İYİ Parti Lideri Meral Akşener Afyon'da konuşacak, tarihi şeyler söyleyecek dendi. Kentte 7500 kişilik bir spor salonunun ayarlandığı partililere bildirildi. Fakat baktılar ki 26 Ağustos gibi özel bir günde İYİ Partililer buna rağmet etmeyecek, program değişti; tabandan gelen baskılar üzerine Valilik'ten izin alınarak; Kocatepe Anıtı'na yakın bir alana miting için düzenek kuruldu.

26 Ağustos Cumartesi haliyle sıcak bir gün. 11.30'da Kocatepe Anıtı'ndan hep birlikte yürüyüşe geçilecek, 13.30'da miting alanına gelinecek şekilde program yapılmış. Ama öyle olmadı. İYİ Partililer güneşin altında saatlerce beklemek ve alana ulaşmak için kilometrelerce yürümek zorunda kaldılar. Oysa Büyük Taarruz'u kutlamak için senelerdir başta ADD olmak üzere dernekler ve vatandaşlar geceden yürüyüşe geçerler sabah 05.30'da yani harekatın başladığı saatte anıtta olurlardı. İYİ Parti, 26 Ağustos'u kutlamak istiyorduysa böyle yapmalıydı. Geceden bir yürüyüş ve ardından kahvaltı yapıp saat 10 gibi miting düzenleyebilirdi. Neden öyle yapmadı? Sıcaktan bayılanlar oldu, Akşener bile kürsüdeyken iki kez cankurtaran istedi.

Hani bizim İzmir il ve ilçe belediyelerinde hizmet alınamadığından şikayet edildiğinde başkanlar hemen topu hükümete atarlar ya; burada da sesini yükselten İYİ Partililer'e aynısı denmiş. Yani iddiaya göre Valilik kabahatli imiş. Valinin kulağına giderse belki çıkıp açıklama yapar. İşin gerçeğini bir de ondan dinlemiş oluruz. Bence zaten bu sıcakta insanları öğle güneşine maruz bırakmak yanlıştı. Üstelik Akşener'in dediğine göre her yıl yapılacakmış bu program.

Gelelim konuşmaya! Konuşmanın içeriğinde ne vardı? Bol özürlü, bol dualı, bol suçlayıcı ifadeler. Hakkını verelim Meral Akşener, sözlerinin başlangıcında tarih hocası olmasının da etkisiyle bu kutlu harekatı ve milli şuuru güzel özetledi. Konuşmasının siyasi kısmında ise üstü kapalı olarak altılı masayı daha çok da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibini suçladı. Örneğin "%60'la kazanırız diyenler hala susmadı" diyerek CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak'ı kastetti. Kemal Kılıçdaroğlu tüm bu suçlamalara karşı ise bugün Cumhuriyet Gazetesi'ne verdiği röportajda; "Akşener'in sözlerine yanıt vermem siyasi nezaketsizlik olur" demiş. Bravo Kemal Bey. Yine efendiliğini, kibarlığını, nezaketini korudu. Yine takdir topladı.

Meral Akşener, partisinin kurultayında yaptığı konuşmanın kendisine yazdığı negatif puanları fark etmiş olmalı ki bu sefer o tarzda bir konuşma yapmadı. Detaylara girmek istemiyorum ama özetle söylediklerinden şu anlaşılıyor:

Meral Akşener cumhurbaşkanı adayı olmadığını bir televizyon kanalında açıklayarak herkesi şok etmişti. Çünkü bu açıklamadan yardımcılarının bile haberi yoktu. Dolayısıyla kendisi kazanamayacağını bildiği için aday olmadığını ve fedakarlık yaptığını Afyon'daki mitingde de bir kez daha söylemiş oldu.

Diğer partilerle birlikte masaya oturduklarını ve çeşitli başlıklar altında başkanlık sistemini değiştirmek için biraraya geldiklerini söyledi. Kimin aday olacağı tartışmasına neredeyse Şubat'a kadar girmediklerini gördük. Masaya cumhurbaşkanı adayı olarak CHP'nin belediye başkanları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın isimlerini getirdiğini bunun kabul görmediğini söyledi. Akşener'e göre anketler ve sokağın dili bu iki isimden birinin cumhurbaşkanı adayı olması halinde kazanacağını söylüyor imiş. Bu isimler reddedilince Akşener masadan kalkmış.

Akşener masadan kalkınca İmamoğlu ve Yavaş'a bir kez daha adaylık çağrısında bulunmuştu. Hatırlayınız; hatta "Türk Milleti adına çarğrıda bulunuyorum" demişti. CHP'nin belediye başkanlarının bu teklifi kabul etmesi ancak CHP'den istifa ederek olabilirdi. Elbette böyle bir saçmalık olmadı. Bir yıldır Kemal Bey zaten bu isimlerin başkanlığa devam etmesi gerektiğini söylüyordu. Üstelik başkanlar cumhurbaşkanlığı adaylığı için görevlerinden istifa etseler; belediye başkanlığı meclis çoğunluğu nedeniyle AKP'ye geçecekti. Akşener bunu bilmiyor muydu? Ya da bu isimleri önceden arayıp; "Ben sizin isimlerinizi masaya getireceğim, kabul edilmezse masadan kalkarım. Siz adaylık düşünüyor musunuz?" demesi gerekmez miydi?

Akşener'in ille de aday olsun dediği İmamoğlu ve Yavaş, 3 Mart krizinden sonra yapılan çağrıyı reddediyor, CHP Genel Başkanı'na bağlılıklarını açıklıyorlardı. Daha önce "Kafama silah dayasalar bile masadan kalkmam, bu ittifakı bozmam" dediği halde; "Kumar masası, noter masası" diyerek masayı deviren İYİ Parti Lideri ile görüşüp "Cumhurbaşkanlığı Yardımcısı" formülü ile seçim sürecine dahil oluyorlar ve Akşener masaya dönüyordu. Ve neticede Saadet Partisi'nin önünde Cumhurbaşkanı adayı olarak Kemal Bey'in ismi açıklanıyordu. Değerli okurlarım bu noktada size bir kulisi paylaşmak istiyorum. Hani Saadet'in önünde tüm liderlerin yüzü asıktı ya; o olayın nedeni de şu imiş: "Akşener'in masadan kalkmasının bedeli olarak daha önceden üzerinde anlaşılan tüm partilerin liderlerinin gruplarının başında olarak Meclis'e milletvekili seçilerek girmesi rafa kaldırılmış. Kemal Bey, iddiaya göre; "Madem böyle bir olay yaşandı, masa zarar gördü, seçmeni kazanacağımıza ikna etmek için tüm liderler cumhurbaşkanı yardımcısı adayı olacak" demiş. Grup Başkanı olamayan bir liderin partisini idare etmesi zor olacağı için beş genel başkanın hepsinin canı sıkılmış. O poz o can sıkıntısını ortaya koymuş.

Şimdi özetle İYİ Partililer şunu soruyor: Akşener'in ifadesiyle "ateşten gömleği giymeyen" belediye başkanları İmamoğlu ve Yavaş için miymiş bütün mücadele? Peki bir parti; geleceğini, umudunu başka bir partinin belediye başkanına bağlarsa ne olur? İşte bu olur: Erir ve nihayet biter. Afyon'daki miting bitmemek için yapıldı! Eski İYİ Parti İzmir Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı olan Aytun Çıray, partinin oyunun %5'e düştüğünü açıklamadı mı?

Son olarak yazımı şöyle tamamlamak istiyorum. Sayın Akşener, teşkilatınızda ve çevrenizde çok da dostunuz yok. Örneğin; İzmir Milletvekili Ümit Özlale daha birkaç ay önce İzmir'de Güzelyalı'da yer alan Ahmet Adnan Saygun Kültür Merkezi'nde DERSİMLİ KEMAL diyerek Kemal Kılıçdaroğlu'na övgüler yağdırırken Afyon'da SZC TV'ye ne dedi: "Bizim haricimizde CHP dahil AKP ile herkes görüştü. CHP, AKP ile istikşafi görüşmeler yapmadı mı? AKP'yle bir tek biz görüşmedik" dedi. Yani CHP'yi 7 Haziran seçimleri sonrası Davutoğlu ile hükümet kurmak için koalisyon görüşmeleri yaptığı için suçladı! İşte siyasete sonradan ve tepeden giren kişinin açıklaması da bu kadar olur! Ayrıca üstü kapalı olarak Meral Akşener'in AKP kurulurken Abdullah Gül ile olan görüşmelerini de eleştirmiş oldu! Öte yandan Ümit Bey'in adının son zamanlarda İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı olarak geçtiği söyleniyordu. Başta bunu kesin bir dille yalanlayan Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ümit Özlale şimdilerde "Genel Başkanım Meral Akşener böyle bir görev verirse; görevin gereğini yerine getiririm" diyor.

Bir başka genel başkan yardımcısı ise teşkilatta kendisine "Sayın Genel Başkanım" diye hitap ettiriyor. Bir milletvekili ise vekil adaylarını ben belirledim iddiasıyla geziyor. İzmir teşkilatında ise vekil adaylığı ve temayül yoklamasında paraların döndüğü konuşuluyor. Akşener'in bunlardan haberi var mı? Hani diyor ya darbeyi kendi safımızda gördük; hayır, esas darbe kendi içinizde oluyor! Meral Akşener, esnaf gezileri yapıp ilden ile koşarken nereye koşuyor, arkasında dönen dolapları bilmeden?