyorsunuz. Pek çok bilim dalı ile birarada olacaksınız.


Bir yere giremediniz. Hiç sorun değil inanın. Kendinizi yetiştirin. İşte bir tane bilgisayar mouse altında bütün dünya. Eğer bunu kullanmasını biliyorsanız yapay zeka kullanmak gibi. Kendi kendinize de aynı mükemmel eğitimi alabilir, yabancı dil öğrenebilir, farklı dilleri öğrenebilir, dünyayı takip edebilir, içerik üretebilirsiniz. Yani teknoloji elinizden işinizi almıyor. Tam aksine sizin klasik düşünce anlayışından sıyrılarak zekanızı, beyninizi, aklınızı, fikrinizi daha mükemmel kullanabilme imkanı sağlıyor. Lütfen hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmayın. Bir kapı kapandıysa bir başkası mutlaka açılır. Sonsuz fırsatlar dünyasında yaşıyorsunuz. Eskidenmiş "postacı kapıyı iki kere çalar" diye. Şimdi öyle bir şey yok. Bilgisayar ile internet ile çalabileceğiniz on binlerce kapı var.

*Bu yazı 28 Temmuz 2023 tarihinde Ekotürk TV'de Eren Can Umut ile yaptığım söyleşiden alınarak hazırlanmıştır.* 



81 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ACİL SERVİSTEKİ EKONOMİYE OVP YOĞUN BAKIM OLACAK - 08/09/2023
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen ACİL SERVİSTEKİ EKONOMİYE OVP YOĞUN BAKIM OLACAK 8/9/2023
EKONOMİNİN GÜNDEMİNDE POWELL VE BRICS VAR - 28/08/2023
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen - EKONOMİNİN GÜNDEMİNDE POWELL VE BRICS VAR 28/8/2023
MEMUR VE EMEKLİ MAAŞLARI NE OLACAK - 26/08/2023
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen - Memur ve Emekli Maaşları Ne Olacak 26/8/2023
TÜRKİYE SIRAT KÖPRÜSÜ ÜZERİNDE DURUYOR - 21/08/2023
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen - TÜRKİYE SIRAT KÖPRÜSÜ ÜZERİNDE DURUYOR 21/8/2023
EKONOMİDE BUGÜN ASLINDA DÜNDÜ - 10/08/2023
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen - EKONOMİDE BUGÜN ASLINDA DÜNDÜ 10/8/2023
BUGÜNÜN PARA FİNANS TRAFİĞİNİ ANLAMAK - 1 - 01/08/2023
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen - BUGÜNÜN PARA FİNANS TRAFİĞİNİ ANLAMAK - 1 1/8/2023
FİNTECH NEREYE BİZ NEREYE - 17/07/2023
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen - FİNTECH NEREYE BİZ NEREYE - 17/07/2023
VERGİ ARTIŞLARI VE MAAŞ ZAMLARI NEREYE KOŞUYOR - 10/07/2023
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen - VERGİ ARTIŞLARI VE MAAŞ ZAMLARI NEREYE KOŞUYOR 10/07/2023
KÜRESEL DURUM BİZE NE SÖYLÜYOR? - 30/06/2023
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen -KÜRESEL DURUM BİZE NE SÖYLÜYOR? 30/6/2023
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.275634.4129
Euro36.100236.2448
Hava Durumu

İzmir nöbetçi eczaneleri