Geçen haftanın gündemine bir kez daha bakar mısınız? Türkiye’nin gündemi hep yoğundur ama geçen hafta ekstra yoğunluk vardı sanki….

FETÖ’nün uzun süredir ABD’de yaşayan elebaşısı Fethullah Gülen öldü. Gülen’in öldüğü tarihin Türk Ordusu’na operasyon çekilen Ergenekon Mahkemeleri’nin ilk duruşması ile aynı tarihe denk gelmesi dikkat çekti. Gülen, stadyumda beş bin kişilik seveni tarafından sonsuzluğa uğurlanırken, yaşadığı çiftliğin bahçesine gömüldü. ABD’de bir gelenek olan köpeğin yıllarca hizmet ettiği yerin bahçesine gömülme hikayesi bir anlamda gerçek oldu. Gülen’in mezar taşına dahi sahte bir doğum tarihi yazdırdığı görüldü.

Aslında 1941 doğumlu Gülen’in mezarına 1938 doğumlu yazılması ilginçti. Konu hakkında detaylı bilgi sahibi olanlar televizyonda açıkladılar. Meğer, Gülen kitleler üzerinde hakimiyetini genişletmek ve Mehdi iddiasını güçlendirmek için adına Muhammed ön adını ekleyip, doğumunu da 11 Kasım 1938 olarak göstermiş. Ne kalpazanlık ne dolandırıcılık ne aymazlık ne sömürücülük!

10 yıl önce ölse onu büyük bir dini lider olarak görenlerce salya-sümük vaziyette ağlayarak uğurlayacak bir kısım medya mensuplarının şimdi Gülen’in arkasından “ateşi bol olsun” naraları attığını izlemek de keyifli. Her devrin adamı olan, satılık kalemler, Türk Ordusu’na kumpas kurulurken Gülen cemaatini açıkça desteklediler. Yazılarında ve yayınlarında cemaatin adeta sözcülüğünü yaptılar, avukatlığını üstlendiler.

Gülen, ABD’ye gittiğinde Abdullah Öcalan yakalanıp Türkiye’ye getirileli henüz bir ay olmuştu. İktidarda DSP azınlık hükümeti (56. TC. Hükümeti) vardı. Bu hükümetin ardından 1999 Mayıs'ında DSP-MHP-ANAP ortaklaşmasında 57. TC. Hükümeti kurulmuştu. 57. Hükümet, herhangi bir idam gerçekleştirmedi. 2004'te idamlar, Avrupa Birliği yasalarına uyum kapsamında ceza kanunundan tamamen çıkarıldı. Apo'nun yakalanmasından 25, idamların kalkmasının üzerinden 20 yıl geçti. Şimdi Gülen ölünce ne olduysa bir gün sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, PKK elebaşı Abdullah Öcalan’a çağrı yaptı. DEM Parti grubunda yani Meclis çatısı altında bebek katili Apo’yu konuşma yapmaya davet etti. “Umut Hakkı” ile serbest kalabileceğini gündeme getirdi!

   Milliyetçi olduğu belirtilen partinin genel başkanı; evet ülkücü, vatansever, milliyetçi, devletin bilgesi olarak tanıtılan zat böyle söyledi! Ondan topu alan iktidar partisi genel başkanı çağrıyı olumlu bulurken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu da 'samimi iseler destekleyeceklerini' belirtti. CHP’nin Genel Başkanı durur mu? Pazartesi günü Selahattin Demirtaş’ı hapishanede ziyaret etmişti ve Güneydoğu Anadolu gezisine çıkacaktı. Özgür Özel, Kürtlere devlet vaat etti.

İhanet sarmalı genişleyedursun; bu açıklamalara karşı çıkan BBP Lideri Mustafa Destici, DSP Lideri Önder Aksakal, Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ’ın ardından tepkisini en net şekilde İYİ Parti Lideri Müsavat Dervişoğlu ortaya koydu. Meclisteki grup kürsüsünden urgan attı. İdam ipini alan Bahçeli ise makam odasındaki dilsiz uşağa bu ipi geçirerek İYİ Parti çantasını astı! Eskiden MHP'de İzmir İl Başkanlığı yapmış olan Müsavat Dervişoğlu katıldığı bir programda ise "Bahçeli'nin Apo'yla ilgili böyle bir şey söyleyeceğini rüyamda görsem inanmazdım" dedi. Ve partisinin kuruluş yıldönümünde ekledi: "Cesedimizi çiğnetmeden Apo'yu konuşturamazlar."

Tam da bu sıralarda beş şehit haberi geldi. Türkiye bu elim olayla sarsıldı. Ankara’nın Kahramankazan ilçesinde savunma sanayisinin önemli şirketlerinden TUSAŞ’a iki terörist saldırdı. Biri alana gitmek üzere bindikleri taksinin şoföü olmak üzere beş kişiyi katlettiler. 20 kişi yaralandı saldırıda. Saldırı devam ederken güvenlik kameralarından gelen görüntülerin ve içerideki insanların panikle beklediği görüntülerin internette yayılması, üstelik taksi durağından ihbar geldiği halde saatler sonra bu eylemin gerçekleşmesi birtakım ihmal ve zafiyet iddialarını ortaya koydu.

Terör saldırısının barış çabalarını baltalamak için gerçekleştirildiğini açıklayanlar, eşinin gönderdiği çiçeği alırken şehit düşen kadın mühendis için “şehitlik en çok ona yakıştı” diye başlık atanlar çıktı. Yeni bir çözüm süreci başlamış olacak ki Abdullah Öcalan’ın yeğeni DEM Milletvekili Ömer Öcalan, 43 ay sonra İmralı’da Apo’yu ziyaret etti. Dört yıldır dış dünya ile bağlantısı olmayan Apo, düzenli avukat ve aile görüşmesi istedi, ayrıca siah bırakma hakkında konuşma karşılığında “garantör devlet” istedi. Yani olası çekişme durumunda dış devletlerden birinin müdahalesini istedi. Kendisinden beklenen zekada haince ve küresel bir plan!

Gazeteci ve AKP eski Milletvekili Şamil Tayyar, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Bahçeli’nin Öcalan çağrısından habersiz olduğunu, basından öğrendiğini" ifade ederken Bahçeli’nin seçilmiş TİP Milletvekili Can Atalay’ın özgürlüğüne bu kadar karşı iken Öcalan’a gösterdiği bu ayrıcalığın ve Meclis sıralarında DEM Partililer ile muhabbetinin nedeni anlaşılamadı. Seçilmiş ve Anayasa Mahkemesi tarafından da haklılığı ortaya koyulan vekil içerde kalsın, Apo Meclis'te konuşsun; olacak şey değil!

IMF heyeti ile görüşmelere giden Merkez Bankası Başkanı asgari ücrete en fazla %25 zam yapacaklarını açıklarken, IMF'siz IMF programı uyguladığı belirtilen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in de buna benzer sözlerle dış sermayeye ve uluslararası finans kuruluşlarına taahhütte bulunduğu basında dile getirildi. Enflasyon nedeniyle zaten geliri erimiş olan çalışanlar ve de emekliler her gün daha güç koşullarla boğuşurken bu haberle bir kez daha yıkıldılar.

Geçen haftadan beri ülke gündeminde önemli bir yer kaplayan Yenidoğan Çetesi meselesinin 2016’da tespit edildiği, denetim yapıldığı, denetim zamanlarında çete üyelerinin bebekleri yoğun bakımdan çıkardığı, bebeklere vermedikleri ilaçları Irak’ta sattıkları, Adnan Oktar çetesi ile de ilişkili oldukları ortaya çıktı. Çetenin başındaki şahsın PKK’den hüküm giydiği, cezaevinde beş yıl yattıktan sonra AKP döneminde kabul ediken Etkin Pişmanlık Yasası ile serbest kaldığı, tıp okuyup doktor olduğu ortaya çıktı. Üstelik benzer bir yenidoğan skandalı da dün KKTC’de yaşandı. Bir bebeğin ölümüne ve altısının da hayati tehlikeye girmesine neden olan olayın "bebeklerin mamasına alkol karıştırılması olduğu" ortaya çıktı. Kıbrıs ayağa kalktı!

Komşumuz İran’a İsrail üç ayrı saldırıda bulunurken, Litvanya’daki seçimleri ise Sosyal Demokratlar kazandı. ABD’de başkanlık seçiminde işler kızışırken, Donald Trump’ın Kamala Harris’in önünde olduğu açıklandı. Ünlü şarkıcı Beyonce, kürtaj hakkı için düzenlenen mitinge katılarak 'bir anne olarak Kamala Harris’i desteklediğini' ilan etti. Trump ise bu duruma; “Biz bir savaştayız onlar parti veriyor” diye yanıt verdi.

Cumhuriyetimizin 101. yılını kutlamaya bir gün kala Türkiye ve dünyada en garip rüyadan daha garip gerçeklikler yaşayarak varoluşu bir kez daha sorguluyoruz. Bu acayiplikler ve gariplikler felsefeye yönelmenin bir kez daha gereğini hatırlatıyor bize... Ki bu da olaylar içinde belki de en hayırlı şey; daha doğrusu kötünün iyisi!