23/08/2023
AKP'nin 22 yıldır iktidarını sürdürdüğü bugünlerde, AKP'nin kendilerine gösterdiği hoşgörüden cesaret alan Türk düşmanları gemi azıyı almış durumdadırlar. Yüzyıldır, özellikle Cumhuriyet'in kurulmasını içlerini sindiremedikleri için içlerindeki kin ve nefreti kusmakta, akıl almaz yalanlarla halkı Cumhuriyet aleyhine kışkırtmaktadırlar. Din adına halkı uyutmaya devam etmektedirler. Her olayı her durumu İslam'a uyarlayarak en başta Atatürk'e açıkça hakaret etmekte, Türk milletine ve milliyetçilere saldırmakta, Araplar'ı sözde İslam'ı savunuyormuş gibi yapıp baş tacı etmektedirler. AKP Hükümeti, FETÖ'nün bir başka çeşisid olan bu tip tarikat ve cumhuriyet düşmanlarına hoşgörüden vazgeçmeli ve gereken kanuni takibatı yapmalıdır.
Neredeyse hemen her gün sözde şeyh veya din adamı çıkıp Türk ve Türk milliyetçiliğine iftira atmaktadır. Bildiğiniz gibi; Suudi Arabistan'da bile şeyhlik diye bir kavram yoktur. Böyle olduğu halde kendisine bir makam addeden bu din bezirgancıları, milli unsurlarımıza ve tarihimize saldırmaktadırlar. Saldırılar o kadar ileri boyuta varmıştır ki; Kurtuluş Savaşı'nın olmadığını dahi iddia etmektedirler. Onlara göre Kurtuluş Savaşı tamamen hayal ürünüdür. İnönü'nün cephede olmadığını söylemektedirler. Atatürk'ün cephede savaşmadığını hatta Filistin cephesinden kaçtığını söyleyebilecek boyutta iftiralar atmaktadırlar. Daha da ileri giderek Atatürk'ü halkın gözünde sözde küçültmek için annesi Zübeyde Hanım'a bile iftiralar atmaktan çekinmeyecek kadar ileri boyutlara varmaktalardır. Bunların hangisini yazsak. 15 Temmuz Olayı'ndan ders almayan siyasiler bu kez başkaca Siyasal İslam oluşumlarına göz yummaktalar. Hatta bir ilimizde devletin gözü önünde resmen kurtarılmış bölge gözü ile bakabileceğimiz bir yapılanma mevcut iken hükümet üç maymunu oynamaktadır.
Bu dinci yapılar devletin önemli kurumlarına da sızmış durumda ve hedeflerine doğru da adım adım ilerlemektedirler. Hedef bellidir. Şeriat ile yönetilen bir Türkiye! Bu yapılar hedefe ulaşmak için her türlü yolu denemekte, diğer yandan da kendi burjuvalarını oluşturarak sermaye olarak güçlenmektedirler. Çeşitli medya gruplarını ele geçirerek kara propagandalarına devam ediyorlar. İşin bir başka ilginç yanı milliyetçileri Yahudi Uşağı, Amerikancı vb. diye yaftalarken kullandıkları sosyal medya hesaplarının, iletişim araçlarının, bindikleri milyonluk lüks araçların onların deyimiyle "gavur" icadı olduğunu görmezden gelmeleridir. Yani demokrasi onlar için şu anda sadece bir araçtır.
Ayrıca hudut kapılarımız giren çıkanı belli olmaz vaziyette kevgire dönmüş durumdadır. İddialara göre 7,7 milyon Suriyeli ülkeye dolmuş, bunun yanında ne idüğü belirsiz Afganlı ve diğer sığınmacı düzensiz göçmenler ülkeyi bir anlamda işgal etmiş durumdadırlar. AKP Hükümeti de bunlara neyin karşılığı göz yummaktadır? Yoksa BOP planı adım adım işlemeye devam mı etmektedir? Buna karşılık gerçek vatanseverler, ülkenin gidişini nasıl durdurup yeni bir yol açacağız diye düşünmektedirler.
Devamı 
