• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/dgdernek
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905448823723
  • https://www.instagram.com/dgdernek
  • https://www.youtube.com/@dostlukgrubu
Derneğimizin Etkinlik Takvimi

Radyo D Dinle

Halk TV Kültür Sanat

 
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen
coskunkucukozmen@gmail.com
EKONOMİNİN GÜNDEMİNDE POWELL VE BRICS VAR
28/08/2023

Amerikan Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell, beklendiği gibi son derece ciddi, son derece sıkı para politikasından taviz vermeyecek bir ifadeyle anlattı her şeyi. Konuşmasını takip ettim ve birkaç not aldım. Onları paylaşmak istiyorum sizlerle. Şu ana kadar kaydettiğimiz ilerlemeyi sizlerle paylaşmak istiyorum" diyerek başladığı konuşmasında; "Belirsizlikleri tartışacağım ve bunun politika açısından ne anlama geldiğini özetleyerek bitireceğim" cümlesini kullandı. "Çok dikkatli gitmemiz gerekiyor. Şu ana kadar enflasyonda bir düşüş var" diyerek pandemi dönemiyle ilişkilendirerek anlattı. Faizlerle ilgili; "Amerikan Merkez Bankası faiz artırma kararlarını enflasyonda pandemi sonrası meydana gelen dinamiklerle özellikle ilgili olarak Merkez Bankası'nın sıkı ve net duruşunu göstermek için taviz vermeden ve veriye bağlı olarak; veriler ile piyasadaki gelişmeleri çok dikkatli takip ederek yükseltmiştir" dedi. "Bizim bu sürecimizi oldukça büyük bir şekilde etkileyen Rusya - Ukrayna savaşı olmuştur ve netice itibariyle bu savaşın bütün sıkıntısını tüm dünya gibi Amerika Birleşik Devletleri de çekmiştir" imasında bulundu.


Powell'ın bir de vermiş olduğu grafik var. Hem Financial Times hem de kendisinin Amerika Merkez Bankası verilerinden oluşturarak ortaya koyduğu bir grafik. Burada enflasyonu yukarı doğru çeken, çok büyük miktarda yukarı çeken bir enerji konusu söz konusu. Yani özellikle 2021 yılından başlayan 2022 yılının ortalarına kadar enerjinin konuşlandığını görüyoruz eski grafiklerde. Bunda ise enerji artık birincil derecede enflasyon sebebi olan bir konu olmaktan çıktı. Onun yerine konut fiyatları ve diğer hizmet servislerinin enflasyon üzerinde çok ciddi etkisi olduğunu gösteren bir grafik paylaştı. Özellikle temel mal enflasyonunda; dayanıklı tüketim mallarında çok büyük bir düşüş olmasına rağmen, enerjide çok büyük bir düşüş olmasına rağmen diğer konut ve diğer hizmet sektöründeki artış nedeniyle enflasyonun birazcık ısrarcı bir profil çizdiğini ifade etti. Çünkü; "Konut sektörünün faize olan duyarlığı çok yüksek ve bu da para politikasında faiz artırımının hemen ardından belirginleşme sebebiyle Mortgage oranlarının yani ipotekli konut kredi oranlarının 2022 boyunca ikiye katlanması, konut kredilerinin ikiye katlanması konut yapımına başlamayı zorlaştırırdı.


Aynı şey Türkiye için de söz konusu, bunu da söyleyebiliriz.) Satışların düşmesine neden oldu. Bu da ardından konut fiyatlarının düşmesine sebep oldu. Ama satın alma gücü çok önemli bir problem olarak çıktı karşımıza.


Sonra bir genel görünüm çerçevesi içerisinde dedi ki Powell; "Pandemiye bağlı çarpıklıklar biraz gevşedi. Enflasyon üzerine aşağı yönlü bir baskı oluşturdu ama neticede bizim kısıtlayıcı para politikamız bu süreçte büyük rol oynamaya devam edecektir" ifadesini kullandı. Ekonomik anlamda büyüme konusunda şunları söyledi; "Bizim kısıtlayıcı para politikamız, finansal koşulları sıkılaştırarak trendin altında bir büyümeyi destekledi ve geçen yılki Jackson Hole sempozyumundan bu yana iki yıllık reel getiri yaklaşık 250 baz puan yani 2.5 puan arttı. Uzun vadeli reel getiriler de yaklaşık 150 baz puan yani 1.5 puan daha yüksek gerçekleşti."


Powell konuşmasının sonlarına doğru işgücü piyasasına değindi. İşgücü piyasasında güçlü katılım, göçün salgın öncesi seviyelere doğru artmasının etkisiyle iyileştiğini söyledi. "Kadınların en iyi çalışma seviyesine iş gücüne katılım oranı bakımından haziran ayında olabilecek en yüksek seviyeye ulaştığını ifade etti. Reel faiz oranlarının pozitif olduğunu bir kez daha vurguladı. Ve netice olarak şdedi ki: Biz çözüme gitmek için bulutlu gökyüzünün altında yıldızların rehberliğinde yol alıyoruz türünde bir ifade kullandı yanlış tercüme etmediysem.


Burada risk yönetimi çok önemli hususlara sahip. "Biz risk yönetirken önümüzdeki toplantılarda hem verilerin bütünlüğüne hem de bir takım riskleri dikkate alarak ilerleyeceğiz ve ilerlerken sürekli -anladığım kadarıyla- önümüze bakacağız ama dikiz aynasına bakmayı da ihmal etmeyeceğiz" dedi. "Buna bakarak daha fazla sıkılaştırma mı yapacağız, yoksa politika faizini sabit tutup bir bakalım veriler ne söylüyor veriler gelsin mi? Ne yapacağız? Buna mı karar vereceğiz?" "Dolayısıyla biz fiyat istikrarının yeniden oluşması için görevimiz her iki tarafa da ulaşmak yani bunun merkezine ve bunun etkileyici tarafına ve etkilenen tarafına ulaşmak şarttır" dedi. Neticede "İşgücü piyasası önemli, konut piyasası önemli, ekonomik büyüme önemli ama daha da önemlisi bizim %2 olarak ifade ettiğimiz faiz hedefimizden şaşmadan ilerliyor olmamız" dedi. Yani aşağı yukarı 20-25 dakikalık bir konuşmaydı sanırım ancak süratli bir tarzda tutabildiğim notlar bunlar oldu.


Powell'ın açıklamalarına rağmen tahminler bir şeyleri net olarak görmek için 2024'ün ikinci yarısı diyor. Zaten tahmin yaparken mümkün olduğu kadar başınızı derde sokmayacak uzun vadeleri verirsiniz. Bu bir stratejidir. Merkez Bankaları'nın da startejisidir. Açıklamalar yapılırken, raporlar yazılırken hemen alt tarafına böyle parantez içerisinde ve küçük harflerle şey derler: "Gelecek veriye bağlı olarak iç ve dış dinamiklere bağlı olarak değişebilir."


Bugün, Amerika Birleşik Devletleri ekonomisi, Dünya ile her iki yönde tam entegre olmuş bir ekonomi. Bu entegreden kastım şu; Amerika'da olan her şey dünyayı etkiliyor. Dünyanın muhtelif yerlerinde olan olaylar da Amerika Birleşik Devletleri'ni doğrudan ya da dolaylı olarak etkiliyor. Çünkü bugün mesela Ukrayna Rusya savaşında Rusya'ya uygulanan bir takım ambargolar, Avrupa Birliği üzerinden Amerika'nın da işte NATO üyesi olan ülkelerin de üzerinde baskı oluşturuyor. Sonuçta da faturası Amerika'ya çıktı. Siz bir şeyler yaparken müttefiklerinizin sıkıntılarını da bertaraf etmek durumunda kalabiliyorsunuz.


Avrupa Merkez Bankası, Amerika Merkez Bankası ile üç aşağı beş yukarı belli noktalarda ayrılsa da benzer bir para politikası takip etmek durumunda. Hatta birçok ülke, Amerika faiz oranlarını açıkladıktan sonra faiz oranlarını, faiz kararlarını daha doğrusu para politikası kurulu diyelim -orada da Federal Açık Piyasa Komitesi açıklıyor- ondan sonra açıklama gibi bir takvimleri var. Kopya çekiyorlar anlamında söylemeyeceğim ama orada bir şekilde ayrışmadan devam ediyorlar. Hani ulusal politika olarak benimsemiş demeyeceğim bazı ülkeler için ama bazı ülkeler bu yarışta kendi iç dinamiklerinden hem borçlu hem faiz ve içeride istikrar sebebiyle sıkıntı yaşıyorlar. Bu da Amerika Birleşik Devletleri'nin ve dolar cinsinden sağlanan fonların fiyatlarını etkiliyor ister istemez.


Bugün artan bir nüfus var. Teknoloji sebebiyle açıkta kalan bir iş gücü var ve o iş gücüne katılmak için her yıl mezun olan yüz binlerce belki milyonlarca genç var. Şimdi buna ilişkin; "verilerin hepsini ben almak görmek bakmak istiyorum" diyor. Ben birazcık karamsar bir taraftayım. Şöyle ki; artan teknolojinin işleri insanların elinden aldığı bir dönemde yaşıyoruz ama bu giderek insanlar daha fazla işsiz kalacak anlamına gelmesin sakın. Bu bir geçiş dönemi. Geçiş döneminde bu tür şeyler olabiliyor maalesef. Bu dönemdeki verilere çok dikkatli bakarak gitmeniz gerekiyor. Yani ben Powell'ın çok dikkatli ya da çok dikkatli olmalıyız anlamına gelen kelimelerini çok daha fazla gördüm burada ve ikili konuştu! Mesela ne dedi; "Değişen dinamikler devam edebilir veya etmeyebilir. Bu belirsizlik, bizim hızlı yanıt verme politikasına olan ihtiyacımızı ortaya koyuyor" diyor. Şimdi bu çok önemli bir şey; bunu da açmak istiyorum biraz. O da şu:


Şimdi değişimler hızlı olduğu zaman sizin de yanıt vermeniz hızlı olacak diyor ki yani yok veriler gelsin biz bekleyelim, konuşalım, tartışalım falan yok. Artık her şey o kadar hızlı o kadar çevik o kadar dinamik oluyor. Haliyle de para politikasını çok fazla sıkılaştırmak da risk o zaman gevşek bırakmak da risk. İkisi arasında optimal dengeyi bulmak yani terazinin kantarın topuzunu öyle bir yere getirmek gerekiyor ki bir taraf bir diğer tarafı darmadağın etmesin! Yani etmemesi için yapılıyor. Çünkü burada çok az şey yaptığınız zaman enflasyon hedefin üzerinde sabitleşiyor. Çok fazla şey yaptığınız zaman istihdam, işte yüksek maliyet filan bunlar ortaya çıkıyor ve ekonomiye gereksiz zarar veriyor. Zaten Powell'ın konuşmalarına bir başka gözlükle bakacak olursak; aynen şunu söyleyeyim, ekonomi de çok hassas bir bilim! Bir şeyi düzeltirken bir başka şeyi darmadağın etme ihtimaliniz çok yüksek.


Hani Türkiye'de biz bunu yaşadık. Konuyu Türkiye'ye tekrar getirmek istemiyorum ama bir dönem için, iki sene önce Aralık ayında Kur Korumalı Mevduat bir çözüm olarak çıktı. Bir süre sonra ise siz buna ilişkin "Tamam tehlikeye geçti, biz artık KKM'leri yavaş yavaş tasfiye ediyoruz." dediniz. Zamanında söylemediğiniz zaman hem kalıcı hale geldi hem ekonomi üzerine büyük bir yük oluşturdu. Dolayısıyla ABD'nin bu konudaki yaklaşımında ben birazcık artık "Bekleyip göreceğiz" tarzını düşünüyorum. Bekle-gör'den kastım şu:


Yani bir takım dışsallıklara maruz; petrol fiyatlarında olsun, altın fiyatlarında olsun, dış açıkta olsun, işsizlik de olsun ve dünyanın birçok ülkesiyle şu an için farklı bir boyutta henüz adı konulmamış henüz ilan edilmemiş bir savaş devam ediyor arka planda. Nedir bu savaş? Ekonomik bir savaş! Nasıl bir ekonomik savaş? Mesela BRICS ülkeleri yani Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika; "Biz kendi paramızı kullanacağız" diyor, "Kendi aramızda ortak bir para birimi oluşturacağız" diyor, "Yeni üye ülkeler alacağız" diyor. Ki yeni alacağı ülkelerden mesela ilk etapta alacağım dediği ülkelerden bir tanesi Arjantin. Çok ciddi IMF desteği sağlanmış durumda Arjantin'e. 150 Milyar dolar kadar. Arjantin hala kötü bir durumda ve "Birleşik Arap Emirlikleri gelecek" diyor, "İran gelecek" diyor. Bu sefer Amerika'ya karşı ekonomik bir pakt oluşuyor ve Amerikan dolarının hegemonyasını kırmak sözkonusu. Dünya ekonomisini bir yerden başka bir tarafa doğru, ağırlık merkezini kaydırma çabaları var. Hatta geçerlerde haberlere de konu oldu, Hindistan ve Birleşik Arap Emirlikleri bir petrol ticaretinde Hindistan rupisiyle ödedi parayı. Bunlar da dikkate alındığı zaman, Amerika'nın hem içeride hem dışarıda bir takım dengeleri tutturması gerekiyor.


Unutmayalım ki bir diğer taraftan Amerika'nın İndo-Pasifik bölgesinde bulunan ciddi bir donanması var. Bu bölge için ayırdığı askeri harcamaları var. Bunlara da bakmak gerekiyor. Yani sadece efendim Amerika'da açılan iş sayısı, işsiz sayısı, çekirdek enflasyon, yani sadece bunlar parametre olarak yeterli değil. Ama biraz daha yükselip uzaydan yüksek çözünürlüklü fotoğraf çekmeye kalkarsak şunu söyleyebilirim:


Amerika Merkez Bankası'nın almış olduğu kararların pozitif sonuçlarının gözlendiği bir dönem yaşıyoruz. Buna kesinlikle karşıt görüşlü olanlar ve "ABD başından beri bu politikada yanlış yaptı" diyenler olacaktır. Onlar da argümanlarını muhtemelen haklı varsayımlara dayanarak kendi bakış açılarına göre değerlendiriyorlar. Oysa ben buradan baktığım zaman, bu işin o kadar kolay bir iş olmadığını; grafiklerin eğilimleri, iniş çıkışları, satın alma endeksi, üretimler, perakende satışlar, hepsinin ciddi bir düşüşten bir yükselişe çıktığını; o yükselişin içerisinde yine ufak ufak iniş çıkışlar olduğunu görebiliyorum.


Ekonomi, bir şey yaptığınız zaman anında etkisi görülecek bir şey değil. Siz nasıl bir sıkıntı ile karşılaştığınızda eğer verileri takip etmiyorsanız, ne etki göreceksiniz? Eğer verileri takip etmeden çok ciddi bir sıkıntı ile karşılaştığınızı gördüğünüzde iş işten geçmiş olacak. İşte bu nedenden dolayı Powell; "Ben bekleyeceğim, göreceğim etkileri. Eyleme geçmek için iyice emin olmam gerekiyor" diye bir mesaj verdi.


BRICS meselesine geri dönecek olursak şimdi ben ilk önce davet edilen üyelerle ilgili birkaç şey yazmak istiyorum. Bakın Etiyopya'yı davet ediyor. Arjantin'i davet ediyor. Arjantin çok ilginç bir şekilde; senelerin kıdemli kriz mağduru bir ülke. Venezuela olmasına az kalmış bir noktada. Etiyopya, üzerinde çok ehemmiyetle durulması gereken bir ülke. Çünkü Etiyopya çok ciddi miktarda topraklarını satmış bir ülke. 49 yılına 99 yıllığına kiralamış. Etiyopya'nın geçmişine çok iyi bakmak lazım. Etiyopya 1 milyon kilometre kare büyüklüğünde bir ülke. Türkiye'den biraz daha büyük. Etiyopya çokvciddi ekonomik sıkıntılar, yönetim sıkıntıları, iktidar sıkıntıları yaşamış. Yabancı alacaklar karşısında ciddi ölçüde mağduriyet yaşamış, ülkesinin birçok kaynağını yabancılara satmış durumda olan bir ülke. Bu da bir takım ülkelerin marifetiyle oluyor. Elbette burada şunu da söyleyeyim kimsenin silahı boğazına dayayıp, topraklarını satacaksın dediği yok ama yapacak başka bir şeyler, üretecek başka bir şeyiniz yoksa; ortaklık adı altında işbirliği adı altında bunu yapıyorlar. Toprak kiralaması 49 yıl 99 yıl süre boyunca. Ben buna satış diyorum sonuçta yarım asır, bir asır toprağını kiraya veriyor. Aynı problem Sudan'da da yaşanıyor.


Bir diğer taraftan Suudi Arabistan gibi Birleşik Arap Emirlikleri gibi petrol zengini, para zengini ülkeleri de tarafına çekiyor. BRICS ülkeleri dünya nüfusunun %41'ini oluşturuyor. Ondan sonra GSYH'nin %30'u, küresel ticaretin yüzde 18'i Anadolu Ajansı'nın rakamlarına göre. O son rakamda çok emin olamayacağım. Çünkü Çin zaten kendi başına küresel ticarette o rakamları yakalıyor muhtemelen, veya doğrudur belki. Doğru olduğunu varsayarak; buradan gidelim.


Şimdi bu küresel ticaretin de belli bir miktarını elinde bulundurduğu için BRICS ülkeleri, yeni geleceklerle beraber bu rakam daha da artacak ama bir gecede; "Biz bütün Amerikan doları kullanımını attık bundan sonra kendi paramızla bu işi yapıyoruz" demek çok zor. Bunun bir altyapısının olması, hazırlığın olması gerekiyor. Hatta bir ikisinin kendi içerisinde kalkınma yatırım bankası türünde bir banka kurması gerekiyor. Belki de ortak bir para birimi oluşturması gerekiyor. İMF'nin biliyorsunuz SDR şeklinde özel çekme hakları tarzında tanımladığı bir sepet para var. Belki bunun gibi sepet bir para olması gerekecek ve bu paranın muhtemelen içinde büyük ölçüde Çin Yuanı bulunacak. Öte yandan Çin tamamen dijital paraya geçti. Baktığımızda Amerika Birleşik Devletleri'nin dolarını dediğim gibi bir gecede kaldırmak mümkün olmayacak ama bu oluşum eğer realize olacak olursa, kendi parasını kullanacak o oluşuma katılacak çok sayıda ülke olacağını söyleyebilirim.

 

*Bu yazı Ekotürk TV'deki Stüdyo New York Programı'nda Yaptığım Konuşma Metninden Derlenip Düzenlenerek Yazılmıştır* 



100 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ACİL SERVİSTEKİ EKONOMİYE OVP YOĞUN BAKIM OLACAK - 08/09/2023
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen ACİL SERVİSTEKİ EKONOMİYE OVP YOĞUN BAKIM OLACAK 8/9/2023
MEMUR VE EMEKLİ MAAŞLARI NE OLACAK - 26/08/2023
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen - Memur ve Emekli Maaşları Ne Olacak 26/8/2023
TÜRKİYE SIRAT KÖPRÜSÜ ÜZERİNDE DURUYOR - 21/08/2023
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen - TÜRKİYE SIRAT KÖPRÜSÜ ÜZERİNDE DURUYOR 21/8/2023
EKONOMİDE BUGÜN ASLINDA DÜNDÜ - 10/08/2023
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen - EKONOMİDE BUGÜN ASLINDA DÜNDÜ 10/8/2023
BUGÜNÜN PARA FİNANS TRAFİĞİNİ ANLAMAK - 2 - 08/08/2023
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen - BUGÜNÜN PARA FİNANS TRAFİĞİNİ ANLAMAK - 2 8/8/2023
BUGÜNÜN PARA FİNANS TRAFİĞİNİ ANLAMAK - 1 - 01/08/2023
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen - BUGÜNÜN PARA FİNANS TRAFİĞİNİ ANLAMAK - 1 1/8/2023
FİNTECH NEREYE BİZ NEREYE - 17/07/2023
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen - FİNTECH NEREYE BİZ NEREYE - 17/07/2023
VERGİ ARTIŞLARI VE MAAŞ ZAMLARI NEREYE KOŞUYOR - 10/07/2023
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen - VERGİ ARTIŞLARI VE MAAŞ ZAMLARI NEREYE KOŞUYOR 10/07/2023
KÜRESEL DURUM BİZE NE SÖYLÜYOR? - 30/06/2023
Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen -KÜRESEL DURUM BİZE NE SÖYLÜYOR? 30/6/2023
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.275634.4129
Euro36.100236.2448
Hava Durumu

İzmir nöbetçi eczaneleri