• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/dgdernek
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905448823723
  • https://www.instagram.com/dgdernek
  • https://www.youtube.com/@dostlukgrubu
Derneğimizin Etkinlik Takvimi

Radyo D Dinle

Halk TV Kültür Sanat

 
Ahmet Eren Özen
ahmeterenozen1@gmail.com
EŞİTLİK BUNUN NERESİNDE?
07/09/2023

 

Türkiye eğitim sisteminde her geçen gün daha kötüye gitmeyi nasıl başarıyor; anlayamıyorum. İnternetin, teknolojinin bu kadar yaygınlaştığı, eğitim olanaklarının çoğaldığı ve demokratikleştiği bir dünyada Türkiye her seferinde daha kötüsünü nasıl bulup gerçekleştirebiliyor? Gerçekten bu kadar saf mıyız, yoksa kafamız mı karışık? Ya da dış güçler mi işin içinde?


Hatırladığım kadarıyla; 90'lı yılların sonunda ve 2000'li yılların başında ortaöğretimde durum şöyleydi: Süper Liseler, Öğretmen Liseleri, İmam – Hatip Liseleri ve diğer Meslek Liseleri, Anadolu Liseleri ve Fen Liseleri ile Düz Lise vardı. Ben Anadolu Lisesi'ni kazandığımda bu okulların ortaokul kısmı çoktan kapatılmış ve hazırlık sınıfı da kaldırılmıştı. Fakat yabancı dil dersinin ağırlığı oldukça fazlaydı. Tüm derslerin yanında saatlerce yabancı dil dersi verilmesi hem dil öğrenimini zorlaştırıyor hem de diğer derslere ağırlık verilmesine engel oluyordu.

Lisede son sınıfa geldiğimde ise durum şöyleydi: Eğer üniversite sınavında kendi bölümünüzden tercih yaparsanız puanınız kırılmadan bölüm seçebiliyor, alan dışı bölüm seçtiğinizde ise puanınız yaklaşık 50 puan civarında kırılarak tercih yapılabiliyordu. Alan dışı lisans programı seçmede uygulanan bu kırılım, meslek liselerinin kendi meslek alanlarında ilerlemesini sağlamak için yapılıyordu. Fakat bu durum İmam Hatip Lisesi'nde de uygulandığından şöyle bir durum ortaya çıkmıştı: İmam-Hatipler engelleniyor!


Halbuki aynı durum Anadolu Lisesi'nde de vardı. Örneği doğrudan kendimden verebilirim. Ben, Eşit - Ağırlık olarak da bilinen Türkçe - Matematik sınıfındaydım. Üniversite sınavı tek oturum halinde yapılıyordu. Sınavda sözel sorularını çözsem ve sözel alanda tercih yaparsam birkaç ortak bölüm hariç (Bu bölümler; Türk Dili Edebiyatı, Çağdaş Türk Dili Edebiyatı ve Türkçe öğretmenlikleri ile Halkla İlişkiler ve Reklamcılık idi) alan dışı tercih yapmış sayılıyor ve ciddi ölçüde puanım kırılıyordu. Sınavda sözel alanda Türkiye'de 598. oldum. Puan ve sıralama itibariyle Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi tutuyordu; fakat bu bölümü yazamıyordum. Çünkü puanım kırılıyor, kırılınca da o okula yerleşemiyordum. Ayrıca sınavda sosyoloji, psikoloji sorularını biz sözelciler çözüyor ancak o bölümlere eşit ağırlık puanı ile giriliyordu. Böyle saçma bir sistemdi. Zaten bir sene sonra bu değişti ve alan seçme özgürlüğü geldi.


Bu yıl YÖK ve ÖSYM 34 yaş üzeri kadınlar için üniversite okuma olanağı yaratmak adına ek bir kontenjan açmış. Haliyle özellikle Boğaziçi gibi saygın ve puanı yüksek okullarda bölüme öğrenci olarak girenler ile bu kontenjandan yararlanarak girenler arasında dağlar kadar fark ortaya çıkmış. Dağlar kadar diyorum çünkü bölüme yerleşenle kontenjandan yararlanan kadın arasında 1.5 milyon kişinin olduğu büyük bir fark varmış. Bunları gazeteden okumuşsunuzdur. Sözde, başörtüsü yasağı nedeniyle okuyamayan kadınlara böyle bir ayrıcalık tanınmış. İyi de o adaletsizlikten erkekler de mağdur olmadı mı? O zaman erkeklere de tanı bu hakkı! Eşitlik bunun neresinde? Kadınların okumasını ya da geçmişte haksız yere eğitim hakkından mahrum kalanların okumasını elbette arzu ederiz. Ama aynı sistemin mağduru olarak erkeklere tanınmayan bir hak, yalnızca  kadınlara tanınmaktadır? Bu hak mıdır? Değildir; olsa olsa bu bir siyasi oyundur. Aynı şey, kaçak-mülteci-göçmen adına ne derseniz deyin onlar için de yapılıyor. Normalde asla giremeyecekleri bölüme kontenjanla sokuluyorlar.


Akademideki problemler bununla da bitmiyor. Bu yıl YÖK ve ÖSYM bir bölümü tercih edenlere, tercihlerinden birinin gerçekleşmesi durumunda kayıt yaptırıp yaptırmadığına bakmaksızın ertesi seneye puan kırma uygulamasını yapmış. Bu doğru ve eskiden de uygulanan bir karardır ancak kayıt yaptırılmayan kontenjan için ek kontenjan açma uygulamasını da kaldırmış. İşte bu yanlıştır. Örneğin, yerleştirme sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte Bolu'daki İzzet Baysal Üniversitesi'nin Kanatlı Hayvanlar bölümüne 510 puan ile bir kişi birinci yerleşmiş. Bu gençle röportaj yapıldığında "Tıp öğrencisiyim, bu puanla tıp da yazabilirdim ama başkasının hakkını yemek istemedim" demiş. İyi de bu arkadaşımız belki bir Tıp isteklisinin hakkını yemedi ama Kanatlı Hayvanlar bölümüne gitmek isteyen birinin hakkını yemiş olmadı mı? ÖSYM ve YÖK, kayıt yaptırmayan bu öğrenci yerine ek kontenjanı açmayarak haksızlığa alkış tutmuş olmuyor mu? Bunun gibi nice örnekler var.


Ben içimde ukte kalan İletişim bölümünü yıllar sonra üniversite sınavına yeniden girerek okumaya başladım. Kimse bana kontenjan falan vermedi, tekrar sınava girdim ve 7.500'üncü gibi bir şey olarak İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Medya ve İletişim bölümünü kazandım. Bir yıl hazırlık bir yıl da bölüm derslerini aldım. Ancak bu sefer de askerlik çıktı. Bölümü bırakmak zorunda kaldım. Geçen yıl, af kapsamında tekrar okula kayıt yaptırdım ve ikinci sınıfın derslerini başarıyla geçtim.


Ağustos'ta okulumuzda yandal programları başvurusu açıldı ve ben de başvurmak istedim. Yönetmelikte olmadığı halde çeşitli bahaneler üretilerek yandal tercihim İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Öğrenci İşleri tarafından engellendi. Önceki gün, yan dal programları başvuru sonuçlarını gördüm. Benim ortalamam 3.50 idi; bizim bölümden 3.47 ortalamayla bir kız arkadaşımız yandal hakkı kazanmış. Soruyorum; eşitlik bunun neresinde? İlahiyat kökenli rektörümüz bunu ilahi adalet bakımından nasıl görüyor?


İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, yıllardır keyfi uygulamalar ve liyakatsiz personeliyle bana çok çile çektirdi. Ben okulun en eski öğrencilerinden biri olarak yüksek lisansta da lisansta da ayrı ayrı uygulamaların mağduru oldum. Acaba YÖK ve ÖSYM 34 yaş ve üzeri kadınların kıyafet mağduriyetini giderdiği gibi benim gibi mevcut ve başarılı öğrencilerin mağduriyetini de giderebilecek adil yönetim anlayışına sahip mi? Yok değilse; EŞİTLİK BUNUN NERESİNDE? Merak ediyorum.


Kendimce de yaşananlardan bazı dersler çıkardım. Ola ki ileride siyasette birisi bana danışırsa "Üniversite Reformu" yapmaya kalkarsa önerilerimi sıralayabileceğim.



117 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

BAŞKA TÜRKİYE YOK! - 01/11/2024
Ahmet Eren Özen - BAŞKA TÜRKİYE YOK! 1/11/2024
EN GARİP RÜYADAN DAHA GARİP GERÇEKLİKLER YAŞIYORUZ - 28/10/2024
Ahmet Eren Özen - EN GARİP RÜYADAN DAHA GARİP GERÇEKLİKLER YAŞIYORUZ 28/10/2024
İZMİR KÖRFEZİNİ ÖLDÜREN NEDENİ AÇIKLIYORUM - 11/10/2024
İZMİR KÖRFEZİNİ ÖLDÜREN NEDENİ AÇIKLIYORUM - Ahmet Eren Özen 11/10/2024
MUTLULUĞA KAPI AÇIN - 07/10/2024
MUTLULUĞA KAPI AÇIN - Ahmet Eren Özen 7/10/2024
TÜRKLERİN KÜLTÜR TARİHİ - 10/09/2024
Ahmet Eren Özen - TÜRKLERİN KÜLTÜR TARİHİ - 10/9/2024
ZEKİ MÜREN FİLMİ NİÇİN ÇEKİLEMEDİ? - 08/08/2024
ZEKİ MÜREN FİLMİ NİÇİN ÇEKİLEMEDİ? - Ahmet Eren Özen - 8/8/2024
UNUTULMAYAN BEŞ SOSYAL DEMOKRAT - 07/08/2024
UNUTULMAYAN BEŞ SOSYAL DEMOKRAT
FİLM ÇEKİMİ EKİP İŞİDİR - 02/08/2024
FİLM ÇEKİMİ EKİP İŞİDİR - Ahmet Eren Özen 2/8/2024
BİR FİLM HER ZAMAN SİNEMA FİLMİ MİDİR? - 30/07/2024
BİR FİLM HER ZAMAN SİNEMA FİLMİ MİDİR? - Ahmet Eren Özen - 30/7/2024
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.275634.4129
Euro36.100236.2448
Hava Durumu

İzmir nöbetçi eczaneleri