Bugünlerde gerçekten efkarlıyım. Hemen hemen bütün kanallarda iftar sofraları için yemek tarifleri veriliyor. Kullanılan malzemeleri almak için asgari ücretli bir ailenin, sadece bir yemek için neredeyse maaşının dörtte birini harcaması gerekiyor. Diğer günlerde peki ne alabilecekler ellerinde kalan para ile? Düşünülmüyor ya da düşünülsün istemiyor. Medyanın bu kadar halktan kopuk oluşu, bana devekuşunu hatırlatıyor. Kafası kumun içinde ya, gerisi önemli değil! Nasılsa; "Ekmek bulamazlarsa pasta yesinler" diyen bir kısım azınlık var. Bu azınlığa dahil patronaj kulübünün verdiği reklamlar o televizyonlara yetiyor. Halk umurlarında değil.

Enflasyon varmış, çarşı pazar pahalı; artık haber bile yapılmıyor. İzmir'de ve pek çok büyükşehirde kiralar uçtu. Bir evde birkaç aile yaşamaya başladı. Bunun arkası da yeniden gecekondu patlamasıdır. Fakat bu sefer gecekondular yıkılmayacak şekilde taşınabilir yapılıyor. Bugünlerde çevrenizdeki karavan sayısındaki artışı gördünüz mü? Ev kiralarının inanılmaz yükselişi, insanları karavanda yaşamaya mahkum etti! Asgari ücretle beslenmesi bile imkansız olan insanlar ev kiralamak yerine karavanda yaşıyorlar. Ben bu karavan evlere "tekerlekli gecekondu" diyorum. Bu yazıyı okuduktan sonra lütfen çevrenizi gözleyiniz. Bana hak vereceksiniz. Yaşanan mevcut durum, ülkemizde ne kadar enflasyon olduğu gerçeğini göz önüne sermektedir. Yetkililer ise pahalılığı durdurucu önlem almamaktadırlar. Karavanlar ise hem sahilleri ve parkları işgal etmekte hem de çevre ve görüntü kirliliği yaratmaktadır.

Yaşadığımız bunca sıkıntıya bir de kültürel endişeler eklenmektedir. Şöyle ki; hemen hemen her gece amatör koroların konserlerini izliyoruz. Salondaki dinleyicilere baktığımızda, yaş ortalaması 50 ve üzerindeki kişilerin olduğunu görüyoruz. Ne yazık ki gençleri bu salonlara toplayamıyoruz. İleride, Türk Sanat Müziği'ni ve Türk Halk Müziği'ni geleceğe taşıyacak kimseyi bulamayacağız. Böylece kültürel değerlerimiz yok olup gidecek. Bir an önce, gerek Kültür Bakanlığı'nın gerekse de yerel yönetimlerin çocuk ve gençlik korolarını kurmalarını ve geç kalmadan bu konuya eğilmelerini önemle hatırlatıyorum. 

Bazıları "Neden bu kadar dertleniyorsun Göksenin Hoca?" diyebilir. Fakat yıllardır yaşadıklarımızın tekrar edip gitmesi, temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp yeniden masaya konması; ülke gündemini meşgul ediyor. Siyasetçilerin ve yöneticilerin asıl işi olan ekonomiyi düzeltmelerini, kültür ve eğitim politikalarını vb. ilerletmelerini engelliyor. Böylece toplum sosyolojisi de bozuluyor. Halkın talepleri, arayışları bambaşka iken halkın gündeminden çok alakasız konular haftalarca Türkiye gündemini işgal ediyor. Ben "Halka rağmen halk için olunamaz" diyorum. Gerisi, riyakarlık, düzenbazlık ve çıkarcılıktır. Bunu emperyal güçler zevkle izlemektedirler.

Terör konusu da emperyalistlerin diğer ülkeler üzerindeki kontrollerini artırmak için tezgahladıkları bir meseledir. Dünyadaki bütün terör örgütlerini yaratan başta ABD olmak üzere İngiltere ve bazı Avrupa ülkeleridir. PKK'nın güya silah bırakması olayı da Amerika'nın yeni oyunudur. Zaten aynı paralelde bulunan PYD veya YPG gündemdedir. Güya bunlar PKK ile organik bağlantı içinde değillerdir. Ayrıca, birçok Avrupa ülkesindeki PKK örgütleri bu karara uymayacaklardır. Çünkü onların gelir kaynakları kesilmiş olacaktır. Ayrıca terörist başı mahkum olduğu halde grup toplantılarına nasıl katılacak ve kürsüde konuşacaktır? Bu durum ciddi bir hukuk sorunu yaratıyor. Üstelik teklif eden de milliyetçi bir partinin genel başkanı! 

Barışı hepimiz isteriz de ortada bir barış göremiyoruz. Çünkü PKK, silahlarını alıp PYD'ye gidecek! Böylece PKK sözde silah bırakmış olacak. Bu da, Türkiye'nin politik zaferi sayılacak ve olası seçimlerde iktidar partisinin oy sayısını arttırmış olacak. Daha önce de İmralı'daki Öcalan "PKK silah bıraksın" demişti. Bu sözleri gazete arşivlerinde var. Hatta PKK, örgüt lideri Abdullah Öcalan yakalanınca ad değiştirmiş KDK – KADEK gibi isimler almıştı. DTP kapatılıp BDP, BDP kapatılıp HDP, o da kapatılıp DEM Parti açılmadı mı? Alfabemizde harf çok. PKK kapatılır PYD devam eder. Halk bunu görüyor ve biliyor da siyasetçiler bunu göremiyor mu? Hayret! Bakalım, daha neler göreceğiz önümüzdeki günlerde? Aman aklınıza mukayyet olunuz.