Ahmet Eren Özen
ahmeterenozen1@gmail.com
SİYASETİN SON BEŞ YILI: 2018 SEÇİMLERİ VE İYİ PARTİ
15/08/2023 Bir önceki yazımda, Osmanlı'nın son döneminden giriş yaparak, çok partili siyasal yaşama geçilmesine, oradan da 1980 müdahalesiyle kapatılan ve yerlerine açılan partilere değinerek bugünlere nasıl gelindiğini izah etmeye çalışmıştım. Elbette bu tespitler kendimce önemli gördüğüm konulardan çıkardığım şahsi yorumları içeriyor. Bu yorumları yaparken tarihsel olarak olayları kaynaklarından alınmış bilgi ve belgelere dayanarak ele almaktayım. Örneğin geçen günlerde yazdığım "Pastayla Zehirlenen Başbakan Ecevit" yazımda gördüğünüz gibi hiçbir ayrıntıyı kaçırmamak adına dikkat ederek; kaynaklar belirtilmiştir. O yazımı okumayanlara mutlaka okumalarını tavsiye ederim.
3Y’yi yani yolsuzluğu, yoksulluğu ve yasakları kaldırma vaadiyle iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi, her seçim zaferinden sonra; daha baskıcı, kısıtlayıcı ve yasaklayıcı bir hükümet modeli izlemekte bir beis görmemiştir. Erdoğan’ın önünde kendisini uyaracak bağımsız medya ya da güçlü işçi sınıfı ve emek sendikaları olmadığı gibi; geçmişte kendisine muhalefet yapan bazı siyasal liderleri de bir şekilde yanına çekmeyi başarmıştır. Ülkemizde sözü dinlenen güçlü bir muhalefetin bulunmayışının en zararlı etkisi; 17 Nisan 2017 referandumu ile getirilen başkanlık sistemidir. Halkoylamasının son derece şaibeli sonuçlarına karşı da kuvvetli bir eylem ortaya konmamış ve başkanlık sistemi kalıcı hale gelmiştir.
Yine de başkanlık sistemini ülkemiz için faydalı bulmayan kesimlerde; farklı siyasal görüşlerden geniş katılımlı bir karşı duruş oluşmuştur. “Hayır Bileşenleri” olarak adlandırılabilecek bu toplumsal muhalefetin en büyük handikabı öncü bir liderden mahrum bulunması idi. İşte bu noktada; milletin özlem ve beklentilerine uygun bir siyasi hareket gibi görünen İYİ Parti kuruldu.
Tıpkı 2002'de AKP'nin bunalıma giren siyaset ortamında yepyeni bir parti ve genç kadrolar ile ortaya çıktığı ve sonraında yapılan seçimlerde herkesimden oy aldığı gibi İYİ Parti, başlangıçta siyasal kökeni ister "demokratik solcu" olsun ister “anavatanlı” herkese; davasını siyasi çıkarlarına satmamış “ülkücü”ye de “doğru yolcu”ya da hatta ilk defa bir partiye girecek olan “gençler”e de hitap etme düşüncesiyle teşkilatlandı. Partinin kuruluşunda bu çokseslilik ve merkeziyet; ortak paydası ATATÜRK DEĞERLERİ ve VATAN SEVDASI olan kurucular heyetinin ve onların il ve ilçelerdeki temsilcilerinin gayretleriyle gerçekleşti. İYİ Parti, merkez partisi olarak, her kesimden oy alabilecekti. Merkezde yıllardır konuşulan boşluğu doldurmaya namzetti.
Böyle bir oluşumu, her eğilimden isimlerin bulunduğu bir siyasal partiyi kendi mevcudiyetlerine tehlike olarak görenlerin baskın çağrısıyla düzenlenen bir erken seçim (2018) yaşadık. Bu seçimde CHP, Muharrem İnce'yi cumhurbaşkanı adayı olarak gösterdi. İnce'nin ismi bana kalırsa biraz geç açıklanmıştı. Açıklandıktan sonra ise kesin kazanıyor iddiası yaratılması ve iyi bir hatip olan İnce'nin bazı mitinglerindeki aşırı kalabalık sağ kanatta toparlanmaya neden oldu. Sağ seçmen, "sol geliyor" telaşına girerek Erdoğan'a daha sıkı sarıldı.
O günlerde ekonomi alarm vermeye başlamış, hayat pahalılığı yavaş yavaş görünmeye başlamıştı. Ancak muhalefet bunu anlatmada becerikli olamadı. İnce, "Ben seçilmezsem dolar 10 lira olur" diyordu; nitekim haklı çıktı. Dolar 10 lira da 15 de 20'de. Bugünlerde 27 lira seviyesinden işlem görüyor. Meral Akşener ise esnafı dolaşıyor, dert dinliyor; "Sıkıntılar Erdoğan ile daha da artar" diyordu; nitekim o da zaman içinde haklı çıktı. Fakat temelde seçmene olası bir ekonomik bunalımdan nasıl çıkılacağı ve refahın nasıl artırılacağına dair bir vaat sunulamıyordu. Örneğin, ekonomide kurtuluş reçetesi olarak sunulana bakalım. İnce ve Akşener saraydaki mutfak masrafı, karşılama ve ağırlama giderleri ile Erdoğan'ın uçak ve konvoy masraflarını kısarak ekonominin kurtulacağını savunuyorlardı. Erdoğan ise “İtibardan tasarruf olmaz” diyerek yani tek bir cümle ile bu reçeteyi yırtıp atıyor ve tasarruf yapmaya da gerek görmüyordu. Yıl 2023, enflasyon patlamış; Erdoğan hala tasarrufa yanaşmıyor!
Her türlü baskı ve engellemeye rağmen; İYİ Parti CHP'den alınan 15 milletvekiliyle parlamentoda grup kurarak seçime girme hakkı elde etti.* Bana göre buna gerek yoktu. İYİ Parti, Demokrat Parti (DP) çatısı altında da seçime girebilirdi. Nitekim yıllar sonra 15 vekilin ödünç alındığı günün sabahında bu görüşmenin de DP ile yapıldığını ama daha kolay yol olan CHP'den geçici vekil transferinin tercih edildiğini öğrendik.** Meral Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu'na telefon etmiş ve bu formülü sunmuş. Demokrasiye olan inancıyla Kılıçdaroğlu da bu fikri benimsemiş ve Meclis'te beş vekili olan İYİ Parti'ye on beş vekili geçici olarak göndermişti. Böylece grup kuran İYİ Parti, olağan kurultayının üzerinden altı ay geçmeden seçime girme hakkı kazandı. AKP ve MHP'nin İYİ Parti'yi seçime sokmama planları suya düştü.
İttifak sistemi sayesinde TBMM’ye yine de 43 milletvekili gönderebilmişti. Meclis'te böylece temsil imkânı da buldu İYİ Parti. %9.96 oy oranı sekiz aylık bir parti için; hele hele baskın erken seçime giren bir parti için yine de küçümsenemez. Ancak Meral Akşener, cumhurbaşkanlığı adaylığında kendi partisinden ve hatta hapishanede bulunan Selahattin Demirtaş'tan bile daha az oy almıştı.
O günleri çok iyi hatırlıyorum. Çünkü sahada aktif çalışan isimlerden biriydim. Ama 2018'de erken seçim kararı alınıp parti yönetimleri adaylık için istifa ettikten ve vekil listesi belli olup büyük hayal kırıklıklarına neden olduktan sonra parti teşkilatı çalışmamaya başlamıştı. Örneğin İzmir il yönetiminin il başkanı dahil yarısı vekil adaylığı için istifa etmişti. İYİ Parti aday listesi çok kötüydü. Seçilebilecek sıraya MHP'li isimlerle eski vekiller yazılmış, teşkilat ve seçmen yok sayılmıştı. Bu listelerden sonra parti içi kırgınlık ve küskünlük giderek arttı. Örneğin Tunceli'ye bu şehirle alakası olmayan Kırşehirli MHP kökenli genç bir kız vekil adayı yapılmıştı. İYİ Parti Tunceli'de bin oy bile alamadı!***
Muharrem İnce bastırıyor, hatta Meral Akşener'in “Başaracağız” sloganını bile ondan kapmış olarak meydanları dolduruyordu. Basın, Meral Akşener ve Temel Karamollaoğlu aday değilmiş gibi davranıyor; iki partili iki adaylı bir düzen varmış gibi haber yapıyordu. Mayıs ve Haziran ayında bu durum artık çok bariz olarak vatandaşın önündeydi. Listeye giren bazı seçilemeyecek sırada bulunan adayların kahve toplantıları haricinde çalışma yoktu. İzmir'de örneğin ikinci bölgede birinci sıra adayı Aytun Çıray nasıl olsa kazanacağını bildiğinden bir faaliyet göstermiyordu, daha çok Ankara'daydı. İkinci sıra adayı; iş adamı idi. Parayı bastırmış araçlar giydirmişti. Bunlarla kazanacağını düşünüyordu. Üçüncü sıra adayı Şengül Hablemitoğlu, İzmir'i bilmiyordu ve doğru düzgün İzmir'e gelmemişti; akademik işleri ile uğraşıyordu. Dördüncü sıra adayı il başkan yardımcısı Hüsmen Kırkpınar üç dört kişiyle sahadaydı. Onların haricinde dokuzuncu sıra ve altındakiler de kahve toplantıları yapıyordu.
2018'de Afyon'daki kampın ardından Meral Akşener sinirlenerek aracına binmiş, olağanüstü kurultay kararı alarak; Üsküdar'daki evine çekilmişti. Partililer günlerce evinin önünden ayrılmadılar ve onu yapılan kurultayda yeniden genel başkan seçtiler. Aslında Meral Akşener görevi bırakacağını açıklayınca Prof. Dr. Ümit Özdağ adaylık iddiasında bulundu. Fakat parti içinde destek bulamayınca vazgeçti. Bu durum onun partiden uzaklaştırılmasına yol açan süreci de başlatmış oldu.
İYİ Parti, 2018 seçimlerinde umduğunu bulamadı. 2019 seçimlerinde CHP ile ittifak sayesinde sadece 19 belediye kazanabildi. Bu belediye başkanlarından Nazilli, İncirliova başkanları dahil pek çoğu partiden istifa etti. Meral Akşener, 2018'de "seçimi kazanamazsam torun bakarım" dedi ama daha sonra bu kararından vazgeçti ve siyasete devam etti. 2019 yerel seçimlerinde parti umduğunu bulamadı ve hiçbir ilde belediye başkanlığı kazanamadı. 2023 seçimlerinde oyu bir miktar düşerek %9.64'te kaldı. Seçimlerin ardından yapılan olağan kurultayda Akşener, faturayı kendi partililerine kesti. Gelecek hafta yani 26 Ağustos'ta yine Afyon'da açıklama yapması bekleniyor. Yine genel başkanlıktan istifa mı edecek yoksa son kurultayda yaptığı gibi ona buna bağırıp çağırarak, esip gürleyecek mi? Göreceğiz.
...Devam Edecek...
* Kadere bakın ki CHP yine demokrasi adına kendinden ödün vermişti. 1930'un Ağustos ayında da o zamanki adıyla Cumhuriyet Halk Fırkası'ndan 15 milletvekili ayrılarak Serbest Cumhuriyet Fırkası'na geçmişti. ** https://www.yenimesaj.com.tr/aksener-gun-icinde-iki-farkli-partiyle-anlasma-yapti-H1488061.htm |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
BAŞKA TÜRKİYE YOK! - 01/11/2024 |
Ahmet Eren Özen - BAŞKA TÜRKİYE YOK! 1/11/2024 |
EN GARİP RÜYADAN DAHA GARİP GERÇEKLİKLER YAŞIYORUZ - 28/10/2024 |
Ahmet Eren Özen - EN GARİP RÜYADAN DAHA GARİP GERÇEKLİKLER YAŞIYORUZ 28/10/2024 |
İZMİR KÖRFEZİNİ ÖLDÜREN NEDENİ AÇIKLIYORUM - 11/10/2024 |
İZMİR KÖRFEZİNİ ÖLDÜREN NEDENİ AÇIKLIYORUM - Ahmet Eren Özen 11/10/2024 |
MUTLULUĞA KAPI AÇIN - 07/10/2024 |
MUTLULUĞA KAPI AÇIN - Ahmet Eren Özen 7/10/2024 |
TÜRKLERİN KÜLTÜR TARİHİ - 10/09/2024 |
Ahmet Eren Özen - TÜRKLERİN KÜLTÜR TARİHİ - 10/9/2024 |
ZEKİ MÜREN FİLMİ NİÇİN ÇEKİLEMEDİ? - 08/08/2024 |
ZEKİ MÜREN FİLMİ NİÇİN ÇEKİLEMEDİ? - Ahmet Eren Özen - 8/8/2024 |
UNUTULMAYAN BEŞ SOSYAL DEMOKRAT - 07/08/2024 |
UNUTULMAYAN BEŞ SOSYAL DEMOKRAT |
FİLM ÇEKİMİ EKİP İŞİDİR - 02/08/2024 |
FİLM ÇEKİMİ EKİP İŞİDİR - Ahmet Eren Özen 2/8/2024 |
BİR FİLM HER ZAMAN SİNEMA FİLMİ MİDİR? - 30/07/2024 |
BİR FİLM HER ZAMAN SİNEMA FİLMİ MİDİR? - Ahmet Eren Özen - 30/7/2024 |
Devamı |