• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/dgdernek
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905448823723
  • https://www.instagram.com/dgdernek
  • https://www.youtube.com/@dostlukgrubu
Derneğimizin Etkinlik Takvimi

Radyo D Dinle

Halk TV Kültür Sanat

 
Ahmet Eren Özen
ahmeterenozen1@gmail.com
TÜRKLERİN KÜLTÜR TARİHİ
10/09/2024


               “Kültür; okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden mana çıkarmak, uyanık davranmak, düşünmek, zekayı terbiye etmektir” diyor ulusumuzun önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Her ne kadar kıymetini bilmesek de Türklerin kültür tarihi çok geniştir. Türk kültürünün temelleri Türk milleti tarihe çıkar çıkmaz başlamış ve etkileri zamanla tüm dünyayı sarmıştır.

                Tek tanrılı dinlerce ilk insan kabul edilen Adem’in dahi Türk olduğu, bütün dillerin Türkçeden türediği bilimsel alanda uzun süre tartışılmıştır. Bu konudaki bilimsel çalışmalar devam etmektedir. Örneğin, Türklerin Bering Boğazı’nı aşarak Amerika’ya gittiği ve orada Kızılderili olarak bildiğimiz milleti oluşturduğuna yönelik ciddi veriler vardır. Ayrıca Atatürk’ün sağlığında kayıp kıta Mu ile ilgili Güney Amerika’da yapılan araştırmaların sonucunda bu bölgede kullanılan dille Türkçe arasında yüzlerce kelimelik benzerliği ortaya koymuştur. Dahası ben de öğrencilik yıllarımda Avusturalya’nın yerli halkı olan Aborjinler’in kullandığı sözcüklerle eski Türkçe arasında yaklaşık 400 ifadenin benzerliğini tespit etmiştim.

              Kültür kavramını tam bir tanımlama ile karşılamak mümkün değildir. Tıpkı sanat gibi kültür de nesiller boyu gelişerek, çevresel koşullardan etkilenerek gelişir, genişler. Türk kültürü de bugün Asya’dan Avrupa’ya çok geniş bir coğrafyada yayılmış ve buradaki kültürlerden etkilenmiştir. Dünyada Türk yurtları deyince akla gelen ülkeler Türkiye başta olmak üzere KKTC, Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan gibi nüfusu yoğun yerlerden başlar. Hristiyanlaşan Gagavuz Türklerinden tutun Moğolistan’daki Türklere, kültürel coğrafya çok geniş olduğundan bu coğrafyalardaki incelemeler de yıllar yılı sürecek uzun ve zorlu araştırmalara tabi olmuştur. Osmanlı’nın onlarca yıl savaştığı Safevi Devleti de iktidara sahip olanlar bakımından bir Türk devleti sayılmakta olup; devletler değiştikçe halkın kullandığı alfabe ve dil özellikleri de değişmiştir.

              Yabancı gözüyle Türk insanı; mert, güçlü, kuvvetli, misafirperver ve cana yakın olarak tanımlanmaktadır. Türkler, uzun asırlar boyunca göçebe bir toplum olduklarından at ve kırsal yaşamla ilgili pek çok aracın mucididirler. “Üzengi” bunlardan biridir. Türklerin bozkırdaki yaşamı sanat açısından kalıcı eser bırakmada her ne kadar olumsuz bir etki yaratsa da Türklerin estetik zevki çok yüksektir ve İslamlaşmaya rağmen bu zevk Türk milletinde kaybolmamıştır. Tezhipte, hatta, minyatürde, seramikte ve çinide; yanı sıra ciltçilik ve mezar taşlarında herkesçe çok beğenilen eserler ortaya çıkaran Türkler ayrıca kağıt sanatı, ebru sanatı, taş işlemeciliği, cam süsleme, ahşap detaylandırma, maden süsleme ve de özellikle halı, kilim gibi dokuma sanatlarında ustalık göstermişlerdir. Mimaride dini ve ticari yapılar ile köprülere ağırlık veren Türkler, külliyeler, bedestenler, kervansaraylar yapmışlardır. Bu mimari eserleri halen Anadolu coğrafyasında görmek mümkündür. Diyebiliriz ki; Selçuklular Anadolu’yu, Osmanlı ise İstanbul ve “şehzade sancakları” olan illeri imar etmişlerdir.

              Atatürk’ün dediği gibi; “Türk dili, zengin ve geniş bir dildir. Her kavramı ifade kabiliyeti vardır.” Ancak Atatürk devamla “Yalnız onun bütün varlıklarını aramak, bulmak, toplamak, onlar üzerinde çalışmak lazımdır” da demiştir. Bu çalışmaları yapmak üzere de Türk Dil Kurumu’nu kurmuştur. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra TDK’nin özerkliğinin kalkması ve gelirlerinin azalması çalışmaları yavaşlatmıştır. Bugünkü TDK, çağın gerisinde kalmıştır diyebiliriz. Ancak bu açığı üniversitelerin Türk Dili ve Edebiyatı bölümleri önemli ölçüde kapatmaktadır. Bu kürsülerde yapılan çalışmalar ile Türk dilinin zenginliği bilimsel anlamda da ortaya konulmakta, Türkçenin bir bilim dili olduğu ve dilin olanakları akademik alanda sergilenmektedir.

              Türk kültüründe tiyatro ve sahne sanatları da kültürümüzün toplumsal anlamda uzun yıllar taşıyıcısı olmuştur. Tiyatro, bale, opera gibi sanatlar görece olarak hayatımıza daha geç girse de bizim orta oyunu, köy seyirlik oyunları, karagöz oyunları gibi oyunlarımız ayrıca bugünkü gösteri dünyasında son derece önemli olan tuluat, Türklerin bu alanda da boş durmadıklarını göstermektedir. Zaten yakın bir geçmişe kadar bu oyunları ve yerel müzik çalışmalarını hemen her kasaba ve ilçede görmek, izlemek ve de katılmak mümkündü. Gelişen teknoloji imkanlarına rağmen bugün bu yerel sanat faaliyetlerinin azalması üzüntü verici olmuştur. Örneğin geçenlerde Kanal Fırat’ta izlediğim Elazığ’ın “Maden” ilçesi belgeselinde, Cumhuriyet döneminde Maden ilçemizdeki aktif kültürel ve sanat hayatı aktarılmıştı. Bugün ise Maden’de bunların en ufak bir izini görmek mümkün değildir.

              Asker bir millet olan Türklerin ordu – millet dayanışması da çok yüksektir. Her Türk asker doğar sözü ve Türklerin at-avrat-silah üçlemesi boşa değildir. Atatürk’ün dediği gibi “Ordumuz, Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir.” Dolayısıyla yöneticiler aynı zamanda komutan sayılmıştır. Türk ordusunun ebedi başkomutanı Mustafa Kemal Atatürk’tür. Türkiye Cumhurbaşkanı da olası bir savaşta başkomutan olarak emir verecektir. Bu nedenle son günlerdeki tartışmalar, üzücü ve şaşırtıcıdır. Tarihinde “Turan Taktiği” gibi “Devşirme Ocağı” gibi diğer milletlerde olmayan askeri girişimlere sahiptir. Mete Han zamanında getirilen onluk sistemi bugün bütün dünya kullanmaktadır.

              Türk kültüründe spor da günlük yaşamla iç içedir. Atatürk, Türk gençliğinin mutlaka sporla ilgilenmesi gerektiğini söylemiş ve sportif faaliyetlerin yurt genelinde yayılması için çalışmıştır. Ata binmek, cirit oynamak, güreşmek, ok atıcılığı, avcılık, kılıç, mızrak, tüfek gibi silahlarla talim yapma, gürz kaldırma gibi spor faaliyetleri öteden beri vardır. Çevgan, tomak, matrak, gökbörü sevilen oyunlardandır.

Türk mutfak kültürü de bugün dünya mutfaklarına girmiş lezzetleriyle dikkat çeker. Yeterli gıda alamayan, muhtaç durumdaki kişiler için ise aşevleri, imarethaneler kurulmuştur. Böylece dar gelirlilerin de beslenme olanaklarından yararlanması amaçlanmıştır. İşte Türkler, dayanışmacı, yardımsever ve böylesine örnek bir millettir. Orta Asya’daki en ilkel çadırlarda yaşayan Türkler dahi örnek bir yaşantı sürdürmektedir. Çevreyi, doğayı, canlıları korumada yani bugünkü popüler ifadeyle ekolojik yaşamın sürdürülebilmesinde özel bir çaba içinde oldukları gözlemlenmektedir. Türklerin akar suya pis su bırakmamaları, kullandıkları suyu başka bir bölgeye dökmeleri bugün denizleri, gölleri, nehirleri kirleten soydaşlarına örnek olmalıdır.

Müzik konusunda da Türkler, çok gelişkin ve kaliteli bir kulağa sahiptir. Örneğin, Batı Müziği’nde kullanılan aralıklar re-minör fa-majör gibi beş adetle sınırlı iken Türk Musikisi neredeyse bine yakın makam kullanan farklı aralıklara sahip nota dizgeleri ile insanı hayran bırakan bir müziğe sahiptir. Mehter müziği halen duyulduğunda insana coşku veren bir müziktir. Türklerin davuldan tefe, kaşıktan zilli maşaya, zurnadan sipsiye, balabandan santura, kopuzdan kanuna, tardan rübaba kullandıkları yetmişten fazla enstrüman vardır. Türk gırtlağı nağmelere çok uygun olup, Barış Manço, Bülent Ersoy, Tarkan gibi pek çok sanatçımız da dünya çapında ün sahibi olmuşlardır.

Türkler, eğitime ve matematiğe de büyük önem vermiş, felsefe alanında olmasa bile tasavvufta geniş çalışmalara imza atmış, Divan Edebiyatı gibi özgün edebiyatlar ortaya koymuş ayrıca çok sayıda bilim adamı yetiştirmiş bir millettir. Maalesef dini taassubun hakim olduğu yıllarda ise bilimsel ve teknik açıdan gerileme yaşanmıştır. Türkler hala bilimi, aklı ve mantığı ön plana alabilmiş değildir. Bu da Türklerin dünyaya hakim olması önünde en büyük engellerden biridir.

Değerli okurlar, burada değindiğimiz konuları kısa zaman önce okuduğum; “Türklerin Kültür Tarihi” adlı kitapta daha ayrıntılı inceleyebilirsiniz. Kalipso Nokta Yayınları tarafından çıkarılan ve Önder Yazıcıoğlu’nca hazırlanan kitap çok doyurucu bilgiler içermektedir ve rahat okunacak bir açıklık ile yazılmıştır. Kültür tarihine meraklılar için mutlaka tavsiye ederim.

 



124 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

BAŞKA TÜRKİYE YOK! - 01/11/2024
Ahmet Eren Özen - BAŞKA TÜRKİYE YOK! 1/11/2024
EN GARİP RÜYADAN DAHA GARİP GERÇEKLİKLER YAŞIYORUZ - 28/10/2024
Ahmet Eren Özen - EN GARİP RÜYADAN DAHA GARİP GERÇEKLİKLER YAŞIYORUZ 28/10/2024
İZMİR KÖRFEZİNİ ÖLDÜREN NEDENİ AÇIKLIYORUM - 11/10/2024
İZMİR KÖRFEZİNİ ÖLDÜREN NEDENİ AÇIKLIYORUM - Ahmet Eren Özen 11/10/2024
MUTLULUĞA KAPI AÇIN - 07/10/2024
MUTLULUĞA KAPI AÇIN - Ahmet Eren Özen 7/10/2024
ZEKİ MÜREN FİLMİ NİÇİN ÇEKİLEMEDİ? - 08/08/2024
ZEKİ MÜREN FİLMİ NİÇİN ÇEKİLEMEDİ? - Ahmet Eren Özen - 8/8/2024
UNUTULMAYAN BEŞ SOSYAL DEMOKRAT - 07/08/2024
UNUTULMAYAN BEŞ SOSYAL DEMOKRAT
FİLM ÇEKİMİ EKİP İŞİDİR - 02/08/2024
FİLM ÇEKİMİ EKİP İŞİDİR - Ahmet Eren Özen 2/8/2024
BİR FİLM HER ZAMAN SİNEMA FİLMİ MİDİR? - 30/07/2024
BİR FİLM HER ZAMAN SİNEMA FİLMİ MİDİR? - Ahmet Eren Özen - 30/7/2024
FİLM YAPIMI - 29/07/2024
FİLM YAPIMI - Ahmet Eren Özen 29/7/2024
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.275634.4129
Euro36.100236.2448
Hava Durumu

İzmir nöbetçi eczaneleri