Ahmet Eren Özen
ahmeterenozen1@gmail.com
SOSYOLOJİK OLARAK DEĞİŞİM
23/09/2023 İnsanların ve toplumların değişmesi gerektiği düşüncesi son iki yüzyıl öncesinde yoktu. Toplumsal değişmeyi etkileyen belli başlı üç tane boyut vardır. Bunlar: Ekonomik Etmenler Kültürel Etmenler Siyasal Etmenler
Ekonomik Etmenler
Günümüzde değişimin lokomotifi daha çok ekonomik etmenler tarafından belirleniyor. Kapitalizmin, ulus devletin, modernliğin, ortaya çıkışı ve yönlendirilişi başlı başına ekonomiktir. Ekonomi, eskiden toplumdaki diğer kurumlar gibi sadece bir kurumdu. Fakat kapitalizm şunu doğurdu; artık ekonomi toplum üstüne çıktı. Diğer kurumları belirleyen başat bir konum kazandı.
Çünkü piyasa ilişkileri bir evrim geçirdi. Eski piyasa, toplum veya otorite tarafından belirlenen hareketleri planlanmış yapıya sahip idi. Serbest piyasa ekonomisi ise dizginlerinden boşanmış bir at gibidir. Her şeyin değeri arz talep ilişkileri ile belirlenir hale gelmiştir. Ayrıca ekonomik olmayan konular da ekonomi tarafından fiyatlandırılır. Dostluk, arkadaşlık, aşk ilişkileri, evlilik, sınıfsal farklılık, hayat algısı gibi her şey piyasanın ona biçtiği değer tarafından değerlendirildiği için ekonomi normlar üstü bir norm haline gelmiştir.
Ekonomi belirleyici olduğunda her şey bir kalkınma, büyüme, gelişme kavramı altında düşünülmeye başlanıyor. Örneğin Dostluk Grubu'nda yani derneğimizde dahi üye kazanma, yerimizi büyütme ya da çoğaltma, daha iyi konserler verme ve ekonomik olarak güçlü bir dernek maliyesi çoğu zaman “dostluk” kavramının önüne ister istemez geçmiştir. Çok sevdiğimiz dostlarımızla, dernek masraflarına katılmadıkları için yolumuzu ayırmak durumunda kalmışızdır. Ancak şunu da belirtmek isterim ki masrafa katılmak istemeyenler, bedavaya ise koşmaktadırlar. Bedavacılık çağımızda bir sorundur. Bir ürüne para vermiyorsanız asıl ürün sizsinizdir. Belki bu bedavacılığı ayrı bir yazıda ayrıntılı olarak ele almak gerekir.
Kültürel Etmenler
Genellikle kültür sanki değişen şeye karşı bir direnci temsil eder. Mesela endüstri bir şeyleri değiştirmek ister oysa kültür statik ve durağan bir şeydir. Değişime karşı bir direnç gösterir gibidir. En azından modernist bakış açısı böyle söyler. Hemen örnek verelim. Osmanlı'da matbaa geldiğinde hattatlar bu icadı istememiş ve iki yüz yıldan fazla da direnişlerinde başarılı olmuşlardı. Matbaa yazının çoğaltılması işini kolaylaştırdı ama bir yandan da hattatlık kültürünü yok etti. Şimdilerde bazı kurslar ile bu gelenek yaşatılmaya çalışılsa da onun kültürü ise yok olmuş vaziyettedir.
Değişime sebep olan en ciddi kültürel örneklerden biri Weber’in “Protestanlık Ahlakı”dır. Max Weber'e göre Protestanlık, modern kapitalist dünyanın kuruluşunda çok ciddi bir işlev yerine getirmiştir. Kapitalist büyümeyi tetiklemiştir. “Ne oldu da geleneksel toplumdan modern topluma geçildi?” sorusuyla kapitalizmin dinamiklerine açıklama getirmeye çalışmıştır.
Bizler de düşünelim! Dinler, verili toplumsal yapıyı alaşağı eden devrimci bir hareket olarak başlar, ondan sonra yeni bir nizam kurulunca bu sefer muhafazakârlığı temsil eden bir hareket olarak ortaya çıkar. Din toplumsal bir kurumdur, kültürel olarak üretilir ve kültür tarafından değiştirilir. Kültür nedeniyle aynı dine mensup toplumlar içerisinde farklı geleneklere ve inanç ritüellerine sahip tarikatlar ortaya çıkar mesela.
Her eylemin beklenmeyen bir sonucu vardır. Değişim zaten beklenmeyendir! Her eylem planlı olarak yaşanmaz, toplumsal değişimler her zaman arîzî, beklenmedik, tesadüfî olayların ürünüdür. O anlamda tarih tekerrür etmez. Değişim her zaman rastlantısaldır. Giddens’in tabiriyle; eylemin istendik olmayan sonuçları tarafından belirlenir. Dolayısıyla kültürün oluşumu da böyledir. Planlı programlı değildir.
Siyasal Etmenler
Siyaset kurumu, bütünüyle bir şeyleri değiştirmek için yapılan bir şeydir. Siyaset; program-ideoloji çerçevesinde; toplum içinde belirli sonuçları almak isteyenlerin örgütlü eylemi/etkinliğidir. Ben, “ideoloji” sözcüğüne Türkçe karşılık olarak “savunum” sözcüğünü önerdiğimde buna dikkat etmişimdir. Sav, öne sürülerek savunulan düşünce demektir. Siyasal etmenlerin arka planında mutlaka bir sav vardır. O zamanla savunum (ideoloji) durumuna ulaşır. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
BAŞKA TÜRKİYE YOK! - 01/11/2024 |
Ahmet Eren Özen - BAŞKA TÜRKİYE YOK! 1/11/2024 |
EN GARİP RÜYADAN DAHA GARİP GERÇEKLİKLER YAŞIYORUZ - 28/10/2024 |
Ahmet Eren Özen - EN GARİP RÜYADAN DAHA GARİP GERÇEKLİKLER YAŞIYORUZ 28/10/2024 |
İZMİR KÖRFEZİNİ ÖLDÜREN NEDENİ AÇIKLIYORUM - 11/10/2024 |
İZMİR KÖRFEZİNİ ÖLDÜREN NEDENİ AÇIKLIYORUM - Ahmet Eren Özen 11/10/2024 |
MUTLULUĞA KAPI AÇIN - 07/10/2024 |
MUTLULUĞA KAPI AÇIN - Ahmet Eren Özen 7/10/2024 |
TÜRKLERİN KÜLTÜR TARİHİ - 10/09/2024 |
Ahmet Eren Özen - TÜRKLERİN KÜLTÜR TARİHİ - 10/9/2024 |
ZEKİ MÜREN FİLMİ NİÇİN ÇEKİLEMEDİ? - 08/08/2024 |
ZEKİ MÜREN FİLMİ NİÇİN ÇEKİLEMEDİ? - Ahmet Eren Özen - 8/8/2024 |
UNUTULMAYAN BEŞ SOSYAL DEMOKRAT - 07/08/2024 |
UNUTULMAYAN BEŞ SOSYAL DEMOKRAT |
FİLM ÇEKİMİ EKİP İŞİDİR - 02/08/2024 |
FİLM ÇEKİMİ EKİP İŞİDİR - Ahmet Eren Özen 2/8/2024 |
BİR FİLM HER ZAMAN SİNEMA FİLMİ MİDİR? - 30/07/2024 |
BİR FİLM HER ZAMAN SİNEMA FİLMİ MİDİR? - Ahmet Eren Özen - 30/7/2024 |
Devamı |