Ahmet Eren Özen
ahmeterenozen1@gmail.com
EŞİTLİK BUNUN NERESİNDE?
07/09/2023
Türkiye eğitim sisteminde her geçen gün daha kötüye gitmeyi nasıl başarıyor; anlayamıyorum. İnternetin, teknolojinin bu kadar yaygınlaştığı, eğitim olanaklarının çoğaldığı ve demokratikleştiği bir dünyada Türkiye her seferinde daha kötüsünü nasıl bulup gerçekleştirebiliyor? Gerçekten bu kadar saf mıyız, yoksa kafamız mı karışık? Ya da dış güçler mi işin içinde?
Hatırladığım kadarıyla; 90'lı yılların sonunda ve 2000'li yılların başında ortaöğretimde durum şöyleydi: Süper Liseler, Öğretmen Liseleri, İmam – Hatip Liseleri ve diğer Meslek Liseleri, Anadolu Liseleri ve Fen Liseleri ile Düz Lise vardı. Ben Anadolu Lisesi'ni kazandığımda bu okulların ortaokul kısmı çoktan kapatılmış ve hazırlık sınıfı da kaldırılmıştı. Fakat yabancı dil dersinin ağırlığı oldukça fazlaydı. Tüm derslerin yanında saatlerce yabancı dil dersi verilmesi hem dil öğrenimini zorlaştırıyor hem de diğer derslere ağırlık verilmesine engel oluyordu.
Halbuki aynı durum Anadolu Lisesi'nde de vardı. Örneği doğrudan kendimden verebilirim. Ben, Eşit - Ağırlık olarak da bilinen Türkçe - Matematik sınıfındaydım. Üniversite sınavı tek oturum halinde yapılıyordu. Sınavda sözel sorularını çözsem ve sözel alanda tercih yaparsam birkaç ortak bölüm hariç (Bu bölümler; Türk Dili Edebiyatı, Çağdaş Türk Dili Edebiyatı ve Türkçe öğretmenlikleri ile Halkla İlişkiler ve Reklamcılık idi) alan dışı tercih yapmış sayılıyor ve ciddi ölçüde puanım kırılıyordu. Sınavda sözel alanda Türkiye'de 598. oldum. Puan ve sıralama itibariyle Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi tutuyordu; fakat bu bölümü yazamıyordum. Çünkü puanım kırılıyor, kırılınca da o okula yerleşemiyordum. Ayrıca sınavda sosyoloji, psikoloji sorularını biz sözelciler çözüyor ancak o bölümlere eşit ağırlık puanı ile giriliyordu. Böyle saçma bir sistemdi. Zaten bir sene sonra bu değişti ve alan seçme özgürlüğü geldi.
Bu yıl YÖK ve ÖSYM 34 yaş üzeri kadınlar için üniversite okuma olanağı yaratmak adına ek bir kontenjan açmış. Haliyle özellikle Boğaziçi gibi saygın ve puanı yüksek okullarda bölüme öğrenci olarak girenler ile bu kontenjandan yararlanarak girenler arasında dağlar kadar fark ortaya çıkmış. Dağlar kadar diyorum çünkü bölüme yerleşenle kontenjandan yararlanan kadın arasında 1.5 milyon kişinin olduğu büyük bir fark varmış. Bunları gazeteden okumuşsunuzdur. Sözde, başörtüsü yasağı nedeniyle okuyamayan kadınlara böyle bir ayrıcalık tanınmış. İyi de o adaletsizlikten erkekler de mağdur olmadı mı? O zaman erkeklere de tanı bu hakkı! Eşitlik bunun neresinde? Kadınların okumasını ya da geçmişte haksız yere eğitim hakkından mahrum kalanların okumasını elbette arzu ederiz. Ama aynı sistemin mağduru olarak erkeklere tanınmayan bir hak, yalnızca kadınlara tanınmaktadır? Bu hak mıdır? Değildir; olsa olsa bu bir siyasi oyundur. Aynı şey, kaçak-mülteci-göçmen adına ne derseniz deyin onlar için de yapılıyor. Normalde asla giremeyecekleri bölüme kontenjanla sokuluyorlar.
Akademideki problemler bununla da bitmiyor. Bu yıl YÖK ve ÖSYM bir bölümü tercih edenlere, tercihlerinden birinin gerçekleşmesi durumunda kayıt yaptırıp yaptırmadığına bakmaksızın ertesi seneye puan kırma uygulamasını yapmış. Bu doğru ve eskiden de uygulanan bir karardır ancak kayıt yaptırılmayan kontenjan için ek kontenjan açma uygulamasını da kaldırmış. İşte bu yanlıştır. Örneğin, yerleştirme sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte Bolu'daki İzzet Baysal Üniversitesi'nin Kanatlı Hayvanlar bölümüne 510 puan ile bir kişi birinci yerleşmiş. Bu gençle röportaj yapıldığında "Tıp öğrencisiyim, bu puanla tıp da yazabilirdim ama başkasının hakkını yemek istemedim" demiş. İyi de bu arkadaşımız belki bir Tıp isteklisinin hakkını yemedi ama Kanatlı Hayvanlar bölümüne gitmek isteyen birinin hakkını yemiş olmadı mı? ÖSYM ve YÖK, kayıt yaptırmayan bu öğrenci yerine ek kontenjanı açmayarak haksızlığa alkış tutmuş olmuyor mu? Bunun gibi nice örnekler var.
Ben içimde ukte kalan İletişim bölümünü yıllar sonra üniversite sınavına yeniden girerek okumaya başladım. Kimse bana kontenjan falan vermedi, tekrar sınava girdim ve 7.500'üncü gibi bir şey olarak İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Medya ve İletişim bölümünü kazandım. Bir yıl hazırlık bir yıl da bölüm derslerini aldım. Ancak bu sefer de askerlik çıktı. Bölümü bırakmak zorunda kaldım. Geçen yıl, af kapsamında tekrar okula kayıt yaptırdım ve ikinci sınıfın derslerini başarıyla geçtim.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, yıllardır keyfi uygulamalar ve liyakatsiz personeliyle bana çok çile çektirdi. Ben okulun en eski öğrencilerinden biri olarak yüksek lisansta da lisansta da ayrı ayrı uygulamaların mağduru oldum. Acaba YÖK ve ÖSYM 34 yaş ve üzeri kadınların kıyafet mağduriyetini giderdiği gibi benim gibi mevcut ve başarılı öğrencilerin mağduriyetini de giderebilecek adil yönetim anlayışına sahip mi? Yok değilse; EŞİTLİK BUNUN NERESİNDE? Merak ediyorum.
Kendimce de yaşananlardan bazı dersler çıkardım. Ola ki ileride siyasette birisi bana danışırsa "Üniversite Reformu" yapmaya kalkarsa önerilerimi sıralayabileceğim. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
BAŞKA TÜRKİYE YOK! - 01/11/2024 |
Ahmet Eren Özen - BAŞKA TÜRKİYE YOK! 1/11/2024 |
EN GARİP RÜYADAN DAHA GARİP GERÇEKLİKLER YAŞIYORUZ - 28/10/2024 |
Ahmet Eren Özen - EN GARİP RÜYADAN DAHA GARİP GERÇEKLİKLER YAŞIYORUZ 28/10/2024 |
İZMİR KÖRFEZİNİ ÖLDÜREN NEDENİ AÇIKLIYORUM - 11/10/2024 |
İZMİR KÖRFEZİNİ ÖLDÜREN NEDENİ AÇIKLIYORUM - Ahmet Eren Özen 11/10/2024 |
MUTLULUĞA KAPI AÇIN - 07/10/2024 |
MUTLULUĞA KAPI AÇIN - Ahmet Eren Özen 7/10/2024 |
TÜRKLERİN KÜLTÜR TARİHİ - 10/09/2024 |
Ahmet Eren Özen - TÜRKLERİN KÜLTÜR TARİHİ - 10/9/2024 |
ZEKİ MÜREN FİLMİ NİÇİN ÇEKİLEMEDİ? - 08/08/2024 |
ZEKİ MÜREN FİLMİ NİÇİN ÇEKİLEMEDİ? - Ahmet Eren Özen - 8/8/2024 |
UNUTULMAYAN BEŞ SOSYAL DEMOKRAT - 07/08/2024 |
UNUTULMAYAN BEŞ SOSYAL DEMOKRAT |
FİLM ÇEKİMİ EKİP İŞİDİR - 02/08/2024 |
FİLM ÇEKİMİ EKİP İŞİDİR - Ahmet Eren Özen 2/8/2024 |
BİR FİLM HER ZAMAN SİNEMA FİLMİ MİDİR? - 30/07/2024 |
BİR FİLM HER ZAMAN SİNEMA FİLMİ MİDİR? - Ahmet Eren Özen - 30/7/2024 |
Devamı |