Ahmet Eren Özen
ahmeterenozen1@gmail.com
BUGÜNKÜ PAHALILIK ORTAMINA NASIL GELDİK? (5)
06/03/2024
Devletin iç piyasayı denetlemesi; anayasanın devlete atfettiği yükümlülüklerden biridir. Çünkü devlet yani kamu otoritesi, kendi vatandaşları ve ulusal çıkarları gereği çalışan bir organdır. Devleti, hükümet ve hükümetin başındaki kişi olarak cumhurbaşkanı temsil eder. Bununla birlikte devletin her bir birimi; gücünü yasa, tüzük ve yönetmeliklerde açıkça ifade edilen yetki ve eylem planlarından alır. Devlet, kanunlara uyulmadığı hallerde cebren müdahale edebilir. Devlet bu müdahalesini kolluk kuvvetlerine ve belediyedeki zabıta teşkilatlarına yaptırır. Devlet, kanunsuz emir veremez. Anayasa, sair hükümler ile içtihatlar bütünüyle devlet memurları, işçileri ve amirlerine kanunsuz emire uymama, direnme hakkını da vermiştir. Bu halde devlet, piyasa koşullarını iyileştirmek ve toplumda; başta alt gelir kesiminde yer alan kişiler olmak üzere ekonomik yönden dezavantajlı vatandaşlarını da ezdirmemek mecburiyetindedir. Ayrıca piyasa aktörlerinin tekelleşmesini, oligopolleşmesini engellemek, ticari faaliyetler önündeki engelleri kaldırmak durumundadır. Devlet, kâr eden iştiraklerden de önceden belirlenmiş kalemlerde; cetveldeki oranlara göre vergi alarak kamu finansmanını da sağlamak durumdadır. Kamu finansmanı, bütçe gelirlerine dayanır. Ödemeler; bakanlıklar ve kurumlar arasında paylaştırılan bütçe gereksinimlerine göre yapılır. Bütçe açık verdiğinde ise açığı kapatmak için iç ve dış borçlanma yapmak gerekmektedir. İç borçlanma deyince de tabii devlet tahvilleri, hazine bonosu, konsolide borçlar ile Merkez Bankası’ndan alınan kısa vadeli avanslar akla gelir. Gerek iç gerekse de dış borçlanmada faiz meselesi devreye girmektedir ki; bir mal değeri olarak paranın belli bir sürede getirdiği pay tutarı faizdir. Faiz ve borçlanma ise dünyanın etrafını saran bir sarmaşık gibidir. Zaman zaman dünyayı boğmaktadır. Devlet bu durumda ne yapacak? Devlet, her ne kadar bağımsız denilse de mali programın baş uygulayıcısı Merkez Bankası üzerinden faiz kararlarıyla doğrudan ekonomiye müdahale eder ve fiyat istikrarının sağlanması için çalışır. İkincisi Maliye, Sayıştay, Gelir İdaresi Başkanlığı, Teftiş Kurulları vb. denetim kuruluşları üzerinden devlet kuruluşlarından özel sektöre; küçük esnaftan büyük mükellefe herkesi denetler. Ancak devletin sınırları içerisinde kendi ulusal para birimi haricinde yabancı paranın giderek daha fazla alışveriş ve takaslarda kullanılmasına hatta tasarrufların da bu yabancı paralarla tutulmasına karşı da önlem alması gerekir. Geçmişte bu korumacılık; “Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu” kapsamında yapılır, belli bir miktarın üzerinde döviz taşımak ya da yurt dışına çıkmak yasaklanırdı. Şimdi devlet, döviz tevdiat hesaplarında bile hakim değildir. Üstelik anayasanın emrettiği sosyal devlet ilkesi gereğince kâr hadlerinin adil düzeyde tutulması için piyasaya “narh” koyamamaktadır. Osmanlı’dan gelen “narh” uygulaması, kârı sınırlamakla birlikte toplumda gelir bakımından bir adalet sağlıyordu. Oysa şimdiki kapitalist düzende kâr hadleri sınırsızdır. Ancak bu sınırsız kâr payına rağmen işçi ve emekçinin bu kârdan yararlanamadığını hatta emek kesiminin sömürüldükçe kârın daha da yükseldiğini görüyoruz. Sermaye sahipleri yani işverenler; ekonomik daralma ya da kriz durumlarında ilk tedbir olarak işçi ve personel çıkarma yoluna gitmektedirler. Bu da bizim ülkemizde sermaye – emek – devlet üçgeninin sac ayaklarının hala sağlam olmadığını ortaya koymaktadır. Üstelik bu sac ayağını güçlendirmek noktasında; kendisini solda konumlandıran siyasi partiler de alternatif program, çözüm ve direniş koyamamaktadırlar. Geçtiğimiz senelerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) siyasetinde “narh” meselesi ciddi olarak gündeme gelmiş ve hükümeti oluşturan koalisyon partilerinden Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Erhan Arıklı, koalisyonun devamı için “Ya piyasayı ucuzlatacağız ya da memurların, emeklilerin gelirlerini artıracağız” açıklamasını yapmıştır. Bu açıklamanın koalisyon ortağı Başbakan Yardımcısı tarafından doğrudan dile getirilmesi çok önemliydi. Arıklı, “Devlet olarak biz ücretlere zam yapamıyorsak, ücret artışı sağlayamıyorsak piyasayı ucuzlatmalıyız” demişti. Arıklı, Kıbrıs’ta özellikle bazı market zincirlerinin farklı ilçelerdeki şubelerinde aynı ürün için çok çeşitli fiyat etiketleri konmasından dolayı çok şikayet aldıklarını belirterek bu uygulamaya geçeceklerini açıklamıştı. Bizde “narh” uygulaması olabilir mi? Olması gerekir. Etiketlerde; marketin ayın birindeki satış fiyatı ve fiyat değişimi sonrası yeni fiyatı, aradaki fiyat değişiminin oranının olması gerekir. Fiyat etiketlerinde ilgili ürüne ayın başından ayın sonuna yapılan fiyat artışı aylık enflasyonun üzerinde olmamalı. Günümüzde dünya da enflasyon tehdidiyle çarpışmaktadır. Ve önde gelen ekonomi profesörleri kapitalist sistemden çıkış için bir yol aramaktadır. Türkiye’nin gelenekten ve dinden gelen kendine has özellikleriyle bunu başarma ihtimali fazladır. Türkiye, dünya ekonomik anlamda yeni bir yol ararken kendi bünyesinde çalışmaları hem akademik hem de idari yönden şimdiden başlatması gerekir. Türkiye’nin tarihte olduğu gibi kurulacak yeni ekonomik düzende de öncü olması gerekir. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
BAŞKA TÜRKİYE YOK! - 01/11/2024 |
Ahmet Eren Özen - BAŞKA TÜRKİYE YOK! 1/11/2024 |
EN GARİP RÜYADAN DAHA GARİP GERÇEKLİKLER YAŞIYORUZ - 28/10/2024 |
Ahmet Eren Özen - EN GARİP RÜYADAN DAHA GARİP GERÇEKLİKLER YAŞIYORUZ 28/10/2024 |
İZMİR KÖRFEZİNİ ÖLDÜREN NEDENİ AÇIKLIYORUM - 11/10/2024 |
İZMİR KÖRFEZİNİ ÖLDÜREN NEDENİ AÇIKLIYORUM - Ahmet Eren Özen 11/10/2024 |
MUTLULUĞA KAPI AÇIN - 07/10/2024 |
MUTLULUĞA KAPI AÇIN - Ahmet Eren Özen 7/10/2024 |
TÜRKLERİN KÜLTÜR TARİHİ - 10/09/2024 |
Ahmet Eren Özen - TÜRKLERİN KÜLTÜR TARİHİ - 10/9/2024 |
ZEKİ MÜREN FİLMİ NİÇİN ÇEKİLEMEDİ? - 08/08/2024 |
ZEKİ MÜREN FİLMİ NİÇİN ÇEKİLEMEDİ? - Ahmet Eren Özen - 8/8/2024 |
UNUTULMAYAN BEŞ SOSYAL DEMOKRAT - 07/08/2024 |
UNUTULMAYAN BEŞ SOSYAL DEMOKRAT |
FİLM ÇEKİMİ EKİP İŞİDİR - 02/08/2024 |
FİLM ÇEKİMİ EKİP İŞİDİR - Ahmet Eren Özen 2/8/2024 |
BİR FİLM HER ZAMAN SİNEMA FİLMİ MİDİR? - 30/07/2024 |
BİR FİLM HER ZAMAN SİNEMA FİLMİ MİDİR? - Ahmet Eren Özen - 30/7/2024 |
Devamı |