![]()
Ahmet Eren Özen
ahmeterenozen1@gmail.com
ALDATMA VE ALDATILMAK
17/02/2025
Aldatmak ve aldatılmak kötü bir duygu. Aldatmak, kişinin bir başka kişiyi herhangi bir nedenden kaynaklı olarak kasten, bilinçli bir şekilde yanıltmasıdır. Aldatmanın temeli yalandır. "En sevdiğim arkadaşım sensin" diyen biri, aslında onun arkadaşlığını değil de o arkadaşından elde ettiği maddi veya manevi kazançları seviyorsa arkadaşını aldatmış olur. Sevdiği şey, kişinin kendisi değil olanaklarıdır çünkü ve bunu karşı tarafa söylememiştir.
Aldatmak, kişinin kendisine bağlı hissettiği, arasında duygusal bağ kurduğu kişiler veya varlıklarla olur. Aldatma sosyal çevreden, aileden, eşten veya partnerden gelebilir. Aslında malını olmayan özelliklerde ve kalitede imiş gibi gösteren tüccar da müşterisini aldatmış sayılır. Buna "hile" de denir. Aldatma bir plan, bir oyun gibi önceden tasarlanarak gerçekleştiriliyorsa buna ise "desise" denir. Daha çetrefilli aldatma demektir.
Eşlerin, evlilik yolu ile bağlı oldukları yuvaya sadakat göstermesi olağan olarak beklenir. Evliliğin önemli bir kurum olduğu, kanunla düzenlenmesinden de açıkça bellidir. Ayrıca nikah memurunun eşlere "hastalıkta ve sağlıkta, iyi ve kötü günde beraber olma" yönünde yaptığı hatırlatma da evlilik akdi gerçekleşmeden evliliği bir şaka ya da sade bir imza gibi görenler için yapılan son uyarı niteliğindedir.
Nişan, evlilik vaadiyle yakın çevreye ya da topluma açık şekilde beraberliğin duyurusunun yapılmasıdır. Söz ise kişilerin kendi arasında ya da aile arasında aralarında adı üstünde sözlü olarak anlaştıkları ve kişilerin birbirlerini yakınen tanıma sürecinde birbirlerine ya da ailelerine karşı hoşlanmadıkları yönler çıktığında bunları anlama, anlaşılamayacağı düşünüldüğünde işi resmiyete taşımadan yolları ayırma kararını vermeyi de içeren bir süreçtir. Söz ve nişan bu anlamda kişilerin ilişkilerini gayriresmi bir alandan resmi bir alana geçerken üzerinde yürüdükleri köprüdür. Kimisi bu yolda yorulup geri dönerken kimi çiftler köprüyü el ele aşarlar.
Sözlü ve nişanlı kimseler toplum tarafından bekar insandan bir nebze daha ayrı addelir. "Başı bağlı" olarak tanımlanırlar ve düğünlerinin olması beklenir. Düğün halka açık sadakat yemini gibidir. Ailenin kurulması ya da büyümesini gösteren şölenlerdir. Düğüne kadar ilişkinin yürümeyeceği anlaşıldığında söz atılır, nişan bohçaları geri verilir Anadolu'nun kırsal yörelerinde.
Herhangi bir söz olmasa da kişilerin arasında kurulan birlikteliklerde de sadakat beklenir. Bir kişinin birden fazla kişiyle flört etmesi, çıkması ya da beraber olması toplum tarafından sağlıklı karşılanmaz. "Her çiçekten bal almak", "mavi boncuk dağıtmak", "şıpsevdi" gibi ifadelerle anılırlar.
Birlikteliklerde sevgi sözcükleri ise ilişkiyi güçlendirir ve kişilerde empati uyandırır. Sempatiden farklı olarak empatide kişinin söylenen sözcüklerin anlamını aynen kendisi de karşı taraf için hissetmelidir. Diyelim ki erkeğe kız arkadaşı "aşkım" derken, "canım" derken, "hayatım" derken, kız bunları sırf karşılık olarak ona geri tekrarlıyorsa ya da bu sözcükler erkek veya kadın tarafından laf olsun diye söyleniyorsa; bu sözcükleri partner yüreğinde sevgilisi gibi hissetmiyorsa kişiler duygularla oynuyor ya da sırf ilişki, sosyalleşmek için biraraya geliniyor demektir. Hele hele partnerlerden biri en güzel aşk sözcüklerini söylüyorken; diğeri; için için başka birini düşleyip yanıp tutuşuyorsa kişiyi aldatmış demektir.
Ellerini eline alırken, öperken, başkasının sarılışlarını öpüşlerini düşünüyor ise, kişiyi başkalarıyla kıyaslayıp başkalarını yeğ tuttup hala kişiyle ilişkisi sürüyor ise kişi aldatılmaktadır. Yine ilişki hakkında düşündüğümüz konum karşı tarafın bize verdiği değerle denk düşmüyorsa uyumsuzluğa bağlı aldatma gerçekleşiyor demektir. Partnerin birlikte olduğu kişinin kokusu değil de başkasının kokusu burnunun ucundan gitmiyorsa partner diğerini unutmamıştır, zihnen aldatma devam ediyor ve her an diğerine dönebilme olasılığı yüksek demektir. Yolda yürürken dahi havayı o kokuyu alma beklentisiyle kokluyorsa aldatma yapısallaşmıştır.
Geceleri arzu ettiği kişi bir başkası ise, aynı evi ya da yatağı paylaştığı halde yanındaki kişiyi değil de başkasına ait eşyaları, bütün hatıraları koynuna alıp uyuyorsa ya da bunu zihninde tutuyorsa, zaman zaman "ah o şu an burda olsa şunu yapardı, o da bunu çok severdi" gibi günlük yaşantıya başkası zihnen dahil olduysa aldatma gerçekleşmiş demektir.
Zaten partner dışında fiziksel beraberlikler ve cinsel birleşimler de varsa sadakatsizlik doruğa çıkmış, kişi sadece aldattığı kişiyi değil kendi onuruna ve toplum ahlakına da saldırmış demektir.
İnsanın doğasında var olduğu iddia edilse de modern insanın etik ve felsefik yaklaşımlarla üstesinden gelebileceği aldatma olayı ile kimsenin karşılaşmamasını diliyoruz. Aldatma erdemli bir hareket olmadığı gibi aynı zamanda tekrarlayan kötücül bir davranış olduğundan hiç başvurulmaması gereken eylemlerdendir. Aldatma, "şeytana uyduk bir kere" denilerek sorumluluğu kişinin kendisinden başkasına suç isnat edeceği olay da değildir.
Aldatılmak, kişilerde derin keder ve üzüntülere neden olduğu gibi kişilerin geleceğe ve çevresine umutla bakmasını da engellemektedir. Güvenilen dağlara bir kez kar yağdı mı; kişinin kalbi üşür, aldatan kişiden veya kurumdan soğur, uzaklaşır. Benzer kişi ve kurumlara da şüpheyle yaklaşır. Kadınlar tarafından söylenen; "erkek değil misiniz, hepiniz aynısınız" sözü bunun ikrarı gibidir.
Tamiri hemen hemen olanaksız, unutulması ise imkansız olan aldatılma hadisesinde seni sevdiğini sandığın, başkasını seviyor. Ruhu sana ait sandığın vücuden yanında ama ruhen başkasıyla dolaşıyor. Belki rüyalarında başkasını görüyor. Ya da senin olmadığın dakikada onu arıyor, ona mesaj atıyor, ona koşuyor.
Kişiler, birbirlerini sevmek zorunda olmasa da "aldatma" gibi insan onuruna ters bir harekete de girişmemeli, aralarında duygusal bağ koptu ise saygı çerçevesinde ilişkilerini noktalamalıdırlar. Aldatma bir kurum tarafından organize biçimde halka karşı işleniyor ise halk uyanık olmalı ve kendisine bu uyanıklığı sağlayacak denetim ve seçim mekanizmalarını devreye sokmalıdır. Halkın, toplumsal aklı doğru minvalde kullanması için bilgi edinmesi yani sürekli öğrenme ve aydınlanma faaliyeti içerisinde olması gerekir. Kişilerin ve kurumların aldatılmaya karşı en önemli koruma kalkanı bilgi asimetrisinin olmamasıdır.
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
SAHNEDE ÖLEN SANATÇI ŞEHİT, YARALANAN GAZİDİR - 01/04/2025 |
SAHNEDE ÖLEN SANATÇI ŞEHİT, YARALANAN GAZİDİR - Ahmet Eren Özen - 1/4/2025 |
İHANET SARMALINDA TÜRKİYE - 15/03/2025 |
Ahmet Eren Özen - İHANET SARMALINDA TÜRKİYE - 15/3/2025 |
ÖRNEK SİYASETÇİ HİLMİ URAN - 23/12/2024 |
Ahmet Eren Özen - ÖRNEK SİYASETÇİ HİLMİ URAN - 23.12.2024 |
SURİYE MESELESİNDE ERDOĞAN VE ÖTEKİLER - 09/12/2024 |
Ahmet Eren Özen - SURİYE MESELESİNDE ERDOĞAN VE ÖTEKİLER 9/12/2024 |
TKP'NİN CHP KARŞITLIĞINDA KÖYLÜ MESELESİ - 27/11/2024 |
Ahmet Eren Özen - TKP'NİN CHP KARŞITLIĞINDA KÖYLÜ MESELESİ - 27/11/2024 |
BAŞKA TÜRKİYE YOK! - 01/11/2024 |
Ahmet Eren Özen - BAŞKA TÜRKİYE YOK! 1/11/2024 |
EN GARİP RÜYADAN DAHA GARİP GERÇEKLİKLER YAŞIYORUZ - 28/10/2024 |
Ahmet Eren Özen - EN GARİP RÜYADAN DAHA GARİP GERÇEKLİKLER YAŞIYORUZ 28/10/2024 |
İZMİR KÖRFEZİNİ ÖLDÜREN NEDENİ AÇIKLIYORUM - 11/10/2024 |
İZMİR KÖRFEZİNİ ÖLDÜREN NEDENİ AÇIKLIYORUM - Ahmet Eren Özen 11/10/2024 |
MUTLULUĞA KAPI AÇIN - 07/10/2024 |
MUTLULUĞA KAPI AÇIN - Ahmet Eren Özen 7/10/2024 |
![]() |