Dün 18 Mart'tı. Bizde gündeme gelen farklı haberler nedeniyle kutlama coşkusu yarım kalsa da, düşmanlarımız emperyalizme 110 yıl önce verdiğimiz dersi unutmasınlar! ÇANAKKALE ZAFERİ'miz kutlu olsun!

Totaliter yönetimlerde demokrasi bazı kişileri rahatsız eder. Kuvvetlerin ayrılığı ilkesi uygulanmaz. Yasama ve yargı yetkisi; yönetimin elindeyse özgürlük, eşitlik ve adaletten söz edilemez. Oysa parlamenter sistem, gerçek anlamda hukukun üstünlüğünü savunur. Diploma krizi ve eve baskın şeklinde gözaltılar yaşanmaktadır. Bu tip gerginlikler halkı yönetimle karşı karşıya getirir. Bu durumda ise yönetim, olağanüstü hal ilan edip, her türlü toplantı ve yürüyüşleri yasaklar. Tabii, bu devam ederse; seçimler de iptal edilebilir! Bu gelişmeler emperyalist ülkelerin de işine gelir. Şimdi ABD Türkiye'yi, iç savaşa götürebilmek için hazırlanmış planı, seçilmiş aktörler aracılığı ile gerçekleştiriyor.

Üstelik son zamanlarda Kürt sorunu olmayan bu ülkede, hem iktidar hem muhalefet partileri yeniden bu meseleyi bir sorun haline getirip alevliyorlar. Seçimlerde oy almak düşüncesi ister istemez partileri bu yöne doğru sürükledi. Zaten gelişmeler, PKK'nin artık etkili olmadığını gösterdi. ABD, PYD adını verdiği terör örgütünü desteklemeyi sürdürüyor. Bu durumu politika malzemesi yapmak kimseye bir şey kazandırmaz! CHP, cumhurbaşkanı adayını tanıtma girişimlerinden sıyrılıp, ülkedeki işsizliği, enflasyonu, ekonomiyi nasıl düzelteceğini açıklayan planlar yapıp halka sunmalıydı! O zaman muhalefet rolünü iyi yapmış olacak. Aksi halde bakın bir gecede adayları adaylıktan düşürülebiliyor ve sabah saatlerinde tutuklanabiliyor. İsim değil yol haritası, program, çözümler dile getirilmeliydi.

Ben Ramazan ayının daha sakin geçeceğini düşünüyordum. Oysaki siyaseten çok heyecanlı günleri yaşıyoruz. Üstelik İsrail yeniden saldırılarına başladı. Ramazan ayı, irade denetiminin uygulandığı oruç ayıdır. Aynı zamanda yardımlaşma, özveri, paylaşma ile sosyal denetimin gerçekleştiği kutsal bir aydır. Dinin siyasete alet edilmediği, çıkar çevrelerinin etkili olamayacağı özel bir aydır. Gerçekten Müslüman olanlar, ibadetle birlikte, ahlaki ilkeleri ön plana alıp, sosyal açıdan eşitliği ve yardımlaşmayı sağlamakla mükellef olmalıdırlar. Televizyonlar, yaptıkları programlar ile halka iftar yemeklerini tarif eden bir lokanta, mutfak kültürüne dönüştürüldü. Unutmayalım ki, Ramazan, nefse hakimiyetin uygulandığı özel bir aydır.

Herkese ve özellikle de siyasetçilere nefretten uzak bir ay diliyorum. Unutmayalım ki; öfkeyle kalkan zararla oturur.