![]()
Göksenin Çakmak
goksenincakmak@gmail.com
KRALLAR SOYTARILARI SEVERLER
19/04/2025 Sahnede hayata veda etmek, herkese nasip olmaz. Sanatçılar için bir ayrıcalıktır. Kendisini sevenlerin, hayranların önünde sonsuzluğa göçmek; son alkışı onlardan duymak belki de Tanrı'nın bir lütfudur. Tıpkı Zeki Müren, Şükrü Tunar gibi Volkan Konak da hayata veda etti. Edip Akbayram ve Filiz Akın yine kısa süre önce aramızdan ayrıldılar. Allah rahmet eylesin. Türk milletinin başı sağ olsun. Tabii ben böyle rahmet dileyince; kimileri acaba meraktan mı lüzumsuzluktan mı bilmem; "Siz deist değil misiniz?" diye manalı bir şekilde soruyorlar. Biliyorsunuz bu konuda verdiğim sokak röportajı sadece İnstagram'da 3 milyon 100 bin kez izlenmişti. Aynı cümleler bazıları tarafından orada da yorum olarak yazılmıştı. Ne imiş? Ben o röportajda "Vallahi ben deistim" demişim. Yani Allah üzerine yemin ederek deist olduğumu söylemişim. Eh zaten ben evreni yüce bir kuvvetin yarattığına inanıyorum! Deist; ateist değil ki; Tanrı'yı reddetsin. Dolayısıyla ben de herhangi bir riyakarlık sergilemeden görüşlerimi açıklıyorum. Oysa ki; kendi dinlerinde yasak olan kuralları ısrarla çiğneyen ve büyük çelişkiler içinde yaşayanlar var. İslamiyet'te ilahi dışında müzik çalınması; hele ki kadının toplum içinde şarkı söylenmesi günah sayılır. Fakat bir bakıyorsunuz ki korolarda türbanla solo yapanlar var. Bunları görünce Meclis'e baş örtüsü ile ilk kez giren milletvekilini hatırladım. Laikliğin perdesini yırtmak için özel olarak yapmıştı. Burada da bu hanım, aynı şeyi sahnede yapıyor. Dincilik kisvesini modern Türkiye'ye ilan ediyor. Sesi istediği kadar güzel olsun! Giyim şekli ile Atatürkçü zihniyeti protesto etmiş oluyor. Ve de diğer insanlar bunu alkışlıyorlar. Bunun, inanç özgürlüğü ile ilgisi yok! Tamamen dincilik propagandası yapılmış oluyor. Başörtülü öğretmen, subay, polis vb. görmek istemiyorum. Onların laik cumhuriyeti koruyabileceğini ya da savunabileceğini düşünmüyorum. Maalesef siyasetçiler benim kadar cesur değiller. Kendilerini bu konularda uyaracak yardımcıları da yok. Çünkü siyasette şöyle bir kural vardır: Liderler ilk zamanlarında yanlarında uzman olan kişileri bulundururlar. Fakat güçlenip koltuğa iyice yerleştikten sonra da onları diskalifiye ederek, zayıf ve şakşakçı tipleri getirirler. Bu, monarşik yönetimlerde daha da belirgindir. Onlar için biat kültürü önemlidir. Çünkü demokrasi, liderleri rahatsız eder. İtaat eden, zayıf ve riyakar kişilerin yıldızı parlar. Dünya tarihine baktığınızda bunları çok rahat görebilirsiniz. Liderler, iktidarlar, devlet başkanları; yönettikleri ülkede kendi otoritelerini kurarlar. Otorite, kaba kuvvet değildir. Bilakis, yasaların adil bir şekilde uygulanabilmesine imkan tanımaktır. Gereğinde, inisiyatif kullanabilmek, toplum çıkarlarını kendi çıkarlarından üstün tutmak, halkı duymak, dinlemektir. Politika, siyasi sağırların yeri olamaz. Çünkü; hukukun üstünlüğü dendiğinde, yasaların insanın üzerinde bir yerde olması anlaşılır. Hiçbir insan yasalardan üstün olamaz. Eşitlik, adalet ve özgürlüğün olduğu yerde demokrasi vardır. Demokrasi varsa bilim de vardır. Ya da bilimsel ilerlemenin olduğu yerde demokrasi de ileridedir. Bilimde mucize yoktur. Her olay, neden ve sonuç ilişkisine göre açıklanır. Örneğin: "Suyu 100 derece sıcaklığa getirecek şekilde ısıtırsam, kaynar." Mucize denilen şey ancak tek tanrılı dinlerde vardır. Bu durumda, dinle bilimi karıştırmayalım. Birisini akıl, diğerini ise inanç yönetir. İşte dinle yönetilen devletlerin durumu ortada. Geri kalmışlığın, hilkat garibeliğinin ortasındalar. Çok üzülüyorum çok! Hem onlara hem de güya çağdaş yaşam süren Batı devletlerine. İnsanlığın bu kadar insanlıktan uzak olduğunu gördüğümde! Başta Gazze olmak üzere, Yemen, Ukrayna, Rusya'da insanlar öldürülüyor. Yaşadığım için üzülüyorum, o bebeklerin öldüğünü görünce benim de ölesim geliyor. Bir şey yapamıyoruz. ABD, İsrail'le yine planlar yapıyor. Artık ne hukuk ne de ahlak var. BİR DELİ İLE BİR KATİL, dünyaya hakim olmak için her şeyi yapıyorlar. Etik degerlerin iflas ettiği, inancın da engelleyici olamadığı bir dünyada yaşamak istemiyorum. Her an soykırım devam ederken benim acıkmaya, yemek yemeye, uyumaya hakkım yok! TANRI'm neredesin? Görmüyor musun? Yoksa İsrailli'lerin iddia ettiği gibi 'yalnızca onların Rabbi'misin? Lütfen, duy artık çığlıklarımızı! Trump, bir paranoyak. Trump, ciddi bir akıl hastası. Ve bir deli dünyayı yönetiyor. İsrail ona dayamış sırtını, ABD de İsrail'i kullanarak, Ortadoğu'ya hakim olmaya çalışıyor. Gazze'yi Dubai yapmaya çalışıyor. Kanada'yı eyalet olarak bağlamaya çalışıyor, Grönland'i, Panama Kanalı'nı da kontrolu altına almaya çalışıyor. Türkiye ile güya iyi geçiniyor. Acaba niyeti, Filistinlileri de Suriyeliler gibi bize postalamak mı? Bu konuda kulağımıza kar suyu kaçtı! Geçenlerde, Gazze'de bir hastaneyi bombaladı İsrail. Daha önce yine füze atıp 480 kişiyi yok ettikleri hastanenin acil servisi hedef oldu. Peki dünya ne yapıyor bu konuda? Hiçbir şey! Sadece susuyor. ABD, Türk ve Müslüman olan halkımızdan çok korkuyor. Biliyor ki; bir gün bu halk uyuduğu derin uykudan kalksa ne Trump dinler ne de Netenyahu! O yüzden Türkiye'ye durmadan yağ çekiyor. Bunun altında, acaba bizden neler koparmak istiyor kuşkusu yatıyor. Gazze'yi Dubai yapma fikrinden sonra, Filistinlilere yeni vatan olarak Türkiye mi seçildi? Bir taraftan da, Yunanistan'ı kışkırtarak batıda başımıza bir dert daha çıkartıyor. Türkiye güya terörü bitirmek için bir caniyi İmralı'dan çıkartsın, ülkeyi yeni bir karışıklığa sürüklesin! Sevr Antlaşması'nda ne yaptılarsa gene aynı koşullara döndürmek hevesindeler. Bu durumda milletimize yeni bir görev düşüyor. Hem emperyalizme karşı ayakta durmak, hem de ülkemizde gittikçe yok edilmeye çalışılan demokrasiye sahip çıkmak! Fakat yandaş, yalaka veya satın alınmış bütün kanallar, Sırrı Süreyya Önder'in ameliyatını son dakika haber olarak veriyorlar. Tamam, bir sanatçı olarak; "geçmiş olsun" derim. Ama bu kadar da abartmanın nedenini anlamıyorum. Sanki hastanedeki kişi, cumhurbaşkanıymış gibi ilgi gösteriliyor. Hastane önünden canlı yayınlar yapılıyor. Dem Parti ile terörü bitirme girişiminde İmralı heyetinde görevli bir eleman olduğunu biliyoruz. Hepsi bu. Fakat hastanedeki kişi sanki ulusal bir kahramanmış gibi de ele alınıyorsa diyecek kelime bulamıyorum. Unutmayalım ki; elli yıldır şehit verdiğimiz, terör örgütünü yöneten bir katilin; yoldaşlarından biri. Son zamanlarda, bazı kişileri sütten çıkmış ak kaşık gibi gösteriyoruz! Ne uğruna? ![]() Muhalif geçinen kanallar dahil; yıllardır askerlerimizi, öğretmenlerimizi kurşuna dizen, en az 50 000 AİLENİN OCAĞINA ATEŞ DÜŞÜREN bu kişi ve zihniyetten veya Dem Parti'den medet umuyorlar. Ekrandaki güya yorumcu kisvesindeki şakşakçılar tarafından Sırrı Süreyya Önder kahramanlaştırılıyor. Bu şakşakçı tayfalar ekranda ne kadar az görünürse o kadar sevineceğim. Oy peşinde koşturan soytarılar, inşallah tez zamanda siz de politik hayatımızdan silinirsiniz! Millet olarak sessiz kalamayız. Biliyorum ki; Türkiye'nin yarıdan fazlası son yaşananlara karşı tepkili ve de rahatsız. Fakat koyun sürüsü ne kadar büyük olursa olsun, en sonunda bir kasabın bıçağına teslim olur. Dolayısıyla boğazınıza bıçak dayanmadan boğazınızdan bir şeyler duyalım! Bakın, İmralı heyetiyle görüşme yapacağını önceden duyuran Adalet Bakanlığı, şimdilik bu tarihi erteledi. Neden? Çünkü; henüz PKK'da silah bırakan, teslim eden kimse yok! Yapılan hesaplar yanlış çıktı. Böylece Apo'nun artık hiçbir hükmünun kalmadığı; PYD, YPG gibi örgütlerin Avrupa'daki uzantılarının ABD ile organik bağlarının olduğu gerçeği ortaya çıktı. Bizim hükümetin de olası seçimlerde bu olayı bir koz olarak kullanamayacağı herkesçe görülmüş oldu. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
YARALI HAYVAN SALDIRGANDIR - 25/03/2025 |
YARALI HAYVAN SALDIRGANDIR - Göksenin Çakmak - 25/3/2025 |
SON GELİŞMELERİ ELE ALALIM - 19/03/2025 |
SON GELİŞMELERİ ELE ALALIM - Göksenin Çakmak - 19/3/2025 |
HALKA RAĞMEN HALK İÇİN OLUNMAZ - 05/03/2025 |
HALKA RAĞMEN HALK İÇİN OLUNMAZ - Göksenin Çakmak 5/3/2024 |
DOSTLUKLARLA YAŞIYORUM - 04/10/2024 |
Göksenin Çakmak - DOSTLUKLARLA YAŞIYORUM 4/10/2024 |
BİR TARAFTA İSRAF BİR TARAFTA AÇLIK - 18/07/2024 |
BİR TARAFTA İSRAF BİR TARAFTA AÇLIK - Göksenin Çakmak 18/7/2024 |
TÜRKİYE'Yİ KAPTIRMAYALIM - 08/07/2024 |
Göksenin Çakmak - TÜRKİYE'Yİ KAPTIRMAYALIM 08/07/24 |